Kategoriler
Fikir

Projeler ve Tembellik

tembellikHer şeyin hızla aktığı, her gün omuzlarınızda daha fazla yük hissettiğiniz hayatınızda tembellik en zor uğraşlardan biri olsa gerek…

Zamanınızı her akıllı insan gibi optimum kullanmak için iyi planlama minimum gecikme temelinde günümüzü planlıyoruz. Rutin hayatımızda ileriye dönük planlarımız sadece önemli gün ve haftaları kapsıyor.

Tembel insanın önündeki tek şey bir sonraki gündür…

Bu söze sonuna kadar katılmaktayım. Örnek verecek olursam; yıllardır ajanda kullanmak planlama yapmak not almak gibi heveslerim olmuştur. Elbette boş durmadım, denemelerimde ise aldığım sonuçlar tatmin edici değil. En sonunda ajanda taşıyamıyorum bari bilgisayardan takvim programlarıyla işimi halledeyim diyerekten düzenli hayat hevesimi bir kez daha kabarttım. Aylar önce Sunbird takvim programını yükledim sonuç mu,yapılacaklar şöyle:

pazartesi saat 08:30=Kalk, salı saat 10:00= kalk kahvaltı et …………….Cumartesi sabah 11:00= yat a.q kalkma yapacak iş mi var!…..

Aslında bu çok üzücü bir tablo değil. Ben hayatı plansız yaşarım rüzgarda savrulurum şeklinde tutunduğum kofti bir hayat felsefem yok. Bu sanıyorum toplumsal huylarla kaynaklı bir şey… Salı günü biriyle buluşmam gerektiğinde aklımda tutmayı yazmaktan daha güvenilir bulurum. Eğer yazarsam, yazmanın vermiş olacağı rehavetle o buluşmam zihnimin acil köşesinden arkaplana itilir anında ve işin kötüsü bu sefer ajandaya veya takvime bakma kısmını hatırlamak zorunda kalırım, bu durumda değerlendirirsek:

Kayıtsız : 1 hatırlama/x ile buluşacak olmam
Kayıtlı : 2 hatırlama/x ile buluşacağımı ajandaya kaydetmeyi hatırlama + Salı sabahı ajandaya bakmayı hatırlama

1<2 olduğuna göre bilimsel olarak da kayıtsız hatırlama yapılacak çok fazla şeyi olmayan insanlar için daha güvenilir.

Gelelim yazımın başlığıyla ilgili kısma,boş durmuyoruz durmamamız lazım,işimizde okulumuzda sürekli bir şeyler yapmalıyız ve bir şeyler kovalamalıyız.Yapmak istediğimiz şeyler ne olursa olsun bizler için birer projedir.En basitinden en karmaşığına kadar doğal bir sürece tabidir.Bu süreç nasıl mıdır,kabaca şöyle diyebiliriz :

  • Kuluçka evresi: Gözlemlerimiz ve ihtiyaçlarımız doğrultusunda eksiklikleri fark etmemiz ve bu eksiklerin bize rahatsızlık verir boyuta gelmesi.Çünkü bize dokunmayan yılan hep bin yaşar.
  • Teşhis evresi: Sorunun kaynağı ve fundementaline doğru bir yolculuk farkında olmasak da boş vakitlerimizde kafamızın kurcalanması beyin jimnastiği yapmamız.
  • Tedavi Öncesi Tasarlama evresi: Sorunu ve iç dinamiğini bildiğimize göre nasıl çözebileceğimize yönelik zihnimizde senaryolar tasarlamak,ve bunları simüle ederek elemek çeşitlendirmek.
  • Ön Plan: Zihnimizde tasarlayıp eksiklerini giderdiğimiz uygulanabilir çözümler,nasıl ayağa kaldırıp uygulamaya sıkıntısız bir şekilde nasıl sokacağımızı belirlediğimiz sorunla uyumlu bir yol haritası,geçici şablon kurululması.
  • Boşluk 1: Yukardaki evrelerden sonra çok iş yapılmış havasına kapılınıp düşülen buhran.
  • Plana geçiş: Boşluk zamanında sorunun sizi tekrar rahatsız etmesiyle yarı ölü doğmuş projenizi tekrar hayata döndürme fikrine sıcak başlamanız ve az da olsa ayak ucuyla bir çabaya girişmeniz.
  • Plan: Yapacak daha anlamlı bir şey bulamadığınız anda dört elle yine belirlediğiniz soruna yöneldiniz.Sizden beklenmeyecek şekilde planınızı oluşturdunuz,ve de sadece düşüncede kalmadı bu sefer; yapacaklarınızı yol haritanızı her şeyinizi kağıda döktünüz elinizde artık somut şeyler var. Sorunun kaynağı çözümü yapılacaklar her şey önünüzde. Hatta gururlanmış bir şekilde çalışmanın verdiği hazla kendinizi iyi de hissettiniz.Bundan sonra yapacağınız son şey “emek”.
  • Planın uygulanışı: Açıkça yok! Tembellik yine görünmez duvarını etrafınıza ördü,kıymetli emeğinizi kullanmaya kalkışmak içinizden gelmiyor.

İşte evrelerimiz bu kadar bu evrelerde anlattığım gibi sonuna kadar mantıklı ve güzel gelinen projeler bir anda ölü doğmuşcasına rafa kaldırılıyor.

Çözümü mü, yok gibi… Kişisel disiplin diyebiliriz belki ama amaçsız olacağını düşünüyorum. Bu durumdaysak eksik bizden kaynaklı değil, itici güç eksikliği diye düşünüyorum. Çünkü insan çabalarının sonucu ürün almak ister, ürün alamaz ise şevki kırılır. Düşünce ortamındaki çalışmalar yani projelerde bu somut ürün eksikliği ve geri dönüşüm süresinin projenin tamamlanışında başlaması ve uzun bir zaman diliminde tatmin olunacağını düşünürsek sabırsızlığımız şevkimizi kırıyor diyebiliriz.