Kategoriler
Pardus

Pardus İşbirliği Çağrı Toplantısı üzerine

Dün ODTÜ Teknokent’te “Pardus İşbirliği Çağrı Toplantısı” yapılmış. Aynı toplantı bir önceki gün ise Bilkent Üniversitesinde yapılmış… Çok güzel…

Bunları twitter’da Orçun Madran’ın iletilerinden öğrendik… Bununla kalmamakla birlikte, 23-24 Mart tarihlerinde yapılan ve katıldığım Pardus’un Yarını Çalıştayı’nda oluşturulumasu kararlaştırlan Danışma Kurulu ve yapılan seçimler üzerine Göç ortağı temsilcisi seçilen  sevgili Doruk Fişek’in de bu toplantılardan haberinin olmayışı ve bunu twitterdan öğrenmesi diğer bir “aaa” dediğim olaydı.

Sevgili Sezai günlüğünde toplantı ve kendisinin de üye seçildiği Danışma Kurulu üzerine yazmış ve kaygılarını dile getirmiş şuradan okuyabilirsiniz: http://sezaiyeniay.wordpress.com/2012/07/12/genc-parduscular-rahatsiz/

Benim bu yazıyı yazma sebebim ise, Sezai’nin yazısına toplantı katılımcılarından Bora Güngören’in yazdığı yorum. Bora bey, toplantının katılımcısı olarak, gördüklerini aktarmış ve kastedilen ifadelerin aslında öncülleriyle ve bütünüyle kastının farklı olduğunu belirtmiş…

Tamam, güzel toplantı, küçük firmalara özgür yazılım üretimini teşvik de güzel, teknokent yerleşiklerine özel orası da güzel… Her şey güzel… Ama kazın  ayağı benim adıma öyle değil, nedeniyse toplantının içeriğinden öte şekil ve anlam açısından…

Benim kafama takılan kısımlara gelirsek…

Pardus’un  sitesinde gösterilen 8 adet Göç Ortağı(Başlığı Çözüm ortağı) var… Bu göç ortaklarının görevi sadece Pardus kurmakla sınırlı bir çerçevede değil elbette, göç projesi de sadece basit kurulum ve yapılandırmadan ibaret değil. Ki hiçbiri öyle büyük “entegratör” değiller…

Biz Çalıştay’da bu firmaların da karar süreçlerinde sözü olsun, ihtiyaçları dile getirilsin ve karar mekanizmasında söz sahibi olsun diye Göç Ortağı temsilcisinin olmasını oyladık.

Geçtiğimiz haftalarda yapılan pre-mature Danışma Kurulu toplantısı ve bir iki gün öncesinde öğrendiğimiz Yeni Pardus’un aslında Debian üzerinde logosu bulunan bir Pardus olduğu üzerine, Danışma Kurulu’na bir şey danışılmadığı ve pek de danışılmayacağı görülmekte…

Saksı
Saksı

Doğrusu Pardus’un  paket sistemi, temel teknolojileri bu kurulu bırakın kimsenin dahi haberi olmadan iki yöneticinin kararıyla bir anda çöpe atılması üzerine bu toplantıya Danışma Kurulu’nun ilgili temsilcisinin – ki Ankarada ikamet eder- davet edilmemesi, daveti geçtim haber verilmemesi *ne diyeyim* Saksı muamelesinin devam ettiğinin kanıtıdır.

Hemen, icazet mi alınacaktı gibi bir fikir aklınızdan geçmemiş olsun, elbette ki hayır, TÜBİTAK dilediği yerde dilediği kişilerle her istediği toplantıyı yapabilir, kimseye ne haber verme ne de davet etme yükümlülüğü var. Ama burada soru şu;

Siz böyle kendi politikalarınızı oluşturup uygularken ve bunu Çözüm Ortağı temsilcisini dışlayarak yapmanız durumunda, bu temsilci görevini nasıl yapacak, politikalarınızdan nasıl haberdar olacak, firmalar ile ne üzerinde hangi hedef ve vizyonda görüşerek çözüm ortaklarının koordinasyonunu sağlayacak, herşeyi geçtim bilmediği faaliyetler hakkında nasıl fikir sahibi olacak? Böyle dışlanmış bir temsilciye gerek var mı?

Toplantıda Bora bey art niyet olmadığını söylemiş. Bundan eminim, hatta Pardus’un adeta gömülmesi ve Debian’ın kullanılmasında da bir art niyet yoktu. Bu kararı verenler kendilerince en doğru ve en iyi olacak kararı vermişlerdir kuşkusuz. Ama bu demek değil ki her art niyetsiz karar ve uygulama en doğrusudur. Karl Marx’ın şöyle bir sözü var;

The way to Hell is paved with good intentions, and he might just as easily have intended to make money, without producing at all.

Cehenneme giden yol iyi niyet taşlarıyla döşelidir, ve hiç üretmeden para kazanmak için kolayca niyetlenebilir

(Koyu kısma aşinayız, ama geri kalan kısmı daha iyi toparlanabilir * )

Yönetim:

Bahsettiğim gibi, TÜBİTAK ve ULAKBİM bu projeyi dilediği gibi yönetebilir, gördüğüm o ki öyle de yapmaktalar. Fakat şöyle büyük bir sorun var ki, bu bir Özgür Yazılım projesinin yönetim biçimi olmaktan çok uzak, daha farklı bir proje oldu artık.

Bu kadar kapalı işleyen bir yapının bir özgür yazılım projesini yönetebilmesi ne teoride ne de uygulamada gerçekçi değil.

Kendi adıma bu yapıdaki bir Özgür yazılıma katkı vermek için hiçbir nedenim yok. Eğer bir neden bulursam kendimle çelişmiş olurum…

Ki şeffaflığı bırakın, daha kodlarını ortaya koymayan, bir hata takip sistemi  olmayan bir ürün ortaya koyan bir özgür yazılım dünyada TÜBİTAK’tan başka bir yerde yok. Şüphem o ki yönetimin anlayışı, bizim Açık Kaynak – Özgür Yazılım farkında takıldığımız yerlere getirecek konuyu.

Böyle özgür yazılım projesi yönetilmez. Eğer sırf fiziki imkanlara ve paraya(destek teşvik)’e güvenirseniz ve özgür yazılımın ilkelerini dışlarsanız hiç bir şey kazanamazsınız.

Şayet bu yukarıda saydıklarım işe yarasaydı, bugün ORACLE dünyanın en önde gelen özgür yazılım işlerini yürüten bir şirket olurdu. Oysa, ORACLE sadece bir şirket, özgür yazılım ürünlerini uygulayan bir şirket olmanın yanında, sabıkalarından dolayı büyük bir nefreti de adının yanında taşıyan bir şirket.

TÜBİTAK eğer bu anlayışta giderse ve Pardus topluluğunu ve çevresiylebirlikte seçtiği Danışma Kurulu üyelerine saksı muamelesi yapmaya devam ederse sonu yukarıdaki örnekteki kötü nam ile tescillenecektir. Daha hala Danışma Kurulu’nun akıbeti belli değilken, fırtına gibi ediyoruz, daha da eseceğiz görüntüsünün verilmesi beni Kurul’un geleceği adına çok kaygılandırmakta.

Başarılı olur mu olmaz mı, orası başarından ne anladığınıza bağlı, eğer tabana yayılan bir özgür yazılım çevresi hedefliyorsanız sonu hüsran, ama özgür yazılım ürünlerini kullanarak KAMU TEDARİKÇİLİÄžİ yapacaksanız, bu modelde başarılı olunabilir. Ama daha önceki yazımda da belirttiğim üzere bunun için TÜBİTAK’a gerek yok, kurumlar bünyelerinde de bu işi görebilirler, ha illa merkezi koordinasyon olsun diyorsanız, bu işi Devlet Malzeme Ofisi daha iyi yapar, neticede ortada yazılım tedarikinden başka bir şey yok…

Bunları neden yazıyorum derseniz, neticede katıldığım bir Çalıştay oldu ve üzerime düştüğü kadarıyla alınan kararların takipçisi olmak vazifem. Gördüğüm yanlışları yazmak da aynı şekilde sorumluluğum.

Sezai’ye sevgilerimle,

 

http://www.youtube.com/watch?v=Ufa1IBWuc5g&feature=player_embedded

PS:

– Bora bey Pardus ile iş yapan başka ortaklar olduğunu da söylemiş, iş ortağı olarak ODTÜ’de yerleşik bir firma var  http://www.pardus.org.tr/topluluk/cozum-ortaklari/  Sisoft Sağlık Hizmetleri. Diğer firmaların göç/çözüm ortağı değil sanırım. Bu firmaların teknokent yerleşik firmalar olduğunu ve dediği gibi ilintili işler yapan firmalar olduğunu varsayıyorum…

– Resim şuradan; http://blog.the-dot.co.uk/design/funny-and-creative-flower-pots-by-good/ Saksılara yüz fotoğrafı eklemek üzerine bir fikir…

 

“Pardus İşbirliği Çağrı Toplantısı üzerine” için 3 yanıt

Hocam öncelikle eline sa?l?k, güzel ?eyler kaleme alm??s?n. Kendi kendime i?te tart???lmas? gereken ?eyler bunlar dedim. Öte yandan ileti?im eksikli?i sürdükçe bu ve benzeri tart??malar da sürecek. Bu nedenle ULAKB?M’in bu konudaki tutumunu geli?tirmesi gerekli.

Bizim bu olan biteni anlamam?z için asl?nda ?u üç soruya yan?t vermemiz gerekli.

1. TÜB?TAK’?n güncellenmi? hedefi nedir? Bu hedef ile mevcut camian?n hedefleri aras?nda ortak noktalar farklar nelerdir?
2. TÜB?TAK’?n hedefi için seçti?i yön ve o yöndeki ilerleme yöntemi acaba hedef ve mevcut durum için uygun yöntemler midir?
3. TÜB?TAK’?n yön ve yöntem seçimlerinin yan?nda ta??d??? riskler nelerdir ve bu riskler bizi (camia, ?irketler, sivil toplum, vb) ne ?ekilde etkileyecektir?

Yukar?daki “Oracle türü nam salma” riski asl?nda kayda de?er bir risk ve bu riskin azalt?lmas? için TÜB?TAK’a oldukça çok görev dü?üyor.

Benim toplant?dan anlad???m kadar? ile “özgür yaz?l?m temelli kamu tedarikçili?i ve bu i?lerin arac?l???” TÜB?TAK’?n önümüzdeki k?sa dönemde önemli faaliyet alanlar?ndan birisi olacak. Bu faaliyetin genel amaçlar?na ula?mada bir eksi?i olmaz. Ancak bir de özel amaç olarak “Türkiye’de özgün nitelikleri olan yaz?l?mlar?n özgür yaz?l?m lisanslar? ile üretilmesini te?vik etmek” ortaya konabilirse, ba?ar? çok boyutlu olur ve Türkiye’deki özgür yaz?l?m camias?na da önemli dolayl? faydalar sa?lar.

Üniversite seminerlerinde “göbe?ime bak?n aç kal?yora benziyor muyum?” demek de var ama bir iki örnek d???nda, “falanca firmalar ?u kadar ki?iyi istihdam ediyor” diyebiliyor muyuz? E?er ULAKB?M eliyle kamu tedarikçili?i özgür yaz?l?m temelli i? yapan insan say?s?n? önemli miktarda art?racak olursa, Türkiye’deki yaz?l?m sektörünün üretim dinamiklerine özgür yaz?l?m araçlar?n? sokarsa o zaman emin olun özgür yaz?l?m ekosisteminin suyu gübresi kendili?inden ortaya ç?kar.

Sadece bu tür faaliyetlerin de?il, her tür yakla??m?n ve faaliyetin riskleri de var. Bu riskleri do?ru okumak için birden çok aç?dan de?erlendirmek gerekli. Pardus Dan??ma Kurulu türü organlar, LKD, PKD, vb dernekler alt?nda örgütlenen camia, etkisi daha dü?ük olmakla birlikte Internet üzerindeki haberle?me a?lar? da bunun için var. Bu mecralardan gelen alarm i?aretlerini okumak ULAKB?M’in stratejik izleme ve de?erlendirme faaliyetinin bir parças? olmal?. Yak?n geçmi?te, bu tür i?aretleri okumaman?n ac? sonuçlar? ile yüzle?ildi?ini dü?ünürsek, bence ULAKB?M bu i?aretleri okuyordur.

Bu arada dipnot: Pardus web sitesindeki göç orta?? listesi asla tam ve eksiksiz olamad?. Ayr?ca UEKAE ne yaz?k ki göç ortaklar? ile olan sözle?meleri idari aç?dan yönetme konusunda özensizdi. Örne?in süresi dolan sözle?meleri yenilemek için gereken giri?imler yap?lmad? veya çok geç yap?ld?. Yada sözle?mesi yenilenmeyen ki?ilerle ne oldu da olmad? görü?mesi de yap?lamad?. Eminim idari-mali hususlarda eli kolu çok dolu olan insanlar?n çok say?da i?i aras?nda bu tür ince detaylar geride kal?yordur ama nihayetinde i?lerin aksamas? için bunlar da bir nedendir.Özellikle son 1-2 y?l içinde TÜB?TAK yeniden yap?lan?rken bu konu iyice ihmal edilmi?tir diye tahmin ediyorum. Tahminim öyle ki, ?u anda tüm sözle?melerin süresi geçti?i için bir adet dahi resmi göç orta?? yoktur. ULAKB?M’in öncelikli hedeflerinden birisi akla mant??a s??an ko?ullarda bir sözle?meyi kaleme alarak, önceki sözle?meleri de fesih eder bir biçimde ?irketler ile yeni sözle?meler imzalamas? olmal?d?r. Bu sözle?menin metninin de eski göç ortaklar? ba?ta olmak üzere firmalar ile görü?ülerek taslak hale getirilmesi do?ru olacakt?r.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir