Geçen hafta yaptığımız çeviri akşamı etkinliği çok güzel geçmişti. Bu hafta ve sonraki diğer Çarşamba akşamı toplanmaya devam ediyoruz. Tabi ki, fırsatınız varsa katılmanız çok faydalı olacaktır.
Bu haftaki akşamdan önce bir kaç noktanın altını çizmemiz daha etkin bir saat geçirmemizi sağlayacaktır.
– Sormak istediğiniz çevirileri, çevirilerin bağlantılarını vererek sorarsanız daha kolay olacaktır. Çevirinin bağlantısını vermek için, çeviri satırının solundaki karakter dizisi(string) numarasına bağlantısına(mavi) sağ tıklayarak “Bağlantı Adresini” kopyala dedikten sonra IRC’deki sohbet satırına yapıştırabilirsiniz.
– Hali hazırda “Çevirmenler için İpuçları maddemiz” var: http://wiki.documentfoundation.org/Lang … siyeler/tr Bu maddeye göz atarak, bu maddeye eklenmesinin faydalı olabileceğini düşündüğünüz diğer ipuçlarını not edip paylaşabilirsiniz.
– Çeviriye yeni başlayanlar için daha basit içeriğe sahip olan:: https://translations.documentfoundation … lp/shared/Â adresindeki guide.po ve optionen.po dosyalarına göz atabilirsiniz:
*guide.po: LibreOffice’de F1’e basarak ulaştığımız ana yardım rehberinin kaynak dosyasıdır ve önceliklidir.
*optionen.po: LibreOffice’deki seçenekler, menüler ve diğer işlevler içinn açıklama içeriğidir.
– UNUTMAYIN: LibreOffice 3.6.x serisini çeviriyoruz. Eski sürümlerde vakit kaybetmeyelim.
– IRC’de sohbet esnasında konuştuğunuz kişinin takma adının ilk bir kaç karakterini yazdıktan sonra klavyenizdeki “TAB” tuşuna basarak konuştuğunuz kişiye seslenebilirsiniz, bu sayede ekranında renkli uyarı görecektir.
– Geç kaldım diye girmemezlik etmeyin. Etkinliğin her dakikası dolu dolu  Bir saati yine geçeriz gibime geliyor.
– Çeviri akşamı dışında kafanıza takılanları her zaman forumdaki Yerelleştirme konusunda başlık açarak sorabilirsiniz:http://forum.libreoffice.org.tr/
IRC kanalına katılmak için tarifleri tekrar yapıştırıyorum:
IRC istemcisi kullananlar sunucu olarak : irc.freenode.net’e bağlanıp kanal ismi olarak LibreOffice-tr seçerek kanalımıza katılabilirler.
IRC istemcisi olmayanlar için daha kolay bir yol ise Web tabanlı IRC arayüzü.
http://webchat.freenode.net/Â adresinden ulaşabileceğiniz web istemcisiyle LibreOffice-tr kanalına girebilirsiniz.
Burada bağlantı detaylarını şu şekilde doldurunuz:
Nickname:(takma adınızıyazın- Tercihen Pootle kullanıcı adınız)
Channels: LibreOffice-tr
yazıp doğrulama kodunu girmeniz bağlanmanız için kafidir.
Örnek giriş ekran görüntüsü: https://blog.bluzz.net/wp-content/upload … enode.jpeg
Çarşamba akşamı saat 21:00’de #LibreOffice-tr kanalında görüşmek üzere!
Pardus’un yeni dönemiyle ilgili 19 Haziran 2012 tarihinde bir basın toplantısı düzenlenmiş. Bu toplantıda birçok şey söylenmiş. Doğrusunu söylemek gerekirse söylenenler ve yaşanan gerçekler aynı evrendeki gerçekliklerde değil… Bırakın daha farklı şeyleri; geliştiricisi dahi olmayan, aylardır tek bir satır kod yazılmamış bir projenin basın toplantısı bir sağ yanaktan bir de sol yanaktan tokat yemişe çevirdi beni.
Basın toplantısıyla ilgili haberler, yine gerçekliğin ötesinde bir çok büyük gazete ve internet sitesinde[S] [H] süslü manşetler ve hala anlayamadığım “Pardus’u Herkes Kullanabilecek, Halkla Buluşuyor[Z], Tabana Yayılacak vb” Â ifadelerle sunuldu. Bir çok kişi -çoğu güncel durumdan bir haber, hatta Pardus ne bilmeyen- büyük başarı adıyla bu haberleri paylaştı. Bir de Fatih projesinde ‘sadece’ Pardus kullanılacak gibi bir ifadeyle yansıması da böyle bir algı oluşturdu ki, bu da yanlış, Pardus bu şartnamelerde akıllı tahtalarda yüklü olacak, ama Microsoft Windows’un yanında(Kim Pardus’la açarsa artık). Fatih proje sitesinden gerekli bilgiyi alabilirsiniz Ekran görüntüleri ise tercihi ortaya koymakta…Â http://fatihprojesi.meb.gov.tr/tr/index.php
Bu basın toplantısı ve Pardus ile ilgili daha fazla yorum yapamayacağım. Buna enerjim ve hevesim de yok. Sevgili Ali Erkan İmrek’in günlüğünde derlediği toplantı notlarını ben de buraya aktarıyorum.
Dr. Kaplan Pardus’un sadece kamu kurumlarının kullanımına sunulan bir işletim sistemi olmaktan çıkıp, halk tarafından da tercih edilen bir sistem olmasını dolayısıyla da gerçek anlamda “milli işletim sistemi” haline gelmesini hedeflediklerini belirtmiş.
Pardus Danışma Kurulu’nun ilk toplantısı en kısa zamanda yapılacak.Â
Pardus’un güncellenmesi ve yeni sürümünün 1-2 ay içinde sunulması çalışmaları hızla devam ediyor.Â
Bu yıl içerisinde yeni kurumsal sürüm çıkacak.
Sunucu ve Mobil sürümler çıkacak.
FATİH’in 620 bin akıllı tahtasında Pardus kullanılacak.
Yeni sürümün devreye girmesi ile birlikte tanıtımlara da ağırlık verilecek. Pardus Tema yarışması yapılacak.
Özel sektörle işbirlikleri yapılacak.
Sertifikasyon programları oluşturulacak.
Kamu ve özel sektör ile halkın rahat kullanımı hedeflenecek, KOBİ’lerin ihtiyaçları için Pardus tabanlı ticari yazılımları artırmak istiyoruz.
Bilişim sektörüne yeni çalışma alanı açılmış olacak.
Yerelleştirme için üniversitelerden ve firmalardan destek alınacak.
Mobil sürüm çalışmalarının tümü TÜBİTAK bünyesinde gerçekleşmiyor, bir eko-sistem oluşturulmuş, firmalarla ortaklık yapılarak geliştiriliyor. Elbette bu hemen yakın zamanda yani bir kaç ayda gerçekleşmez.
Linux mobilleşmede geç kaldı. Pardus da bir Linux tabanlı işletim sistemi olarak mobilleşmede geç kaldı.
1512 Girşimcilik Desteği’ne çok önem veriyoruz. Pardus tabanlı yazılımlar üretilmesi için her tür desteği vereceğiz.
Bakanlıklardan, SGK’dan, DDY’den Pardus kullanmak için talep geldi.
Pardus’un sanal makinelerde açılma süresi 0.8sn yani 1 saniyeden bile az. (Muhtemelen bir yanlış anlaşılma var)
LibreOffice çevirilerinde önemli aşamalar kaydetmeye devam etmekteyiz. LibreOffice 3.6 serisi daha yayınlanmadan arayüz çevirilerinde %100’e ulaştık. Yardım içeriğindeyse %50 psikolojik barajını geçmenin keyfi içerisindeyiz, anlayacağınız yolu yarıladık ama daha bir bu kadar daha yol var 🙂
Bu yolu daha güzel geçmek adına yaz boyu her Çarşamba saat 21’de Çeviri Akşamları düzenlemeye karar verdik. Konuyla ilgili Necdet Hoca günlüğünden duyuyu yaptı. Bende bu akşam LibreOffice Türkçe Kullanıcı Listesine attığım mesaj ile konuyu detaylandırdım.
Buradan da aktarayım:
——————————
Arkadaşlar merhaba,
Uzunca bir süredir birbirimizden bağımsız sürdürdüğümüz LibreOffice çeviri çalışmalarını artık daha sosyal ve daha zevkli bir halde sürdürmek için, sevgili Necdet Hoca’nın önerisiyle biraz sohbet, biraz çeviri, biraz yardımlaşma ve tanışma maksadıyla  haftada 1 gün IRC kanalında toplanarak uzun yaz geceleri boyunca “Çeviri Akşamları” yapmaya karar verdik.
Çeviri akşamlarını -birçoğumuzun çalışıyor olmasından ve haftasonlarımızın çok kıymetli olduğundan, hafta içi Çarşamba günü birçoğumuzun eve dönmüş olduğu saart21-22 arası yapmanın daha uygun olacağını düşündük. Çeviri akşamlarını yaz boyu elimizden geldiğince sürdürürsek umuyorum ki LibreOffice çevirilerinde ve yavaşça başlanan LibreOffice Kitapları çevirilerinde çok önemli yer aşama kaydedebileceğiz.( Bu arada LibreOffice 3.6 serisi daha çıkmadan arayüzde %100 yaptık, yarım içeriğindeyse nihayet %50 barajını aştık :))
Elbette bir zorunluluk yok, işi olan, ailesiyle vakit geçirmek isteyene söz söylemeye hakkımız yok, daha önce de dediğim gibi bu işi bir hobi, bulmaca çözmek gibi hayatımızda bir yere koyalım. Hem öğrenelim hem de mümkün olduğunca keyif alalım. Her hafta toplanacağımızdan ara ara devamsızlık yapmayı hiç dert etmeyiniz.
Ben kendi adıma heyecanlıyım, birbirimizden pek bir habersiz takılsak da yavaş yavaş topluluk olmamız ve ortak emeğimizin keyif vermesi benim için çok mutluluk verici.
Neyse lafı çok uzatmadan,
Yaz boyu her Çarşamba Saat 21:00 sularında Freenode sunucuları üzerindeli LibreOffice-tr kanalında Çeviri Akşamlarına davetlisiniz. Katılımınız ve sohbetiniz hepimizi şereflendirecektir.
IRC kanalına katılmak için kısa bir tarifte bulunmak gerekirse,
IRC istemcisi kullananlar sunucu olarak : irc.freenode.net’e bağlanıp kanal ismi olarak LibreOffice-tr seçerek kanalımıza katılabilirler. IRC istemcisi olmayanlar için daha kolay bir yol ise Web tabanlı IRC arayüzü.
http://webchat.freenode.net/ adresinden ulaşabileceğiniz web istemcisiyle LibreOffice-tr kanalına girebilirsiniz.
Burada bağlantı detaylarını şu şekilde doldurunuz: Nickname:(takma adınızıyazın- Tercihen Pootle kullanıcı adınız) Channels: LibreOffice-tr yazıp doğrulama kodunu girmeniz bağlanmanız için kafidir. Örnek giriş ekran görüntüsü: https://blog.bluzz.net/wp-content/uploads/2012/06/web-irc-freenode.jpeg
Sevgili Sabri’nin daha önce yaptığı duyuruda belirttiği üzere LibreOffice Türkiye Forumlarını açmış bulunuyoruz. Forumla ilgili işleri hal-i yoluna koyduk. Şık bir forumumuz oldu! Üyeliğinizi bekliyoruz! Şimdi sıra Wiki’de!
Son durumla ilgili bugün Türkçe Kullanıcı Listesine bir e-posta attım. Aşağıya aktarıyorum:
—————————————————–
Merhaba,
İki maddede yazayım:
1- Forum:
Sevgili Sabri’nin çabalarıyla, LibreOffice Türkiye forumunu yayına geçirebildik.Yapılacak işleri elbette var fakar, küçük şeyler ve iyileştirmeler günden güne, el birliğiyle halledeceğimiz şeyler 🙂
Bundan sonra forum için yapabileceğimiz en güzel katkı, foruma ara ara göz atmak olacaktır. Forumu RSS beslemeleriyle takip etmek bildiğiniz üzere çok daha kolay. Firefox, Google Reader veya farklı bir rss okuyucusundan forumu takip edebilmek için:
Diğer RSS beslemelerini alt forumlarda görebilirsiniz. RSS beslemelerinina adreslerini görebilmek için Firefox’da yer imleri sekmesine tıklayıp Abone ol seçeneğiyle beslemelerinizi seçebilirsiniz. (Konu dışı Not: Firefox’da daha önce bu RSS simgesi adres çubuğundaydı, kim neden kaldırdı anlamadım- Firefox’da Araç çubuğuna sağ tıklayın-> Özelleştir yoluyla RSS singesini alıp araç çubuğunda dilediğiniz yere bırakabilirsiniz. Bu simgeye tıkladığınızda sayfadaki mevcut RSS bağlantılarıyla ilgili menü açılacaktır.)
Bence gereçkten güzel görünen temiz bir forumumuz oldu. Wiki için de umarım aynı şekilde devam ederiz.
2- Wiki
LibreOffice Türkiye wikisi için yapılması gerekenler Forum’dan biraz daha fazla ve zor. Öncelikle bir teknik yöneticiye ihtiyacımız bulunmakta, ve henüz MediaWiki yazılımına haklim bir teknik yönetici bulamadık.
Yöneticide aranan özellikler:
– MediaWiki yazılıma hakim olmak, yama uygulayabilmek, eklenti kurabilmek vb — Ör. Şu anda engelleyici bir hatamız var Wiki’de küçük resimler gösterilemiyor. Şurada anlatılan yamanın uygulanması lazım: https://bugzilla.wikimedia.org/show_bug.cgi?id=36475 . Bunun dışında anti-spam eklentilerinin de kurulması ivedi bir ihtiyaç – Veritabanı konusuna bilgisi olan: — Eski OpenOffice Türkiye Wiki’sinin dosyaları ve SQL veritabanı elimizde(Doruk hocam ve Rail’e teşekkürler) bu eski dosyalar ve Veritabanını kullanarak eski OOo Wikisini eskiwiki.libreoffice.org.tr gibi bir adreste yayına sokmak istiyoruz. Neticede OOo ikisinde onlarca kıymetli madde var. Bu maddeleri yeniden yazmak yerine güncelleyerek LibreOffice Vikisine aktarmak çok daha mantıklı. Wiki katkıcılarının bu aktarım için faydalanmaları amacıyla bu eski wikiyi yayına almalıyız. Ben denedim ama veritabanını mevcut veritabanının içine aktarırken hata aldım… – Bize zaman ayırabilecek olması: — Neticede sürekli bir ihtiyacımız olmayacak, ilk kurulumda birkaç saat, işler yolunda giderse de nadiren hal hatır sormak için aradığımızda bize “İyiyim sağol” diyebilcek kadar bir vakit 🙂 Ama en azından ulaşılabilmesi çok önemli 🙂
Özetle, Wiki için teknik yönetici arıyoruz!
——————–
Forum, soru cevap şeklinde ilerleyecektir, ama wiki için yavaştan ve sürekli şekilde maddelerimizi yazmamız gerekmekte. Tabi bir de LibreOffice Kitaplarının Türkçeleştirilmesi var(http://wiki.documentfoundation.org/Documentation/Publications). Hem wiki hem kitaplar ayrı iki koldan işgücü israfı yapmamalı. Bir şekilde belgelendirme politikasını da ilerleyen zamanlarda oluşturacağımızdan ve eşgüdümü sağlayacağımızdan emimim.
Saygılar, selamlar Zeki
—————————————————–
Umarım kısa sürede bir teknik yönetici bulabiliriz. Eğer bu işi yapmaya gönüllüyseniz lütfen bize ulaşın 🙂
Not: Eğer E-posta listemize üye değilseniz, üyelik için:users+subscribe@tr.libreoffice.org adresine boş bir e-posta gönderebilirsiniz. Size gelecek otomatik cevaptaki yönerge doğrultusunda boş bir yanıt yazıp göndererek üyeliğinizi tamamlayacaksınız. Listenin arşivlerine ise http://listarchives.libreoffice.org/tr/users/ bağlantısı ile ulaşabilirsiniz.Listeye ileti göndermek için yukarıdaki anlatıldığı gibi üyelik işlemlerini tamamladıktan sonra, listeye göndermek istediğiniz e-postayı users@tr.libreoffice.org adresinde gönderilmesi kafidir.
Özgür ofis yazılı LibreOffice’in Türkiye topluluğu konusunda uzun zamandır yürüttüğümüz çabalar neticesinde önemli bir aşamaya gelmiş bulunmaktayız. Konuyla ilgili LibreOffice kullanıcı listesine attığım e-postayı olduğu gibi aşağıya aktarıyorum. Eğer siz de çalışmalara katılmak istiyorsanız e-posta listesine üye olup kendinizi tanıtarak ilk adımı atabilirsiniz:
Uzun zamandır bir topluluk olma yolunda çalışmalar yürütmekteyiz. Ve nihayet Linux Kullanıcıları Derneği’nin desteğiyle www.libreoffice.org.tr alan adını almış bulumaktayız! LKD güzel çabalarıyla alan adı ve barınma hizmetlerimizi sağlamakta. Kendilerine buradan bir kez daha gönül dolusu teşekkürlerimi iletmek istiyorum.
1- Neden LibreOffice.org.tr
Bildiğimiz gibi, TDF bize hali hazırda tr.libreoffice.org adresini sağlamakta. Fakat yine takip  ettiğiniz üzere, LibreOffice için küresel veya yerel forum hizmetleri henüz sağlanamamış,  daha doğrusu üzerinde çalışmalar yürütülmekte. Ayrıca belgeleme merkezi olan TDF wikisi çokdilli yapısıyla daha çok TDF ve LibreOffice üretim konularına eğilmekte. Elbette bu wikiyide kullanabilirdik fakat bizim Türkiye olarak ihtiyaçlarımız biraz farklı, çok daha farklı diamiklere sahip olmamızdan dolayı kendimizce bir çözüme girmemiz çok daha makuldü.
Daha önceleri OpenOffice.org zamanlarında, çok güzel işleyen bir OpenOffice.org.tr Türkiye oluşumumuz mevcuttu. Fakat zamanla meydana gelen değişiklikler ve bağımlılıklar  nedeniyle OpenOffice.org.tr forumları devre dışı kalmıştı ve şu anda özgür ofis yazılımı olan OpenOffice.org ve LibreOffice ile ilgili kullanıcıların yardımlaşacağı organize olacağı bir forum bulunmamaktaydı. Bu acı durumu şükür ki bugün geride bırakmak için önemli adımlar atmış bulunuyoruz.
2- Nasıl işleyecek?
Kafamızdaki yapı, çok basit ve ek bir yük veya ikililik yaratmamak adına, ana alanımızı tr.libreoffice.org’da tutup, forum ve wikimizi libreoffice.org.tr adreslerinden koordine etmek üzerine. En kolayı ve güzeli bu.
LibreOffice Türkiye forumları forum.libreoffice.org.tr adresinden yayın yapacak. Ben bu adrese phbb yazılımını kurdum, ve şu an test yayınına başladık. Bu forumla ilgili yapılacak bir çok iş var. Elbette aramızda bu platformda tecrübe sahibi olan arkadaşlar vardır. Bu noktada harekete geçmek için daha fazla zaman kaybetme lüksümüz yok. Forum kısmında yapılacak işler:
– Kurulum optimizasyonu: Kurulum ayarlarının iyileştirilmesi, anti-spam ve diğer eklentilerin kurulması
– Temanın LibreOffice’in ten rengine uygun bir hale getirilmesi(büyük ihtimalle yeni bir tema kurulacaktır)
– Forum kategorilerinin ve alt forumların oluşturulması: Forumumuz gördüğünüz üzere bomboş 🙂 Örnek alabileceğimiz kurgu ise forum.openoffice.org.tr adresinde, fakat buraya doğrudan ulaşamıyoruz. İnternet arşiviyle Şubat 2010 görüntüsüne ulaşabiliyoruz: http://web.archive.org/web/20100210093830/http://forum.openoffice.org.tr/index.php – Forum yöneticilerinin belirlenmesi: Yöneticilik yapmak isteyen arkadaşlara duyurulur 🙂
4- Wiki
Yine aynı şekilde bir Wiki yapılanmasına ihitiyacımız var:
– Akıllı adreslerin ayarlanması: Adreslerdeki index.php takısının kaldırılması: http://www.mediawiki.org/wiki/Manual:Short_URL – PDF ve ODF çıktı eklentilerinin eklenmesi(önceliği düşük) – Mevcut OpenOffice.org.tr Viki içeriğinin taşınması ve güncellenmesi: Şu anda baktım, maalesef bu adres de Apache OOO’ya yönelendirilmiş( Doruk Hocam Hakan Hocam, geriye döndürme yapabilir miyiz?) İnternet arşivi http://web.archive.org/web/20100422213053/http://wiki.openoffice.org.tr/index.php/Ana_Sayfa – Wiki yöneticileriin belirlenmesi: Sanırım bu konuda sıkıntımız olmayacak 🙂 Hali hazırda wikisever bir kaç kişi aramızda mevcut 🙂
———————
Özetle, yola daha yeni çıkıyoruz! Dileğim bugüne kadar geride kaldığımız topluluk konusunda çok güzel bir ivmeyle ilerleyip Türkiye’de özgür yazılıma yaraşır şekilde bir LibreOffice topluluğu oluşturabilmemiz.
Bugüne kadar yapmakta zorlandığımız organizasyon, iletişim ve yardımlaşma konularını forum ile halledeceğiz. Çeviri, tanıtım grupları ve diğer faaliyetlertimizi çok daha kolay  koordine edebileceğiz. En önemlisiyse, bugüne kadar kullanıcılara sunamadığımız gönüllü desteği, forumda yardımlaşarak sunacağız. “Nereden destek alacağım arkadaşım?” diye soranlara artık gösterecek iki yerimiz var 🙂
Belgeleme konusundaysa Wiki sitesinde bir çok güzel belge ve rehber ortaya koyabileceğiz. Eminim ki Wiki LibreOffice Kitaplarını da Türkçe’ye kazandırmamızda önemli bir çalışma ortamı olacak. http://wiki.documentfoundation.org/Documentation/Publications
Bu güzel haberleri size vermekten kıvanç duyduğumu belirtmek isterim. Bu işi yavaşça yoluna koyduğumuzu görmek beni çok ama çok mutlu ediyor. Eminim kısa zamanda çok güzel işler başaracağız ve özgür yazılımın Amiral gemisi olan LibreOffice kullanımını Türkiye’de hızla artıracağız!
Bunların hepsi ekip olarak kararlı ve koordine halde çalışmamızla mümkün olacaktır. Bu alanlarda katkı vermek isteyen arkadaşlarımız lütfen geri durmasınlar, kısa sürede işe koyulalım 🙂 İletişim için buradan veya bana zeki[at]ozgurlukicin.com adresime e-posta atabilirsiniz.
Şimdi elleri görelim, kim hangi işin ucundan tutar 🙂
Haydi hayırlısı!
……
Konu dışı Not: Arkadaşlar LibreOffice 3.6.x serisi oluşturuldu. Bugün yarın Pootle’da yerelleşitrme projesini görebileceğiz. Lütfen yardım içeriği çevirilerinde yeni seriden devam edelim. Sebebiyse 3.5.4. sürümünden sonra çıkacak 2 ara sürümde -göreceli olarak- çok bir yol katedemeyeceğiz, ve çevirilerde 3.6.x serisi oluşturulduktan sonra senkronize olmayacak. Gücümüzü 3.6.x serisine kanalize edelim. Umarım 3.6.x serisi sürecinde yardım içeriğini tamamlarız.
Belli ki epeydir yasaklı bu site, mahkeme kararı 2010 tarihli… Evde daha farklı yollarla engelleri aştığım için bugüne kadar gözüme gelmemiş. Çok şaşırdım. Aklım mantığım almadı bu yasağı…
Halka açık e-posta listelerinin arşivini tutan bir siteyi kim nasıl bir kafayla yasaklar. Ne fayda bekler anlamak mümkün değil. Yahu be adam bu yazışmalar zaten e-postalarla devam ediyor. Türkiye dışında da herkes okuyor! Sen liste arşivini yasaklamakla ne elde edeceksin!
Bu yasakların saçmalıklarını binlerce sayfa yazabilir insan…
Yani öyle de saçma bir şey ki… Şimdi işi gücü bırakıp savcılığa veya bilmediğim başka bir kuruma yasak kaldırmak için itiraz mı etmeliyiz. Böyle mi olmalı modern dünyada işler… “Otostopçu’nun Galaksi Rehberi”nde hicvedilen bürokrasi, gerçekte günden güne hayatımızı kısıtlamakta… Savcı yasaklayın demiş…. Peh…! Madalyayı haketmiş canım…! Bu kararıyla hukukta yeni bir çığır açtı!
Ama faydası yok. En iyisi bu sansürcü kafaya “Oğlum Bak Git” demek.
Bu yazı da benim internet sansürüne ilk “Oğlum Bak Git”im değil. Ama daha yüksek sesle söylüyorum artık…
(-Bir pazar günü daha kültür-sanat köşemizle birlikteyiz…)
Karikatürü ve mizahı severim. Ortaokul yıllarından bu yana hep en büyük eğlencelerimden biri olmuştur mizah dergileri. Mizah dergileri içerisinde son yıllarda Uykusuz Dergisi’ni takip etmekteyim. Her hafta, aldığım dergiyle biraz eğlenir biraz da düşünürüm. Hem gülerim hem düşünürüm, vay halime…!
Uykusuz Dergisi’nde Umut Sarıkaya dışında çok sevdiğim köşelerden biri de Fırat Budacı‘nın hazırladığı “Kaç Yıl Oldu?” isimli köşe. İç 2. sayfada yer alan bu köşe birçoklarının dikkaini çekmemiş olabilir, ama yıllardır bakar ve vay(-yerine göre de vah) be der gülerim…
Toplumsal hafızamızın çok zayıf olduğu aşikar. Çok enterasan olaylar, talihsiz söylemler -asla unutulmayacakken günlerimizden geçip gidiyor… İşte tam da burada ihtiyacımız olan “Hafıza Defterini” Fırat Budacı bize “Kaç Yıl Oldu?” diyerek sunmakta… Bu haftaki sayıda yine vurucu bir köşe olduğunu söyleyerek, bu haftadan bir adet olmak üzere geçmiş sayılardan bazı örnekler verelim:
– Tayyip Erdoğan, Bingöl’de yaptığı miting’de kalabalığa “Diyarbakır… Diyarbakııııır… Cevap vermiyorsunuz Diyarbakır…” diye sesleneli 1 yıl…
– Yapımcı Türker İnanoğlu “Ne oynayacağım Senaryoya bakayım” diyen Nuri Alço’ya “Senaryo falan yok. Karı pazarlayan, uyuşturucu satan, pezevenk bir adamı oynayacaksın” cevabını vereli 28 yıl…
– Dalyan Caretta Caretta Kültür ve Turizm Festivali’nde ”Buradaki kurbağaları herkes biliyor” diyen İbrahim Tatlıses saz arkadaşı tarafından “Kurbağa değil caretta caretta” diye uyarılınca ”Bırak, sen de sosyete olmuşsun.” cevabını vereli 7 yıl…
– Dönemin İstanbul Valisi Muammer Güler, yoğun kar yağışı karşısında ”Bizim planımız ABC planı değil; H planı. Yani ”Hepimizin planı” açıklamasıyla İstanbullulara duygusal anlar yaşatalı 8 yıl..
– Murat Kekilli, albümüne verdiği “Yedialtı” adının anlamı sorulunca, “Bu toplum henüz bunu öğrenmeye hazır değil! “cevabını vereli 8 yıl…
– David Copperfield’in gösteri sırasında sahneye çıkarak yok ettiği Atilla Taş, geri döner dönmez nasıl kaybolduğunu açıklayarak şovu yok edeli 12 yıl…
– Pink Floyd, “The Wall” albümleri ile yaptıkları katkı nedeniyle, İngiliz Milli Tuğla Dağıtıcıları Birliği tarafından şeref listesine alınalı 20 yıl…
– Melih Gökçek Kızılay Meydanı’na dev bir disko topu astıralı 8 yıl…
Melih Gökçek demişken, her daim gündemdeki zat-ı muhteşem için Fırat Budacı 17 Mayıs tarihli Uykusuz Dergi’sinde “Melih Gökçek ve Hayvan Sevgisi” konulu özel bir sayı hazırlamıştı. Tam köşeyi aktarıyorum. Sıkı durun:
– Melih Gökçek, katıldığı bir programda kedi kostümü giymiş iki dansçıyla misket havası oynayalı 1 yıl..
– Melih Gökçek, Güven Park’a omzunda belediyenin logosu olan devasa boyutlarda şişme bir goril yerleştireli 2 yıl…
– Melih Gökçek, “Ankara’yı temsil eden 3 hayvan vardır. Bunlar tavşan, keçi ve kedi” diyeli 2 yıl…
– Melih Gökçek, Ankara kedisini logo olarak neden seçtiklerini anlatmak için 3 yavru Van kedisiyle canlı yayına katılalı 2 yıl…
– Ellerinde tabanca ve tüfeklerle dolaşarak sokak hayvanlarını katleden Ankara Büyükşehir belediyesi itlaf ekipleri polisler tarafından gözaltına alınalı 4 yıl…
– Melik Gökçek, bütün hayvanların kumaştan veya peluştan yapılmış maketlerinin bulunduğu 30 bin metrekarelik ‘peluş hayvanat bahçesi’ için 5126 adet ‘ses çıkaran maket hayvan’ ihalesi açalı 7 yıl…
– Peluş hayvanlarla yetinmeyen Melih Gökçek, ‘Dinazor grubu satın alınacaktır’ ibares,ye ‘1 takım’ maket dinazor için ihale ilanı vereli 7 yıl…
– Melih Gökçek, yurtdışından ithal edeceği 1000 adet bronz keçi heykeliyle kenti donatacağını söyleyeli tam 12 yıl olmuş.
İşte böylesi unutulmuş, atlanmış veya kanıksanmış “anomalileri” hatırlatan Fırat Budacı, bu köşesini kitaplaştırarak iki yıldır yayınlamakta: “Kaç Yıl Oldu 2011” ve “Kaç Yıl Oldu 2012”. Epeyce vakittir Uykusuz alsam da, bu iki kitabı alışveriş listeme ekledim. Eğer gülmeyi seviyorsanız(sevmiyorsanız doktora görünün) bu iki kitabı size şiddetle öneririm. Fiyatları, neredeyse bedava. İdefix’te KYO 2011 6,38 TL (KDV Dahil),KYO 2012 ise sadece 7,65 TL (KDV Dahil) özel fiyatlarıyla satılmakta. Vereceğiniz bu paranın bin katı güleceğinize eminim 🙂
Bunların yanı sıra, Fırat Budacı’nın Uykusuz Dergisi’nde “Bir Şeyler Duydum” ve “Kendimi Durduracak Değilim” adında iki güzel köşesi daha bulunmakta. “Kendimi Durduracak Değilim” köşesinin serisi de ayrıca Kitap olarak da basılmış. İlgilisine duyrulur 🙂
Geçtiğimiz yıl çıkan, Windows 8’in hayatımıza sokacağı “Secure Boot” saçmalığına karşı FSF(Özgür Yazılım Vakfı) tarafından bir imza kampanyası başlatılmıştı.  Şu adresteki bildiriyi sevgili Özgür Ilgın çevirmiş ve Açık Günlük adlı günlüğünde yayımlamıştı.
Bu bildiriyi, PLO ve Özgürlükİçin sitesinde haber yapıp yayımlamış, üyelerimizi destek vermeye çağırmıştık…
Bugün ortalarda dolaşan, Fedora’nın Secure Boot nedeniyle Micrsoft’tan imza sağlamak için Verisign gibi bir şirkete USD.99 gibi bir tutar ödeyeceği yönündeki senaryoları görünce, tehlikenin ciddiyetini tekrar hatırlatmak istedim. http://mjg59.dreamwidth.org/12368.html
FSF’nin bildirisini lütfen imzalayalım. Metnin çevirisini de aşağıya kopyalıyorum:
Özgür Yazılım Kurma Özgürlüğünüz İçin Ayağa Kalkın
Microsoft, makinelerini “Windows 8′e uygunluk†logosu ile satmak isteyen bilgisayar üreticilerinin “Güvenli Başlatma†adı verlen önlemleri uygulaması gerektiğini duyurdu. Ama bu teknolinin ismine yakışır biçimde mi olacağı yoksa “Kısıtlı Başlatma†adını mı alacağı henüz muallaktadır.
Tam olarak uygulandığında “Güvenli başlatmaâ€, bilgisarın açılış esnasında yetkilendirilmemiş programların çalışmasını engelleyerek zararlı yazılımlara karşı koruma amacıyla tasarlanmıştır.Pratikte bu da demek oluyor ki bu önlemleri uygulayan bilgisayarlar başlangıçta onaylı olup da tekrar onaylanmadan değiştirilmiş sistemler de dahil olmak üzere yetkilendirilmemiş işletim sistemlerini çalıştırmayacaktır.
Kullanıcı, kendisi tarafından yazılan, kendisi tarafından veya güvendiği kişiler tarafından değiştirilen programları yetkilendirebildiği taktirde bu özellik ismine layık olabilir. Ama Microsoft’un ve donanım üreticilerinin bu başlatma kısıtlamalarını kullanıcıların windowstan başka işletim sistemlerini kullanmasını engellemek için kullanmasından endişediyoruz. Bu durumda bu şartlar bilgisayar kullanıcıları için felaket kısıtlamalar anlamına geleceği için bu teknoloji’ye güvenlik özelliği oladığı için “Kısıtlı Başlatma†adını vermek daha doğru olur.
Lütfen hükümetlere, bilgisayar üreticilerine ve Microsoft’a bu özgürlüğü önemsediğinizi ve korumak için çalışacağınızı göstermek isminizi aşağıdaki bildiriye ekleyin.
Biz aşağıda imzası bulunanlar UEFI’nin sözde “Güvenli başlatma†tekonolojisini uygulayan bilgisayar üreticilerini bunu özgür işletim sistemlerinin kurulmasına olanak verecek biçimde yapmaya davet ediyoruz. Kullanıcının özgürlüğüne saygı gösterip kullanıcı güvenliğini gerçekten korumak için üreticiler ya bilgisayar kullanıcılarının başlatma kısıtlamalarını devreden çıkarmasına izin vermeli ya da onlara diledikleri özgür işletim sistemini kurup çalıştırabilecekleri kesin bir yöntem bulmalıdır. Kullanıcıları bu elzem özgürlüklerinden ayıran bilgisayarları ne satın alacağımıza ne de kimseye önereceğimize ve topluluğumuzdaki insanları böyle hapisaneleştirilmiş sistemlerden kaçınmaya etkin bir biçimde teşvik edeceğimize söz veririz.
Bilgisayarlarımızın Microsoft’a ait olmadığını, ücretiyle satın aldığımız ve üzerine istediğimiz şeyi kurma özgürlüğümüz olan eşyalarımız olduklarını unutmayalım!
Gökçen Eraslan Pardus projesinde 4 yıl özverili şekilde çalışmış ve etkileştiğim kadarıyla kibar, yardımsever ve ilgili birisiydi. KDE ve OpenOffice.org/LibreOffice paketleriyle de ilgilenmekteydi…
Başlığa dönersek, Gökçen Eraslan LibreOffice projesinin Google Summer of Code 2012 için seçilen öğrencilerinden biri olmuş ve “LibreOffice’in PDF dışa aktarma özelliğine sayısal imza desteği kazandırılması için çalışacakmış. Kendisinin gezegene düşen yazısı şu adreste: http://blog.yeredusuncedernegi.com/category/english/2012-05-14/gsoc-introduction-and-pdf
Bu haberi kısa bir sosyal paylaşım ile sınırlı tutmak doğrusu haksızlık olurdu 🙂
Daha önceki bir günlük yazımda LibreOffice‘in kod geliştirme kısmında Türkiye’den katkı yapan gönüllülerin olmadığından dert yakınmış ve sadece Gökçen Eraslan ve Görkem Çetin’in kod katkısı verenler listesinde adlarının geçtiğini belirtmiştim.
Doğrusu, Gökçen Eraslan’ın adını TDF gezegeninde görmek, LibreOffice’e aktif katkı verecek olması ve PDF dışa aktarımlarında sayısal imza gibi önemli bir özellik üzerinde çalışacak olması beni çok mutlu etti. Kendisinin bu işi başarıyla tamamlayacağını düşünüyorum.
PDF’leri sayısal imzalamak nedir neden önemli dersek, bildiğim kadarıyla kısaca anlatayım.
PDF’leri sayısal olarak imzalamak, özellikle kurumsal kullanıcılar ve KAMU için çok önemli bir özellik. Bu özellik sayesinde, LibreOffice üzerinde ürettiğiniz bir belge(fatura, bildirim, yazı aklınıza ne gelirse) PDF biçiminde dışa aktarılırken, bir sayısal imza sağlayıcı tarafından sağlanan geçerli sertifikalarla sayısal olarak imzalanmış olacak. Yani daha kolay şekilde LibreOffice ile e-imzalı PDF’ler üretilebilecek.
Sayısal imzalı PDF’ler günlük hayatımızda yavaş yavaş artmakta. Mesela özel hayatımda bir örnek, e-faturaların birçoğu artık sayısal olarak imzalı PDF dosyaları olarak gelmekte. İşyerinde ise ellerimize sayısal olarak imzalanmış(e-imza daha mı kolay söyleniyor) belgeler gelmekte. Bunun yanı sıra gözlemim şu ki, kurum içi yazışmalarda sayısal imzaların kullanımının daha hızlı şekilde artmakta olduğu. Bu sayede kurum içi imza, getir götür işleri de epeyce azalmakta.
Gökçen hocam başarırsa, ki eminim çok iyi bir iş çıkaracaktır, bugün LibreOffice’e geçen bir kuruluş bu sayede; kağıt ve posta gecikmelerinden kurtulmak ve güveniliği de eski çağdan kalma sorgulama yöntemlerine (telefon teyiti, imza sirküsü(kamuda yoktur), imza onay yazısı(bunu vermekten nefret ediyorum) bırakmamak için ihtiyacı olan çözümü, yanisayısal imzalı PDF belgeleri, LibreOffice üzerinde, başka bir yazılıma gerek duymadan özgürce oluşturabilecek.
LibreOffice’e Türkiye’den aktif katkı verilecek olması, hele böylesine önemli bir özellik üzerinde çalışılacak olması beni çok mutlu etti. Umarım Gökçen hocam diğerlerine örnek olur ve günden güne büyüyen LibreOffice katkıcılarına Türkiye’den de katılımlar artar.
Herkesin bir yazıcısı olmayabilir. Mesela benim evde bir yazıcım yok, olsun istiyorum ama hem boyut hem doldurulabilir kartuş hem de GNU/Linux uyumu, hem de tarayıcısı olsun derken, hep sonraya atıyorum.
Bunlar benim nedenlerim, bunların dışında genel nedenlerden; bir yazıcıya devamlı ihtiyacımızın olmaması ve maddi imkansızlıkları sayabilirim…
Kullanımınızda bir yazıcınız olmayabilir, ama birşeyleri yazdırma ihtiyacınız olursa; yazdıracağınız belge bir ofis belgesiyse, sorun yok, resimse sorun yok yani karşı tarafın bilgisayarında açılabilir bir belgeyse özetle sorun yok… Peki ya yazdıracağınız şey bir internet sayfasıysa… Örneğin bir makale, arşivlemek istediğiniz bir sayfa, bir ilan sayfası, işyerinde sunumunuzda kullanacağınız bir sayfa, çevrimdışıyken ihtiyacınız olan bir sayfa, mesela satın aldığınız ürünün e-faturası veya aldığınız bir biletse?
Son saydıklarımla ilgili sanırım sorun yaşamayacaksınızdır, nedeniyse çoğu ulaşım şirketi veya satıcının işleminizle ilgili dökümü PDF olarak da indirebilmenize imkan tanıması. Elbette bunu sağlamayanlar da mevcut. Neyse uzatmadan böyle bir ihtiyaçta yapabileceğiniz şeyleri sayalım:
1- Sayfanın ekran görüntüsü almak(PrintScreen veya Fn+PrintScreen tuş kombinasyonu): Çok amatör, sınırlı bir görüntü, bir işinize yaramaz 🙂
2- Sayfanın içeriğini kopyalayıp Kelime İşlemciye Yapıştırmak: Yine amatörce. Dinamik içerik, resimler gibi şeyler internet bağlantısı olmadan açılmayabilir. Ayrıca bu alacağınız belgenin gerçekten o sayfadan alınmış olduğuna dair bir emare olmayınca, bir toplantıda bu elinizdeki döküm pek de ciddiye alınmaz.
3- Sayfayı XPS, PDF veya PostScript dosyası olarak yazdırmak(Dosyaya Yazdır): Şiddetle önerilir.
Nedir bu “Dosyaya Yazdır”?
Dosyaya Yazdır komutu, temel olarak bir yazıcınız yoksa veya ilgili internet sayfasını kolayca paylaşılabilir, taşınabilir, kopyalanabilir bir elektronik belge haline dönüştürmek istiyorsanız kullanabileceğiniz şukela bir özelliktir.
Elinizde bir yazıcı yoksa, dosyaya yazdırdığınız belgeleri alıp bir yazıcıya bağlı bilgisayarda açarak bu belgeleri yazdırabilirsiniz. Evde yazıcım yok, yazdırmak istediğim belgeleri dosyaya yazdırarak işyerine götürüyorum ve orada yazdırıyorum. Güzel çözüm 😉
Yazıyı bundan sonra Windows ve GNU Linux kullanıcıları için ikiye bölmek gerek sanırım…
Windows Kullancıları için Dosyaya Yazdırma Seçenekleri:
Windows üzerinde popüler tarayıcılardan Internet Explorer, Firefox, Google Chrome ve Opera üzerinde dosyaya yazdır komutunu sizler için denedim:P Tek tek yazalım…
Tarayıcı bazında bakarsak:
Internet Explorer – Eh işte…:
Internet Explorer üzerinde sadece XPS biçiminde çıktı alabiliyorsunuz. Bu biçimi görüntülemek için Microsofr XPS Viewer yazılımına ihtiyacınız var. GNU/Linux’ta ise, Okular uygulaması bu dosya biçimini açabilmekte, ama çok başarılı sayılmaz.
XPS çok kaliteli bir çıktı biçimi değil. Biraz flu çıktı vermekte…
Internet Explorer’ın buradaki iyi yönü, dosya adının yanında çıktı konumunu seçmeye izin vemesi ki, birazdan Fİrefox ve Opera’da bu konuyu dile getireceğim..
Çeşitli sanal yazıcı yazılımlarıyla PDF ve PostScript biçiminde çıktı alabilirsiniz.
Firefox – Yapma be güzelim!:
GNU/Linux üzerinde Firefox ile onlarca güzel PDF çıktısı aldıktan sonra Windows üzerinde bunu yapamamak, bunu yapmayı bırakın çıktıyı nereye koyduğunu bulamamak beni bu sabah üzdü. Zaten bu yazıyı da yazma nedenim aslında bu.
İşyerinde Firefox ile bir sayfanın belge olarak çıktısını almak istedim. Bir baktım GNU/Linux’ta alışık olduğum iletişim penceresi yok, Micrsoft XPS Document Writer sanal yazıcısı üzerinden XPS çıktı vermekte… Dedim tamam neyse… Çıktı ver dedim, dosya adını seçtim. Ama bir türlü çıktı dosyasını bulamıyorum… Çıktının nereye kaydedileceğini de zahmet edip sormadı… Dosya adından aradım bulamadım…
Meğer Windows üzerindeki Firefox(hemen ötekileştirdim:P) hiç sormadan “C:/Program Files/…Firefox dizinine kaydetmekteymiş. Eee iş yerinde C:/ sürücüsüne girme hakkım yok ki 🙂 Sadece kullanıcıyım ve sistem dosyalarının olduğu C:/ sürücüsüne giremiyorum… Olmadı dedim yakışmadı…
Tabi bunu ancak akşam evde tam kullanıcı hakalrına sahip olduğum Windows’ta öğrenebildim. Ha bir de daha önemli bir husus var. Windows’taki Firefox, “Dosyaya Yazdırırken” dosya uzantısını vermiyor. Örneğin, yazdıracağınız dosyanın adını “dosyam” yazdınız, bu haliyle açamazsınız, illa ki dosyam.xps şeklinde yazmalısınız, veya dosya isim değişikliğinden bunu yapmalısınız. Oysa burda en azından *xps diye uzantıyı otomatik atamalıydı.
PDF ve PostScript biçimlerini kendiliğinden desteklemediği için de ayrıca kırıldığımı söyleyelim. Bu biçimler için Firefox eklenti merkezinden eklentiler kurabilirsiniz.
Opera – Aynı be ya!:
Opera’da Firefox ile aynı Dosyaya Yazdır iletişim penceresini kullanmakta. Sorunlar da aynı…
Google Chrome – En birinci:
Google Chrome’un Dosyaya Yazdırma seçenekleri çok güzel. Ctrl+P’ye basın ve siz de görün 🙂 Kendiliğinden PDF çıktı vermeyi desteklemesi de ayrı bir güzel, hatta çok güzel. Adobe ile ayrı bir işbirliği mi var bilemedim, Adobe Acrobat Reader indirme sayfasında Adobe Google Chrome tarayıcısını önermekte… Neyse dosya adı ve konumunu da güzelce seçmekte.
Windows’taki Google Chrome’un tek eksisi, PDF çıktısının GNU/Linux üzerindeki açık kaynak versiyonu Chromium’dan daha kötü olması, fark çok az ama 🙂
Windows tarafında kazanan, kendiliğinden PDF, PostScript ve Google Cloud Print desteğiyle Google Chrome!
GNU/Linux Kullanıcıları İçin Dosyaya Yazdırmak
GNU/Linux’ta işler iyi… Popüler tarayıcıların hepsinde Dosyaya Yazdırma seçeneği var. Bu yazılım temelinde mi yoksa dağıtım temelindeki bir özellik mi bilemiyorum. Ama her aklı selim GNU/Linux sağlayıcısı bu özelliği koyacaktır.
PDF ve PostScript biçiminde çıktı alma seçenekleriniz mevcut. (Sanıyorum ki PostScript ile PDF’den biraz daha kaliteli çıktı alabiliorsunuz.) Tabiki de XPS biçimi desteklenmemekte, desteklenmediği de iyidir. Ortak standartlarda buluşmak yerine Microsoft dayatmacılığında belgeler üretmenin hiçbir manası yok, ki zaten XPS’in de kalitesizliği ortada…
Tarayıcı bazında bakarsak:
Firefox – Harika:
GNU/Linux üzerinde çalışan Firefox’un Windows üzerinde çalışan kardeşine nazaran bu işte mahareti iyi. Dosya adı ve konumu seçilebiliyor. PostScript ve PDF biçimlerinde kayıt yapma imkanınız mevcut. Çıktılar güzel.
Opera – Aynı be ya!:
Opera’nın GNU/Linux sürümü güzel. PDF ve PostScript desteklemekte. Dosya adı ve konumu seçebiliyorunuz. Çıktılar güzel.
Konqueror ve Rekonq ile aynı dosyaya yazdırma iletişim penceresini kullanmakta. Sayfa kenaro gibi ayarlar da kolay
Chromium – Çok güzel:
Dosyaya Yazdır İletişim penceresi, Windows’ta çalışan Google Chrome kadar sofistike olmasa da kaliteli PDF ve PostScript çıktıları vermekte. Dosya adı ve konumu seçebiliyoruz.
Konqueror ve Rekonq:
Güzeller… Söylenecek çok şey yok, iyiler :)… Opera’da bu ikiliyle aynı iletişim penceresini kullanmakta. Sayfa boşluğu ayarlaması bunda daha kolay. Ayrıca Rekonq’un kısayolla önce yazdırma önizlemesini ayrı pencerede açması da güzel.
Velhasıl-ı kelam, çoğu kişinin bildiği, bilmeyenin de yazdır deneyimiyle kolayca farkedip anlayabileceği “Dosyaya Yazdır” komutuyla ilgili –biraz gereksiz– uzunca bir yazı yazmış oldum.
Aslında demek istediğim; Windows’ta çalışan Firefox için bir an önce bir hata/istek girilmesi. Opera severler de bunu yaparsa iyi olur. Windows kullanıcıları kurabilecekleri sanal yazıcı ve eklentilerle bu ihtiyaçlarını giderebilir.
GNU/Linux tarafındaysa işler güzel.. Nazar değmesin. Yapanların ellerine sağlık 🙂