Kategoriler
Fikir Tezim

Yoksulluk Bir Değerler Sorunu Olabilir Mi ?

Değerler Kavramı Üzerine Yoksulluk Tanımım

Yoksulluk olgusu ve yoksulluğun tanımı konuları daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi göreceli ve henüz üzerinde tam anlamıyla uzlaşma bulunmayan görüşler üzerinde farklı yaklaşımlarla tartışılmaya devam ediyor. Amartya Sen’in “Yeterlilikler Yaklaşımı” üzerine düşünürken aklıma yeterlilikler, değer üretimi ve üretilmiş değerlere erişim penceresinde geliştirilebilir mi sorusu geldi ve karalama olarak bunları yazıya dökmek istedim.

Toplumsal yaşamda bireyler değerler üretmekte ve aynı zamanda da üretilmiş değerleri tüketmekte veya kullanmaktadırlar. Bu değerler somut madde olabildiği gibi soyut değerler de olabilirler, somut değerler maddi ve ölçülebilen değerler olmalarına rağmen soyut değerler ölçülemeyen ve değişken haldedirler. Örnek verecek olursak, bir marangozun yaptığı masa somut bir değerdir, marangozun işgücü soyut bir değerdir. İşgücü soyut bir değerdir çünkü marangoz o masayı yaptığı ana kadar, işgücü değerini yeterli kılacak kadar geliştirmiştir, şöyle ki o güne kadar edindiği fiziksel güç, tecrübe ve teknik bilgi ve başarım düşüncesi işgücünü o masayı üretebilmek için yeterli kılar. Bu durumda, bir ülkede ya da işletmede, üretime ya da herhangi bir işe katılan ve bunun gerçekleşmesini sağlayan insan emeğinin tümü olan, işgücünü üretilmiş bir değer olarak nitelendirebiliriz.

Basit iki örnek ile değer kavramına giriş yapmış olduk, şimdi ise değerleri genişletebiliriz. Birey doğal olarak ihtiyaçlarının tatmin olduğu seviyede olmak istemektedir, bu seviye ise bireyin bütün ihtiyaçları,ve bu ihtiyaçlarını gidermek için gösterdiği çaba ve tatminiyle belirlenmektedir. Temel ihtiyaçlar olan, beslenme, sağlık,güvenlik,sosyal çevre, bireyin yaşamını sürdürebilmesi için gerekli değerlerdir. Yeterli beslenme ile günlük enerji ihtiyacının karşılanmış olması ile birey günlük ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli fiziki güce erişmektedir, bu yeterli fiziki güç seviyesi hali birey için bir değerdir. Aynı şekilde yaşamını sürdürebilmesi için gerekli sağlık koşullarının sağlanmış olduğu sağlıklılık hali,güvenlik ve sosyal çevre de gerekli birer değerdir diyebiliriz.

Değerler yaklaşımında temel insani ihtiyaçlar ve toplumsal yaşamda gerekli olan geliri elde etmek için birey bu değerleri üretmek durumundadır. Eğer birey bu değerleri üretemiyorsa ve bu değerlerin eksikliğinden dolayı yaşam tehlikesi varsa veya toplum içerisindeki yaşamını onurlu şekilde sürdüremiyorsa birey değerler yaklaşımıma göre içsel değerler açısından yoksul demektir.

Değerlerin üretimi ile ilgili bu ilk kısım elbette yoksulluğu tanımlamak için yeterli olmayacaktır, değerlerin birey tarafından üretimi olduğu gibi elbette ki bireyin birde diğer bireyler tarafından üretilen değerler ile çapraz etkileşimi söz konusudur. Bu etkileşim dahilinde bireyin yaşamını sürdürmesi için diğer bireyler tarafından üretilen somut ve soyut değerlere ihtiyacı vardır. Diğer bireyler tarafından üretilen somut değerleri tüketmek, ve soyut değerlerden faydalanmak bireyin tüketim tarafındaki ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Eğer birey diğer bireyler tarafında üretilen bu değerlere erişemiyorsa, örneğin somut değerler olarak gıda ve eşya, soyut değerler olarak eğitim, sağlık, güvenlik gibi değerlere,birey değerler yaklaşımıma göre dışsal değerler açısından yoksul demektir.

Bireyin yaşamı için kendi ürettiği değerlere iç değerler,diğer bireylerce üretilen ve bireyin faydalandığı değerlere ise dış değerler diyebiliriz. İç ve dış değerler toplum yaşamında tıpkı muhasebe kalemler gibi çalışmaktadır dersek yanılmış olmayız. Örnek verirsek, ilk örneğimizde marangozun işgücü değeri ve ürettiği ürünün değeri marangoz için üretim tarafındaki iç değerdir, bu ürün, onu satın alan doktor için ise tüketim tarafındaki bir dış değerdir, doktorun işgücü olan sağlık hizmeti sunma yeterliliği doktor için bir iç değer, marangoz için o sağlık hizmeti ise sağlılık hali için gerekli olan bir dış değerdir.

Örneğimiz biraz karışık olsa da temel mantık, yaşam için gerekli olan değerleri üretebilmek, ve diğer bireyler tarafından üretilmiş değerlere erişebilmek toplumsal yaşamdaki yeterlilikleri karşılamanın temelinde yatmaktadır. O zaman yoksulluğu değerler yaklaşımıma göre şöyle tanımlayabilirim :

Bireylerin yaşamları için gerekli olan değerleri üretememesi ve diğer bireyler tarafından üretilen değerlere erişememesi ve bu değerlerin eksikliğinden dolayı yaşam tehlikesi veya toplum içinde onurlu yaşam sürdürememe haline “Yoksulluk” denir.

Gece vakti çok düzensiz de olsa karakalem yoksulluğu böyle tanımladım. Eminim ki bu yazımda birçok mantık hatası ve eksiklikler var. Fikirlerinizi ve eleştirilerinizi yorumlar kısmında görmek üzere….

Kategoriler
Tezim

Sosyal Hukuk Devleti ve Yoksullukla Mücadelenin Anayasal Dayanağı

Yoksullukla mücadelede,devletin yasal dayanağı olan “Sosyal Devlet İlkesi” Anayasa Mahkemesince gerek 1961 gerekse 1982 Anayasası döneminde tanımlanmaya çalışılmıştır. Bence 1961 Anayasasına göre tanım daha net ve aktif bir yoksullukla mücadele açısından sağlam dayanaklar sunmakta. 1982 Anayasana göre yapılan tanımda ise günümüzdeki politikala olan “Devletçe Yardım” gibi net olmayan ve belirli bir yol sunmayan bir tanım.

Yoksullukla mücadelede temel alabilecğimiz bölümleri kalın işaretlersek :

1961 Anayasası,16-27 Eylül 1967 Tarih ve K.1967/29 Sayılı Karara göre Tanım :

“(Sosyal devlet) ferdin huzur ve refahını gerçekleştiren ve teminat altına alan, kişi ve toplum arasında denge kuran, emek ve sermaye ilişkilerini dengeli olarak düzenleyen, özel teşebbüsün güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayan, çalışanların insanca yaşaması ve çalışma hayatının kararlılık içinde gelişmesi için sosyal, iktisadî ve malî tedbirler alarak çalışanları koruyan, işsizliği önleyici ve millî gelirin adalete uygun biçimde dağılmasını sağlayıcı tedbirler alan adaletli bir hukuk düzeni kuran ve bunu devam ettirmeye kendini yükümlü sayan, hukuka bağlı kararlılık içinde ve gerçekçi bir özgürlük rejimini uygulayan devlet demektir”

1982 Anayasası,26 Ekim 1988 Tarih ve K.1988/33 Sayılı Karara Göre Tanım :

“Sosyal hukuk devleti, güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak gerçek eşitliği yani sosyal adaleti ve toplumsal dengeyi sağlamakla yükümlü devlet demektir. Çağdaş devlet anlayışı, sosyal hukuk devletinin, tüm kurumlarıyla Anayasa’nın sözüne ve ruhuna uygun biçimde kurulmasını gerekli kılar. Hukuk devletinin amaç edindiği kişinin korunması, toplumda sosyal güvenliğin ve sosyal adaletin sağlanması yoluyla gerçekleştirilebilir… Anayasa’nın Cumhuriyetin nitelikleri arasında yer verdiği sosyal hukuk devletinin dayanaklarından birini oluşturan sosyal güvenlik kavramının içerdiği temel esas ve ilkeler uyarınca toplumda yoksul ve muhtaç insanlara Devletçe yardım edilerek onlara insan onuruna yaraşır asgarî yaşam düzeyi sağlanması, böylece, sosyal adaletin ve sosyal devlet ilkelerinin gerçekleşmesine elverişli ortamın yaratılması gerekir”

Bu durumda diyebiliriz ki yoksullukla mücadelede dayanılan temeller ve aksiyonlar açısından 1961>1982 !

1982 Anayasasında dikkat edilmesi gereken husus “Devletçe Yardım” konusu,ucu açık ve ne açıdan bir yardım yaklaşımı olduğu belli olmayan fakat sosyal adaletin ve sosyal devlet ilkesinin gerçekleşmesi için gösterilen tek yol olan “Devletçe Yardım” aslında hükümetlerin ve kurumların bu ilkeye göre görevini yapıyormuşcasına görünmesini sağlayan anahtar konumumda. Yani basitçe Sosyal hizmet veren kurumlar sadece yoksulluk ve yaşlılık aylığı vermesi bile tek başına Sosyal Hukuk Devletini kağıt üzerinde sağlıyor,tek inceliği olan “insan onuruna yaraşır şekil ise” gayet göreceli ve soyut bir kavram olduğundan mutlak yoksulluk yani günlük 1 doların altında geliri olma durumu hariç yoksulluğun da insan onuruna yaraşır bir durum olabileceği sonucunu çıkarabileceğimiz bir teferruat diyebiliriz.

Oysa bu muallak durumu yaratan bu tanımın aksine 1961 Anayasası birçok konuda özellikle sosyal diyalog ve tezimi dayandırdığım çalışma hakkı konularında,hem harekete yönelik hemde durumu kapsamlı olarak açıklayan bir tanıma ve sağlanması gereken durumlar için yol gösterici bir içeriğe sahip.

“…çalışanların insanca yaşaması ve çalışma hayatının kararlılık içinde gelişmesi için sosyal, iktisadî ve malî tedbirler alarak çalışanları koruyan, işsizliği önleyici ve millî gelirin adalete uygun biçimde dağılmasını sağlayıcı tedbirler alan adaletli bir hukuk düzeni kuran…”

Oysa 1982 Anayasası “Devletçe Yardım”ın Sosyal Devletin gereklililiklerini sağlamakta yeterli olduğunu söylemekte.

Yapmak durumunda olduğum şey 1961 Anayasasına göre yapılmış tanımın detaylı anlatımını 1982 Anayasasına göre yapılmış tanımındaki “Devletçe Yardım”ın içindeymişcesine kabul etmek olacaktır.

Kategoriler
Pardus

Development Release: Pardus Linux 2009.1 Beta

Pardus 2009.1 Beta Is Ready
Pardus 2009.1 Beta Is Ready

Onur Küçük has announced the availability of the beta release of Pardus Linux 2009.1:

“The first testing release of Pardus Linux 2009.1 is ready. Like always, you can download it from the Pardus FTP servers. Pardus Linux 2009.1 beta comes with the latest stable KDE release, enhanced hardware support, and bigger software archive with up-to-date packages such as KDE 4.3.4, Linux kernel 2.6.30.9, OpenOffice.org 3.1.1, Mozilla Firefox 3.5.6, GIMP 2.6.7, X.Org Server 1.6.5, Python 2.6.4 and many more in just one CD. We remind you that this is the first testing release and not all of the features and optimizations of the final release are ready. As this release is within the fast development cycle, there will be lots of package updates towards the stable release.”

Read the rest of the release announcement for additional information. Download: Pardus_2009.1_Beta.iso (696MB, SHA1).

From Distrowatch.com

RELEASE ANNOUNCEMENT :

[Pardus-announce] Pardus 2009.1 Beta is ready

Hello,

 First testing release of Pardus 2009.1 is ready ! Like always you can
download this release from Pardus FTP servers;

 * Multilanguage CD image
  ftp://ftp.pardus.org.tr/pub/pardus/kurulan/2009.1/Pardus_2009.1_Beta_International.iso

 * Turkish and English CD image
  ftp://ftp.pardus.org.tr/pub/pardus/kurulan/2009.1/Pardus_2009.1_Beta.iso

 Pardus 2009.1 Beta comes with the latest stable KDE release, enhanced
hardware support, bigger software archive with up to date packages such
as;

 KDE 4.3.4
 Linux kernel 2.6.30.9
 OpenOffice.Org 3.1.1.5
 Mozilla Firefox 3.5.6
 Gimp 2.6.7
 Xorg 1.6.5
 Python 2.6.4

 and many more in just one CD.

 We remind you that this is the first testing release for Pardus
2009.1. Not all of the features and optimizations of the final release
are ready in the beta release. As this release is within the fast
developement cycle, there will be lots of package updates towards the
stable release.

 We welcome you to report us the bugs you encounter and feature
requests in our bug tracker [1] for a better Pardus.

[1] http://bugs.pardus.org.tr

--
 Onur Küçük                                      Knowledge speaks,
 <onur.--.-.pardus.org.tr>                       but wisdom listens
Kategoriler
Genel

Yoksulluk Tanımım Ve Yoksulluk Olgusuna Yaklaşımım !

Yoksullukla Mücadele konulu tezimle ilgili çalışmalarımı sürdürürken,başlangıç için tezimin dayandığı temel görüş ve yaklaşımın ne olacağı epeydir kafamda olmasına rağmen net değildi. Yoksulluluğun birçok tanımı ve yoksulluğa birçok yaklaşım olmasına rağmen bunlardan zihnime tam olarak oturan bir tanım veya yaklaşımla henüz karşılaşamadım. Amartya Sen’in özgürlükler ve yeterlilikler yaklaşımı okuma fırsatı bulduğum en özgün yaklaşımdı. Fakat yazacağım tezimin dayanağını,yoksulluğa benim yaklaşımım ve benim tanımım olmalı,çünkü bu benim tezim ve benim ürünüm olmak durumunda. Henüz yeni filizlenen fikirlerim belki çok bulanık ve havada olsa da en azından farklı bir çizgideymişim gibi düşünmekteyim.

Burada tıpkı bir eskiz çalışması gibi fikirlerimi ve yaklaşımımı ortaya dökeceğim. Öncelikle Yoksulluğu tanımlamaya çalışacağım ;

1.Yoksulluk Nedir ?

Yoksulluğun tanımını yapabilmek için insanoğlunun dünya üzerindeki varlığını ve varlığın fiziki ve ruhsal değerini belirlemek gerekmektedir, bu varlık değerlemesi bir sınıfsal veya biyolojik ayrım değil, varlığın çevresi ve kendi potansiyeli dahilinde durumunu değerlemektir. Bu değerleme bireyi diğer bireylerle kıyaslamak değil, bireyin yaşam çevresiyle etkileşimini ve varlığının en temel hak ve özgürlükleri temel alınarak eksikliklerinin belirlenmesidir. Bu değerleme temelinde amaç bireylerin temel hakkı olan “Yaşam Hakkı” ve bu hak ile kazandığı yaşamını ne ölçüde devam ettirebildiğidir.

  • Yaşam hakkı,varlığın özünü oluşturmaktadır ve her bireyin sahip olduğu bir haktır,yaşam hakkı konusunda her birey eşittir,bu hak kimse tarafından verilmez bireyin varoluşu ile doğrudan kazanılan mutlak ve en temel haktır. Varoluş ile kazanılan varlığın temelinde bulunan yaşam hakkı bireyin varoluş amacıdır.
  • Toplum içerisinde temelde eşit olan bireylerin yaşamını sürdürebilmeleri için fiziki ve ruhsal ihtiyaçlarının karşılanması gerekmektedir. Bu ihtiyaçlarını karşılamak için her bireye eşit fırsat verilmesi toplumsal yaşamın en temel ölçüsü olma durumundadır.

Yoksulluk kavramı yukarıdaki iki temel konu olan “Yaşam Hakkı” ve eşitlik doğrultusunda bireylerin yaşamlarını nasıl devam ettirdiği değerlemesinde karşımıza çıkmaktadır. Yoksulluğu tanımlarken en doğru yaklaşımın yaşam hakkı ve yaşamın ne derece başarıldığının en doğru yaklaşım olacağı görüşündeyim.

Buradan yola çıkarak benim yoksulluk tanımım şöyle olacaktır :

“Yoksulluk,bireyin yaşam çevresinde ve kendi ihtiyaçları dahilinde, yaşamını devam ettirebilmek için gerekli olan maddi ve manevi ihtiyaçlarının karşılanamaması halidir”

Yukarıdaki tanımla, yoksulluk bir “Yaşam Hakkı İhlali” ve toplumsal yaşamda bir “Eşitsizlik” durumudur. Buna göre varlığın özünü oluşturan yaşam hakkının ihlali toplumun en temel sorunudur,çünkü toplumun varoluşu bireylerin yaşam hakkı ile mevcuttur.

Yoksulluğun tanımını yaptıktan sonra tezim için diğer temel nokta yoksulluğa yaklaşımım konusuna geçebilirim.

2.Yoksulluk Olgusu

Yoksulluğu tanımladıktan sonra,yoksulluk halini analiz etmek gerekmektedir. Yoksulluk hali , bireyin yaşamından anlık bir kesit alınarak,o anda bireyin içinde bulunduğu fiziki ve ruhsal koşullara göre değerlendirilip göreceli olarak yapılan bir niteleme olmamalıdır. Çünkü koşulların anlık değerlemeleri ile yoksulluğun statik ve anlık bir olgu olarak karşımıza çıkmasına neden olur. Oysa yoksulluk dinamik ve süregelen bir olgudur.

Yoksulluk biyolojik ve ruhsal etkileri ile bireyin yaşam başarımını düşüren negatif bir varlık enerjisi üretmektedir. Bu negatif enerji,bireyin maddi ve manevi ihtiyaçlarının bireyin tatmin seviyesi altında kalan kısmı ile ortaya çıkmaktadır. Şöyle örneklersek; bireyin yaşamında geçirdiği bir günde ihtiyaçları imkanlarının altında kalır ise, tatmin seviyesi altında kalan kısım negatif yaşam enerjisidir, ve bir sonraki günde yine birey yine tatmin seviyesinin altında kalmış ise buradaki eksik kısım bir önceki günkü negatif yaşam enerjisinin etkisiyle birleşir ve bu birleşimin negatif yaşam enerjisi bireyi her yaşam gününde daha da olumsuz etkiler. Somutlaştırıp açıklamak gerekirse örneğin birey bir yaşam gününde gerekli fiziki koşulları sağlayamadıysa(günlük ihtiyacı besinleri alamayıp hijyen gerekliliklerini yerine getiremediyse) ve gerekli manevi tatmin ihtiyaçlarını sağlayamadıysa(aidiyet hissi,duygusal bağlar ve ihtiyaçlar,varlığına inancı ve kendine olan güveni) bu fiziki ve manevi eksiklikler ile negatif bir yaşam enerjisi ortaya çıkacaktır ve bir sonraki gün aynı eksiklikler ile ortaya çıkan negatif enerji birikerek bireyin yaşam kalitesinde üzerinde günden günde artan bir negatif etki olacaktır. Bu birikerek artan etki ile birey her yeni gün fiziki ve ruhsal açıdan daha eksik olacaktır, biyolojik olarak daha sağlıksız olması işgücü ve yeterlilik kapasitesini her gün daha da azaltacaktır, ruhsal olarak tatmin eksikliği de bireyin varlığına olan inancını ve yaşam başarımını her gün daha da azaltacaktır. Yukarıdaki yoksulluk tanımına göre bu durumda birey her gün daha da yoksul hale gelecek, ve yoksulluğun dinamik olarak ürettiği negatif yaşam enerjisi ile yoksulluğun dış etkenlerinden bağımsız olarak,yoksulluk hali bireyi dinamik olarak her gün daha da yoksul kılacaktır.

Buradan yola çıkarak yoksulluk olgusuna yaklaşımım :

“Yoksulluğun ürettiği bu negatif yaşam enerjisin nedeniyle yoksulluğun statik ve anlık değil dinamik ve süregelen bir olgu olduğudur.”

Böylece zor da olsa tezimdeki temel yaklaşımlarımı ele alma konusunda ilk adımı atmış oldum.

Kategoriler
Pardus

10 Reasons Why Pardus is the Best Linux Distro !

  1. It has the fastest and easiest installation process !
  2. It has a unique user welcome,and first settings tool KAPTAN !
  3. After the first steps,the whole desktop environment is ready for your use,a great selection of various software,which are bundeled only in a 700 mb CD and there is no other match around other distros !
  4. All codecs are locked and loaded for your personal and professional use for media and ! No efforts needed,just enjoy !
  5. It has the fastest KDE4 environment,and comes with the best widgets and Google gadgets support are ready for use on your shiny plasma desktop !
  6. It has the revolutionary Package Management System called “Pisi”,it is clear,easy to use and installing packages has never been so easy. Package repos are fulfilled with the first class software with the best selection. And the best thing is you wont loose yourselves in strange junky and meaningless repos which have multiple pre-historic versions,clones and ignorant dependencies. Just browse the categories and understand what is the “Simple” in a sophisticated universe !
  7. Need cutting edge versions of software, just add the “test repo” and get into the front line of mighty open source software !
  8. Do you want to see some management tools,which are purely written by Pardus developers,see the “Managers” in your system settings ! Pardus has is own “Rock-Solid Firewall”,and a Solid “Firewall Manager” as it has the Network Manager,and also its Intelligent Display Manager which detects your graphic card and installs the drivers for you,and also History-Manager(a time machine for package management) and a Service Manager which has a shiny plasmoid for your plasma and many others with many “and also”…
  9. It has a great “Look&Feel”,which consist of splash screens for various software as Amarok,OpenOffice,Gimp,Digikam and others and it has its own themes for Grub&Grub Splashes, a various selection of wallpapers its own Icon Theme sorry themes; “Tulliana and Milky” both are unique,and various implementations on KDE visuals.
  10. It has the futures tech,which you will not imagine for decades,like Google’s future tech, you do not need an anti virus, Pardus has its own protection and destruction technology which prevents not only from possible attacks but also destroys the possibility of the purpose of the unwanted situations by its powerfull and secret weapon,KNAZAR !
Pardus 2009 and KDE Software Complation 4.3.4
Pardus 2009 and KDE Software Complation 4.3.4

Those were the” only 10″ reasons why you should use Pardus GNU/Linux !

Just Google it, or see the links below:

http://distrowatch.com/table.php?distribution=pardus

http://www.pardus.org.tr/eng/

http://en.wikipedia.org/wiki/Pardus_%28operating_system%29

http://en.pardus-wiki.org/Main_Page

Kategoriler
Pardus

Kiva İle Yoksullara Mikro Kredi Verebilirsiniz !

Geçenlerde rastgele sörf yaparken bir reklam bağlantısı ile “Kiva” yı keşfettim, Kiva kar amcı gütmeyen bir mikro kredi kuruluşu,Kiva internetin ve küreselleşmenin avantajlarını kullanıp sizi bir kredi sağlayıcısına dönüştürüp, sunduğunuz krediyi dünyanın bir ucundaki mikro ölçekli girişimcilere ulaştırıyor.

Kiva’nın çalışma prensibi çok basit :

  1. Kiva’nın alan ortakları,yani dünyanın çeşitli yerlerindeki mikro kredi organizasyonları alan taraması yapıp bölgelerindeki potansiyel yararlanıcıları buluyor
  2. Alan ortakları buldukları girişimcilerin profillerini Kiva sitesine yüklüyor
  3. Sizin gibi kredi verecek kişiler bu profilleri gezip beğendikleri girişimcileri belirliyor ve kredi sunuyor.
  4. Kiva bu kredileri sözleşmelerle girişimcilere iletiyor,aracılığını yapıyor.
  5. Zamanla girişimci krediyi faiziyle geri ödüyor,Kiva bunu takip edip denetliyor.
  6. Geri ödeme bittiğinde isterseniz paranızı çekiyorsunuz,isterseniz yeni kredi olarak kullandırıyorsunuz veya dilerseniz Kiva ya bağışlıyorsunuz.

Bu mantık üzerinden çok küçük rakamlarla($25USD gibi) Dünyanın çeşitli yerlerinde yoksul girişimcileri destekliyorsunuz,daha da ötesinde diğer destekçilerle kredi grubu oluşturuyorsunuz, site üzerinde gezinti yaparsanız, yüzlerce grubun milyonlarca Dolar değerinde kredi kullandırdığını görebilirsiniz,çok olmasa da kayda değer Türk grupları mevcut. PayPal,kredi kartı ve diğer ödeme yöntemleriyle teknolojinin imkanlarını kullanan Kiva, gerçekten kayda değer bir proje.

Daha fazla bilgi için :

http://www.kiva.org/
http://www.kiva.org/about/how/
http://en.wikipedia.org/wiki/Kiva_%28organization%29

AZKV8N9F527S

Kategoriler
Tezim

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve Yoksulluk

İnsan hakları halkın bütün sıcak tartışma konularının göbeğinde yer alırken,ve sürekli insan haklarına atıf yapılırken acaba kaç hararetli konuşmacı haklarımızın dayandığı evrensel bildirgeyi okumuştur ?… Okumayanlar okusun diye güzelce pdfledim(OpenOffice.org). Komik olan kısmı ise internette bu metni bulmak düşündüğüm kadar kolay olmadı. Demek ki gerçekten insan haklarından bi haber yaşıyoruz,ironik ama yanasımalar böyle.

Buradan İnsan hakları Evrensel Beyannamesini indirebilirsiniz.

Gelelim Konumuza, yoksullula mücadeleyi beyannamenin hangi maddelerine dayandırabilirim diye düşündüm,işte yoksul olmama hakkımızı barındıran maddeler:

  • Madde : 1
    Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.
  • Madde : 3
    Yaşamak, hürriyet ve kişi emniyeti her ferdin hakkıdır.
  • Madde : 4
    Hiç kimse kölelik veya kulluk altında bulundurulamaz; kölelik ve köle ticareti her türlü şekliyle yasaktır.
  • Madde : 23

1- Her şahsın çalışmaya, işini serbestçe seçmeye, âdil ve elverişli çalışma şartlarına ve işsizlikten korunmaya hakkı vardır.

2- Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit çalışma karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.

3- Çalışan her kimsenin kendisine ve ailesine insanlık haysiyetine uygun bir yaşayış sağlayan ve gerekirse her türlü sosyal koruma vasıtalariyle de tamamlanan âdil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır.

4- Herkesin, menfaatlerinin korunması için sendikalar kurmaya ve bunlara katılmaya hakkı vardır.

  • Madde – 25

1- Her şahsın, gerek kendisi gerekse ailesi için, yiyecek, giyim, mesken, tıbbi bakım, gerekli sosyal hizmetler dahil olmak üzere sağlığı ve refahını temin edecek uygun bir hayat seviyesine ve işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, ihtiyarlık veya geçim imkânlarından iradesi dışında mahrum bırakacak diğer hallerde güvenliğe hakkı vardır.

2- Analık ve çocukluk özel ihtimam ve yardım görmek hakkını haizdir. Bütün çocuklar, evlilik içinde veya dışında doğsunlar, aynı sosyal korunmadan faydalanırlar.

  • Madde : 26

1- Her şahsın eğitime hakkı vardır. Eğitim parasızdır, hiç olmazsa ilk ve temel eğitim safhalarında böyle olmalıdır. İlk eğitim mecburidir. Teknik ve mesleki öğretimden herkes istifade edebilmelidir. Yüksek öğretim, liyakatlerine göre herkese tam eşitlikte açık olmalıdır.

2- Eğitim insan şahsiyetinin tam gelişmesini ve insan haklariyle ana hürriyetlere saygının kuvvetlenmesini istihdaf etmelidir. Bütün milletler, ırk ve din grupları arasında anlayış, hoşgörürlük ve dostluğu teşvik etmeli ve Birleşmiş Milletlerin barışın idamesi yolundaki çalışmalarını geliştirmelidir.

3- Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim nev’ini tercihan seçmek hakkını haizdirler.

Kategoriler
Fikir Tezim

MUTUALİZM

Bir şirket hayal edelim:

Sermayesi orta sınıfa mensup ücretli çalışanlar tarafından oluşturulsun ve bu sermayedarlar şirket hisseleri için ödedikleri tutarları ödedikleri gelir vergisinden düşebilsinler. Sermaye yapısı böyle olsun.

Çalışanları ise o güne kadar çalışma hakkından mahrum kalmış ve toplumda istihdam önceliği olan yoksul ve yoksun kesimden olsun. Ücretleri asgari ücret altında olmasın ama bir ailenin aylık ortalama geçim sınırının üzerinde de olmasın.

Şirketin yönetimi bağımsız olsun, devlet müdahalesinden uzak ve profesyonelliğe yakın olsun. Hesap vermekle kalmasın hesap sordursun.

İdare sınıfı ve orta sınıf diğer yöneticileri eşit şartlarda bağımsız performans yönetimi şirketlerince yapılacak sınavlar ve değerlemeler ile istihdam edilsin, tıpkı özel firmalar gibi ara kademede veya tecrübeli yönetici ihtiyacında aktif işgücü piyasasında ihtiyaca göre işe alımları yine özel istihdam kuruluşlarınca bağımsız değerlemeler ile yapılsın.

Denetimi bağımsız olmakla kalmasın, en küçük sermayeye sahip ortakları veya herhangi bir vergi mükellefi bile denetim isteme hakkına sahip olsun, Hesaplarının şeffaflığı gibi mali olmayan kararları da şeffaf olsun, her ortak internet üzerinden şirketin hesaplarına ve kararlarına ulaşabilsin.

Şirket emek yoğun sektörlerde düşük kar oranıyla tüketicilerin günlük ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik bir ticari yol izlesin. Üretimini rekabetçi ve orta kalitede bir çizgide gerçekleştirsin. Pazarlamasını ise özel şirketlere yaptırsın.

Kar sadece ortakların değil, çalışanların da hakkı olsun ama hak çalışan olunduğu için değil, hakkıyla çalışıldığı için kazanılmış olsun. Karın dağıtılması hakça olsun; şirketin büyümesi ve yeni yatırımları sektörün büyümesine ve istihdam hedeflerine göre olsun.

İşte karşınızda “HALK ŞİRKETİ”… Devlet ile organik bir bağı olmayan, kamuoyu yani daha açık şekilde halk tarafından kurulan, halk tarafından yönetilen ve halk tarafından denetlenen bir özel şirket.

Bu model orta sınıf insanların yoksul, yoksun ve işsiz insanları ekmek sahibi yaptığı; yoksul ve yoksun insanların ise yaşamak için kullanamadıkları çalışma haklarını emeğe dönüştürüp, bağımsız haldeyken etkisiz olan küçük miktardaki birikimleri orta sınıf için kazançlı yatırımlara dönüştürdükleri bir ortak girişim; MUTUALİZM.

Şimdi siz hayal edin, büyük tarlalar, büyük fabrikalar, büyük marketler… İçlerini ve ara geçişlerini siz düşünün, HALK ŞİRKETİ ürünlerinden almaz mıydınız?

Kategoriler
Tezim

Ve başladım…

Başlamak bitirmenin yarısı mıdır ?

Ortada henüz pek birşey yok ve olanlar da daha ham olsa da başlamak güzel. Tezim Avrupa Birliği Uyum Sürecinde Yoksullukla Mücadele ve Yeni Uygulamalar”ın bir bölümden bir kısım alıntı ;

Bireyler yaşamak için belirli bir gelire ihtiyaç duyarlar ve bu geliri elde etmek için kazanç elde edebilecekleri bir işe ihtiyaçları vardır. Özel sektör yaşamak için işe ihtiyacı olan bireyleri asla yeteri kadar istihdam edemez, sadece maksimum kar elde edebileceği seviyedeki iş gücünü istihdam etmeye reflekslidir. Bu durumda bir işe sahip olmayan ve nitelikli işgücü sunamayan bireyleri her zaman göz ardı eder. Özel sektörün istihdam yaklaşımında bireylere yaşam sürdürebilme amacıyla iş verme değil, karı sürdürebilme amacıyla işgücü kullanma temel amaç olarak yer almaktadır. Daha açık bir dille özel sektör yaklaşımı işçi tarafından işçinin çalışma nedenlerinden çok işletme tarafından işgücünün nasıl işlendiğiyle ilgilenir. Çoğu durumda işsizliğin azalmasına yönelik bir özveri işletme doğasına aykırıdır ve piyasa ekonomisinde işsizliğin yarattığı düşük ücret seviyesi daha çok arzulanan bir durumdur.

Böylece şunu söyleyebiliriz ki, özel sektör yaşamak için işgücü sunmak arzusundaki işsizlere yönlendirici ve eğitici bir hami olmaktan uzaktır.

Bir devletin sınırları içerisinde yaşayan herkes yaşamını sürdürebilmek için bir kazanç elde etme ve bunun için de bir iş sahibi olma hakkına sahiptir. Yokluk ve imkansızlık içerisinde yönlendiricilik görevi kuşkusuz devlete aittir.

Bir devlet eğer sınırları içerisindeki tüm kazanç getiren işlerden vergi alıyorsa, bütün ülke ekonomisini izlemektedir. Bu monitör etme görevi sadece vergi gelirlerini artırmak için değil ülkedeki potansiyel işgücünü yönlendirici faaliyetlerde bulunmak için muhakkak kullanılmalıdır.

Devamı daha doğrusu başı ve sonu muhakkak gelecek… Gelmeli…

Kategoriler
Pardus

Pardus-Linux.org eDergi 11. Sayı Yayımlandı !

Konu Başlıkları

  • Medyada GNU/Linux
  • Jean Phillipe Guillemin Röportajı (Zenwalk Geliştiricisi)
  • C++’da Nesne Yapısı ve Nesneye Yönelik Programlama
  • Gökyüzündeki Özgürlük : FlightGear
  • GNU/Linux Altında Sesli Slayt Gösterileri Hazırlamak
  • Gimp ile Siyah Beyaz Resimlerin Renklendirilmesi
  • Inkscape ile Ders Çizelgesi Yapmak
  • İşletim Sistemleri ve Donanımsal İlişkiler
  • Necdet Yücel Röportajı (Çanakkale 18 Mart Üniversitesi)
  • Ronnie Tucker Röportajı (Full Circle Magazine Editörü)
  • PHP Dersleri I
  • PyGTK ve Glade ile Arayüz Tasarımı
  • Kediler ve Pencereler
  • Pardus 2009 Üzerine !:)!
  • Intel, AMD ve GNU/Linux
  • GTK Tabanlı Müzik Çalıcılar
  • Kitap Tanıtımı : GTK+ / Gnome Programlama

İndirmek İçin

  • Kaliteli Basım (300 dpi) – Boyut: 14.6 MB – İndir
  • Normal Basım (96 dpi) – Boyut: 8.3 MB – İndir

AZKV8N9F527S