Kategoriler
Pardus

Daha “Akademik” Bir Pardus İçin UberStudent Yolculuğu: Giriş

Merhaba,

Uzun zaman sonra Pardus ile ilgili bir yazı ile karşınızdayım. Bu seferki yazımında başlıktan da anlaşılacğaı üzere, Pardus’un yüksek öğretimde, akademik çalışmalarda ve araştırmalarda kullanılması için neler yapılabileceği, nasıl yazılımlarla donatılabileceği gibi konulara değineceğim.

Özgürlükİçin.com E-dergi’nin 34. sayısındaki yazımda yüksek lisans eğitimimi tamamladığımı ve yüksek lisans tezimi tamamen Pardus üzerinde yazmamın hikayesini anlatmıştm.

Yüksek lisans eğitimini tamamladıktan sonra, Doktora eğitimi için okuluma başvurdum. Yapılan değerlendirme sonucunda, Doktora eğitimi almaya hak kazandım. Bir aksilik olmazsa önümüzdeki hafta kayıt işlemlerini tamamlayıp bir Doktora öğrencisi olacağım.

Doktora öğrenimimde de çalışmalarımı Pardus üzerinde yapmak istiyorum. Pardus üzerinde gelen yazılımlar ve deposundaki diğer yardımcı yazılımlar ile akademik çalışmalar için ihtiyaçlarınızı büyük ölçüde giderebilirsiniz. Fakat bunun bir adım ötesine geçmek, Pardus’u akademik çalışmalar için tam bir üretim merkezine dönüştürebilmek çok güzel olurdu. Üniversite öğrencilerinin Pardus’u eğitim amaçlı kullandıkları, araştırmacıların Pardus üzerinde ihtiyaçlarlarını karşıladıklarını düşününce, Pardus’un üniversiteler ile olan ilişkisinin “yaşayan” bir hale geleceğini düşünüyorum.

Bu yukarıda bahsettiğim düşünce temeli üzerinden adım adım gitmeye çalışırsam  deneme yanılma araştırma dolu bir yığın saat kaybı, bunun yanı sıra bu süreçteki psikolojik verimsizlik ile bir neticeye varamayacağım. Elbette dünyada benden daha zeki, ve bazı şeyleri benden önce düşünmüş onlarca insan var. Bu temelden yola çıkarsam, tekerleği yeniden keşfetmek yerine yaşanmış tecürbeden mümkün olduğunca faydalanarak; hem kısa sürede yeni şeyler öğrenebilirim hem de hazır yolları deneyip ortaya güzel bir çalışma çıkarabilirim.

Bu doğrultuda hareket ettiğimde karşıma çok güzel bir GNU/Linux dağıtımı olan UberStudent çıkıyor.

UberStudent:

UberStudent, Debina/Ubuntu tabanlı, eğitim alanında özelleştirilmiş bir GNU/Linux dağıtımı. İsmi Latince’den gelmekte, Latince “Uber” üretken demek UberStudent ise “ÜretkenÖğrenci” manasında. Bugüne kadar sadece 1 sürüm çıkarmış olan UberStudent, ilk sürümüne Romalı bilgin ve devlet adamı Cicero’nun adını vermiş.

UberStudent’ı Distrowatch sitesindeki eğitim kategorisinde görmüştüm. Aynı kategorideki diğer dağıtımlardan ayrıldığı nokta ise benim için önemli olan, orta ve yüksek öğrenimdeki öğrencileri, akademik çalışma yapanları ve araştırmacılara yönelik özelleşmiş bir dağtım olmasıydı. Beraberinde getirdiği yazılım seçkisi ile, alanındaki en güçlü yazılımları bir araya getirerek ve aralarında entegrasyonu sağlayarak kullanıcılarına sunmasıydı.

Bu bir giriş yazısı olduğu için çok fazla detaya giremeyeceğim.

Yapmak İstediklerim:

Yapmak istediğim şeyler aslında çok basit.

Öncelikli olarak UberStudent dağıtımını temel olarak incelemek istiyorum. Kurulum DVD’si ile gelen yazılımları inceleyerek, daha doğrusu keşfederek- çünkü adını bile duymadığım onlarca yazılım mevcut- bu yazılımları tanımak, nerelerde hangi ihtiyaçlarım için kullanacağımı tespit ederek öncelikle kendimi geliştirmek istiyorum.

İkinci olarak, UberStudent ile gelen yazılımlar dışında, bu dağıtım Ubuntu depolarını kullandığı için, öne çıkan diğer eğitim yazılımlarını bulmak, işe yarar yazılımları tespit ederek bir liste oluşturmak. Oluşturacağım listede yer alan yazılımların Pardus’taki durumlarını not etmek(ör. depoda var, paket isteği girilmiş veya yok gibi) eğer bu yazılımlar depoda yok ise ve paket isteğinde de bulunulmamışsa bu yazılımlar ile ilgili yeni paket isteğinde bulunmak. Yani nihayetinde, Pardus depolarının bu yazılımlar ile zenginleşmesine katkı sağlamayı hedefliyorum. Teknik bilgim olmadığı için bu amaçlarım sevgili Anıl Özbek’in Happy-Kitty projesi gibi bir projeye dönüşmeyecek. Ama hazırlamak istediğim bir belge(rapor da diyebiliriz) ile bunun ilerleyen zamanlarda yapılmasına ön ayak olabileceğimi düşünüyorum.

Pardus’a Kısa Bir Ara:

Bu hedeflerimi gerçekleştirmek için, bir müddet Pardus kullanmaya ara veriyorum, ve bu süre zarfında UberStudent’ı birincil işletim sistemi olarak kullanacağım. Bu benim için bir ilk olacak çünkü bugüne kadar Pardus dışında bir dağıtımı bir günden fazla kullanmadım.  Bunun yanında ilk defa GNOME kullanacak oluşum da cabası. UberStudent GNOME 2.30 ile gelmekte. Güncellemeler ile GNOME 2’nin son sürümüne erişebileceğimi düşünüyorum.

UberStudent İlk İzlenimler:

UberStundet ile ilgili ilk izlenimlerimi kısaca aktarmam gerekirse:

  • Kurulum kolaydı, hiç zorlanmadım, sabit disk bölümlerinin yönetimi güzeldi. Pardus kurulumuna benzer bir slayt gösterisi vardı ve bu gösteri 1 kez oynadı.
  • Kurulumdan sonra en çok merak ettiğim konu kablosuz bağlantı konusuydu. Kurulum sonrasında kablosuz bağlantım aktif değildi. Broadcom sürücüleri kurulum ile birlikte gelmiyordu. Sistem ayarlarından Donanım Sürücüleri yolu ile açılan pencere sistemimdeki kapalı kaynaklı sürücülerle çalışacak donanımları anında buldu. Buradan Nvidia sürücüleri ve Broadcom sürücülerini yükledim. İşin en güzel yanı bilgisayarımı yeniden başlattığımda kablosuz bağlantım başka bir işleme gerek kalmaksızın aktif olmuştu. Pardus’ta “modprobe wl”  ve /etc/modules.autoload.d/kernel-2.6’nın içine  “wl” parametresi ekleme işlemlerini yapmam gerekiyordu. Daha önceki Ubuntu maceralarımın aksine bu sefer bağlantıda bir sorun yaşamamam sevindiriciydi
  • UberStudent’in en önemli özelliği beraberinde gelen yazılım seçkisi ve bu yazılımların birbirleri ile entegre edilmiş olması
  • Menülerde yerleştirile yer imleri çok güzel. Başlat menüsünde yer alan Cloud, ve Get Windows Wireless Drivers gibi yer imleri ince düşünceler. Bunun yanı sıra Firefox’da UberStudent’a özgü olarak sadeleştirilmiş bir arayüz ile geliyor, Firefox yer imleri çok leziz bağlantılar içeriyor. öğrencileri temel alan bir dağtım olması dolayısıyla yer imlerine öğrenciler için ucuz uçak bileti servislerinin bağlantıları da eklenmiş. Ayrıca kişisel finans yönetmi, kişisel zaman planlama ve müzik ve grafik yazılımlarına da ağılık verilmiş.

Bunun gibi bir çok ince düşünce ile hazırlanmış güzel bir dağıtım vesselam. Umarım kullandığım dönemde iyi katkıları olur.

Mutlu günler

Kategoriler
Genel

Yoksulluk Tanımım Ve Yoksulluk Olgusuna Yaklaşımım !

Yoksullukla Mücadele konulu tezimle ilgili çalışmalarımı sürdürürken,başlangıç için tezimin dayandığı temel görüş ve yaklaşımın ne olacağı epeydir kafamda olmasına rağmen net değildi. Yoksulluluğun birçok tanımı ve yoksulluğa birçok yaklaşım olmasına rağmen bunlardan zihnime tam olarak oturan bir tanım veya yaklaşımla henüz karşılaşamadım. Amartya Sen’in özgürlükler ve yeterlilikler yaklaşımı okuma fırsatı bulduğum en özgün yaklaşımdı. Fakat yazacağım tezimin dayanağını,yoksulluğa benim yaklaşımım ve benim tanımım olmalı,çünkü bu benim tezim ve benim ürünüm olmak durumunda. Henüz yeni filizlenen fikirlerim belki çok bulanık ve havada olsa da en azından farklı bir çizgideymişim gibi düşünmekteyim.

Burada tıpkı bir eskiz çalışması gibi fikirlerimi ve yaklaşımımı ortaya dökeceğim. Öncelikle Yoksulluğu tanımlamaya çalışacağım ;

1.Yoksulluk Nedir ?

Yoksulluğun tanımını yapabilmek için insanoğlunun dünya üzerindeki varlığını ve varlığın fiziki ve ruhsal değerini belirlemek gerekmektedir, bu varlık değerlemesi bir sınıfsal veya biyolojik ayrım değil, varlığın çevresi ve kendi potansiyeli dahilinde durumunu değerlemektir. Bu değerleme bireyi diğer bireylerle kıyaslamak değil, bireyin yaşam çevresiyle etkileşimini ve varlığının en temel hak ve özgürlükleri temel alınarak eksikliklerinin belirlenmesidir. Bu değerleme temelinde amaç bireylerin temel hakkı olan “Yaşam Hakkı” ve bu hak ile kazandığı yaşamını ne ölçüde devam ettirebildiğidir.

  • Yaşam hakkı,varlığın özünü oluşturmaktadır ve her bireyin sahip olduğu bir haktır,yaşam hakkı konusunda her birey eşittir,bu hak kimse tarafından verilmez bireyin varoluşu ile doğrudan kazanılan mutlak ve en temel haktır. Varoluş ile kazanılan varlığın temelinde bulunan yaşam hakkı bireyin varoluş amacıdır.
  • Toplum içerisinde temelde eşit olan bireylerin yaşamını sürdürebilmeleri için fiziki ve ruhsal ihtiyaçlarının karşılanması gerekmektedir. Bu ihtiyaçlarını karşılamak için her bireye eşit fırsat verilmesi toplumsal yaşamın en temel ölçüsü olma durumundadır.

Yoksulluk kavramı yukarıdaki iki temel konu olan “Yaşam Hakkı” ve eşitlik doğrultusunda bireylerin yaşamlarını nasıl devam ettirdiği değerlemesinde karşımıza çıkmaktadır. Yoksulluğu tanımlarken en doğru yaklaşımın yaşam hakkı ve yaşamın ne derece başarıldığının en doğru yaklaşım olacağı görüşündeyim.

Buradan yola çıkarak benim yoksulluk tanımım şöyle olacaktır :

“Yoksulluk,bireyin yaşam çevresinde ve kendi ihtiyaçları dahilinde, yaşamını devam ettirebilmek için gerekli olan maddi ve manevi ihtiyaçlarının karşılanamaması halidir”

Yukarıdaki tanımla, yoksulluk bir “Yaşam Hakkı İhlali” ve toplumsal yaşamda bir “Eşitsizlik” durumudur. Buna göre varlığın özünü oluşturan yaşam hakkının ihlali toplumun en temel sorunudur,çünkü toplumun varoluşu bireylerin yaşam hakkı ile mevcuttur.

Yoksulluğun tanımını yaptıktan sonra tezim için diğer temel nokta yoksulluğa yaklaşımım konusuna geçebilirim.

2.Yoksulluk Olgusu

Yoksulluğu tanımladıktan sonra,yoksulluk halini analiz etmek gerekmektedir. Yoksulluk hali , bireyin yaşamından anlık bir kesit alınarak,o anda bireyin içinde bulunduğu fiziki ve ruhsal koşullara göre değerlendirilip göreceli olarak yapılan bir niteleme olmamalıdır. Çünkü koşulların anlık değerlemeleri ile yoksulluğun statik ve anlık bir olgu olarak karşımıza çıkmasına neden olur. Oysa yoksulluk dinamik ve süregelen bir olgudur.

Yoksulluk biyolojik ve ruhsal etkileri ile bireyin yaşam başarımını düşüren negatif bir varlık enerjisi üretmektedir. Bu negatif enerji,bireyin maddi ve manevi ihtiyaçlarının bireyin tatmin seviyesi altında kalan kısmı ile ortaya çıkmaktadır. Şöyle örneklersek; bireyin yaşamında geçirdiği bir günde ihtiyaçları imkanlarının altında kalır ise, tatmin seviyesi altında kalan kısım negatif yaşam enerjisidir, ve bir sonraki günde yine birey yine tatmin seviyesinin altında kalmış ise buradaki eksik kısım bir önceki günkü negatif yaşam enerjisinin etkisiyle birleşir ve bu birleşimin negatif yaşam enerjisi bireyi her yaşam gününde daha da olumsuz etkiler. Somutlaştırıp açıklamak gerekirse örneğin birey bir yaşam gününde gerekli fiziki koşulları sağlayamadıysa(günlük ihtiyacı besinleri alamayıp hijyen gerekliliklerini yerine getiremediyse) ve gerekli manevi tatmin ihtiyaçlarını sağlayamadıysa(aidiyet hissi,duygusal bağlar ve ihtiyaçlar,varlığına inancı ve kendine olan güveni) bu fiziki ve manevi eksiklikler ile negatif bir yaşam enerjisi ortaya çıkacaktır ve bir sonraki gün aynı eksiklikler ile ortaya çıkan negatif enerji birikerek bireyin yaşam kalitesinde üzerinde günden günde artan bir negatif etki olacaktır. Bu birikerek artan etki ile birey her yeni gün fiziki ve ruhsal açıdan daha eksik olacaktır, biyolojik olarak daha sağlıksız olması işgücü ve yeterlilik kapasitesini her gün daha da azaltacaktır, ruhsal olarak tatmin eksikliği de bireyin varlığına olan inancını ve yaşam başarımını her gün daha da azaltacaktır. Yukarıdaki yoksulluk tanımına göre bu durumda birey her gün daha da yoksul hale gelecek, ve yoksulluğun dinamik olarak ürettiği negatif yaşam enerjisi ile yoksulluğun dış etkenlerinden bağımsız olarak,yoksulluk hali bireyi dinamik olarak her gün daha da yoksul kılacaktır.

Buradan yola çıkarak yoksulluk olgusuna yaklaşımım :

“Yoksulluğun ürettiği bu negatif yaşam enerjisin nedeniyle yoksulluğun statik ve anlık değil dinamik ve süregelen bir olgu olduğudur.”

Böylece zor da olsa tezimdeki temel yaklaşımlarımı ele alma konusunda ilk adımı atmış oldum.

Kategoriler
Fikir Tezim

MUTUALİZM

Bir şirket hayal edelim:

Sermayesi orta sınıfa mensup ücretli çalışanlar tarafından oluşturulsun ve bu sermayedarlar şirket hisseleri için ödedikleri tutarları ödedikleri gelir vergisinden düşebilsinler. Sermaye yapısı böyle olsun.

Çalışanları ise o güne kadar çalışma hakkından mahrum kalmış ve toplumda istihdam önceliği olan yoksul ve yoksun kesimden olsun. Ücretleri asgari ücret altında olmasın ama bir ailenin aylık ortalama geçim sınırının üzerinde de olmasın.

Şirketin yönetimi bağımsız olsun, devlet müdahalesinden uzak ve profesyonelliğe yakın olsun. Hesap vermekle kalmasın hesap sordursun.

İdare sınıfı ve orta sınıf diğer yöneticileri eşit şartlarda bağımsız performans yönetimi şirketlerince yapılacak sınavlar ve değerlemeler ile istihdam edilsin, tıpkı özel firmalar gibi ara kademede veya tecrübeli yönetici ihtiyacında aktif işgücü piyasasında ihtiyaca göre işe alımları yine özel istihdam kuruluşlarınca bağımsız değerlemeler ile yapılsın.

Denetimi bağımsız olmakla kalmasın, en küçük sermayeye sahip ortakları veya herhangi bir vergi mükellefi bile denetim isteme hakkına sahip olsun, Hesaplarının şeffaflığı gibi mali olmayan kararları da şeffaf olsun, her ortak internet üzerinden şirketin hesaplarına ve kararlarına ulaşabilsin.

Şirket emek yoğun sektörlerde düşük kar oranıyla tüketicilerin günlük ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik bir ticari yol izlesin. Üretimini rekabetçi ve orta kalitede bir çizgide gerçekleştirsin. Pazarlamasını ise özel şirketlere yaptırsın.

Kar sadece ortakların değil, çalışanların da hakkı olsun ama hak çalışan olunduğu için değil, hakkıyla çalışıldığı için kazanılmış olsun. Karın dağıtılması hakça olsun; şirketin büyümesi ve yeni yatırımları sektörün büyümesine ve istihdam hedeflerine göre olsun.

İşte karşınızda “HALK ŞİRKETİ”… Devlet ile organik bir bağı olmayan, kamuoyu yani daha açık şekilde halk tarafından kurulan, halk tarafından yönetilen ve halk tarafından denetlenen bir özel şirket.

Bu model orta sınıf insanların yoksul, yoksun ve işsiz insanları ekmek sahibi yaptığı; yoksul ve yoksun insanların ise yaşamak için kullanamadıkları çalışma haklarını emeğe dönüştürüp, bağımsız haldeyken etkisiz olan küçük miktardaki birikimleri orta sınıf için kazançlı yatırımlara dönüştürdükleri bir ortak girişim; MUTUALİZM.

Şimdi siz hayal edin, büyük tarlalar, büyük fabrikalar, büyük marketler… İçlerini ve ara geçişlerini siz düşünün, HALK ŞİRKETİ ürünlerinden almaz mıydınız?

Kategoriler
Tezim

Ulusal Program 2009

Ulusal Program Yayımlandı
Ulusal Program Yayımlandı

3. Ulusal program yani “Avrupa Birliği Müktesebatının Üstlenilmesine İlişkin Türkiye Ulusal Programı” 31.12.2008 Tarihli Resmi gazetenin  Mükerrer Sayısı ile yayımlandı.

  • Ulusal Program 33 parçadan tek parça haline getirildi
  • Dijital ortamda kullanışsız sayfaların yatay düzeni dikey hale getirildi 433 adet tablo tek elden düzenlendi.
  • Konu başlıkları standart hale getirildi, içindekiler dizini ve içeriğe köprüler oluşturuldu.
  • Yazım hataları düzeltildi( Fakat halen birçok yanlış kullanım esas metni bozmamak için düzeltilmedi)
  • Belge PDF formuna aktarıldı(openoffice.org),böylece çalışırken not alma ve imleme imkanı mümkün oldu, sayfa altlarına içindekiler dizini köprüsü konuldu ; böylece hem arama yapmak hemde hızlı gezinti imkanı sağlandı.
  • vs vs vs…

Özetle ulusal programı üzerinde çalışılabilir, okuyucu konforuna ve standartlara uygun şekilde dönüştürmeye çalıştım. Olması gerektiği gibi adam akıllı bir hale sokmaya çalıştım. Böylece hem ben hemde sizler üzerinde çalışma yaparken hiç zorlanmayacağız hemde zaman kazanacağız.


İndirmek için Tıklayınız ->Derlenmiş Tek Parça Ulusal Program 2009 PDF

*Sağ tıklayıp hedefi farklı kaydedebilirsiniz.

Hayrını Görün 😀
Mutlu Çalışmalar

Elbette Özgür İşletim Sistemi Pardus Üzerinde özgür ofis yazılımı Openoffice.Org kullanılarak hazırlandı 😉

Kategoriler
Tezim

Tezim

Geç olsa da yüksek lisans tez konumu belirlemiş ve enstitüye bildirmiş bulunmaktayım.

“Avrupa Birliği’ne Uyum Sürecinde Yoksullukla Mücadele ve Yeni Uygulamalar ”

Umarım iyi bir çalışma sonrası insanlara faydalı olabilecek birşeylere dokunabilir ve güzel sonuçlar çıkarabilirim.

Tezimi elbette Pardus üzerinde Openoffice.org kullanarak yazacağım ve bitirdiğimde hiçbir hak idda etmeksizin isteyenlerin erişmesi için hem Yök Ulusa Tez Bankasına hemde buraya koyup yayınlayacağım.

Tabi ki konu ile ilgili paylaşmak istediğiniz fikirleriniz gözlemleriniz ve bildiğiniz uygulamalar varsa bunlara açığım çekinmeyin 🙂