Etiket: lkd
Fazla zamanım olmadığı için başlıkta belirttiğim üç konu ile ilgili yazacaklarımı kısa notlar olarak yazmak istedim.
1. Alışkanlıklar: Bilgisayarım simgesi ve Pardus’taki “Sistem Bilgileri” sayfası.
Windows işletim sisteminden kalma bir alışkanlık olarak, ve işyerinde Windows XP kullanıyor olmamdan dolayı, ne zaman sabit disklerimi gezecek olsam gözüm bilgisayarım simgesin aramakta. Oysa Dolphin dosya yöneticisi ile sağ tarafta bulunan bağlar ile bu mümkün. Fakat sabit disklerim ile ilgili gerekli kapasite rakamlarını ilk bakışta bu yolla almam doğrusu zor.
Pardus, alışkın olduğumuz bilgisayarım penceresinden daha gelişmiş imkanlar sunan bir sistem bilgisi ekranına sahip. Konqueror programını açıp adres çubuğuna ” sysinfo:/” yazarak sistem bilgileri ekranına ulaşabilmektesiniz.
Bahsettiğim gibi, bu bilgilendirme penceresine kolayca erişebilmek kolaylık olurdu. Sanırım Pardus 2007’de bunun için bir masaüstü yapılandırma dosyası hazır gelmekteydi.(o zamanlar klasik masaüstü dizin görünümü vardı… Mark’ın Mark olduğu zamanlardı…). Pardus 2009’da ise öntanımlı gelen masaüstü dizininde sistem bilgilerine ulaşabileceğimiz bir .desktop yapılandırma dosyası yok. Bu nedenle kendimce şöyle bir desktop dosyası oluşturdum.
Oluşturduğum .desktop yapılandırma dosyasına tıklayarak kolayca sistem bilgilerini görebilmekteyim:
Sistem bilgileri ile, sabit disk ve usb çubuk ve diğer harici disklerinizin boyutlarını, ağ durumunuzu, ekran karınızın özelliklerini(3B desteği!), işlemcinizin özelliklerini, sisteminizde yüklü Pardus sürümü, Ram ve takas alanı gibi bilgilere erişebiliyorsunuz.
Sistem bilgileri ne yazık ki Pardus 2009’da ön planda görülmediği için özellikle yeni kullanıcıların bu bilgilere kolayca erişemediklerini düşünüyorum.
Sistem bilgilerine yukarıda yazdığım gibi Konqueror programının adres çubuğuna “sysinfo:/” yazarak erişebilir, veya benim yaptığım gibi bir desktop dosyası hazırlayabilirsiniz.
.desktop dosyasını Kwrite veya kate gibi bir metin editörünü açıp:
[Desktop Entry] Comment[tr]=Bilgisayarım Comment=Bilgisayarım Exec=/usr/kde/4/bin/konqueror sysinfo:/ GenericName[tr]=Bilgisayarım GenericName=Bilgisayarım Icon=computer MimeType= Name[tr]=Bilgisayarım Name=Bilgisayarım Path= StartupNotify=true Terminal=false TerminalOptions= Type=Application X-DBUS-ServiceName= X-DBUS-StartupType= X-KDE-SubstituteUID=false X-KDE-Username=satırlarını kopyaladıktan sonra farklı kaydet diyerek “Bilgisayarım.desktop” ismi ile oluşturabilirsiniz.( bilgisayarım yerine başka birşey de yazabilirsiniz, önemli olan .dekstop ifadesinin dosya adında bulunmasıdır)
Bu yönemle uğraşmak istemiyorsanız, sizin için hazırladığım .desktop (Bilgisayarım.desktop)Â dosyasını bu adresten indirdikten sonra sıkıştırılmış klasörü masaüstünüze açarak elde eldebilirsiniz.
2. Pardus Kullanıcı Anketi
Hazırlamış olduğum ve burada duyurduğum “Pardus Kullanıcı Anketi”ne katılım beklentimin üzerinde gerçekleşmekte. Şu anda 300’den fazla katılımcı anketi doldurdu.
İlk duyurumda belirttiğim gibi öylesine bir anket hazırlamak için yola çıktığımda bu derece bir katılım olacağını düşünmemiştim. Sadece günlüğümün ziyaretçilerin katılacağını düşündüğümden, bir topluluk sitesi veya e-posta listesine mesaj bırakmamıştım. Sağolsun değerli Pardus kullanıcıları benim yerime anket duyurusunda bulununca yüksek bir katılım gerçekleşmiş oldu 🙂 Anketi aralığın ilk haftasında sonlandırmayı düşünüyorum.Üye olduğunuz, Pardus ile ilgili bölğmleri olan forumlarda henüz paylaşılmamış ise anketi paylaşırsanız çok sevinirim.
Anket sonuçlarının herkese açık olduğunu ve bu adresten ulaşılabileceğini tekrar belirtmek isterim.
Değerli katılımınız için teşekkür ederim.
3. PardusWiki Şenliği
PardusWiki şenliği, hedef seçtiği taslak halindeki madde sayısını bir bir azaltarak devam etmekte. Hedef seçilen 185 taslam madde sayısı şu anda 123 maddeye inmiş durumda. Taslak maddelerin birçoğu oyun tanıtım maddeleri. Teknik bilgi gerektirmeyen bu maddleri oyun oynayarak kolayca yazabilirsiniz 🙂
PardusWiki’ye nasıl madde yazacağınızı henüz bilemiyorsanız Server Acim hocamızın sizler için hazırladığı Yeni Başlayanlar İçin PardusWiki Temel Yazım Klavuzunu okuyabilirsiniz.
Katkılarınızı bekleyen taslak maddelere buradan ulaşabilirsiniz
PardusWiki’nin Türkiyenin en büyük ikinci Vikipedisi olduğunu ve PardusWiki ile Tükçe bir özgür yazılım ansiklopedisinin oluşturulduğunu tekrar hatırlatmak istiyorum. Bence özgür yazılım alanında verebileceğiniz en güzel katkı PardusWiki’ye yapacağınız katkılar olacaktır.
Söz uçar yazı kalır;
Forumlarda bilgi uçar, Wiki’de madde kalır  🙂
Mutlu günler.
Pardus Kullanıcı Anketi
Güncelleme: Anket sonuçlarını: https://blog.bluzz.net/pardus-kullanici-anketi-sonuclandi/ adresinden görebilirsiniz.
İnternette üzerinde anket hazırlamayı merak ediyordum, Google amca sayesinde  http://www.kwiksurveys.com sitesine rastladım. Kwiksurveys kullanıcılara birçok kolaylık  sunmakta. Bende bu sayede Pardus kullanıcılarını tanımak için kendimce bir anket hazırladım. 13 sorudan oluşan kısa bir anket. Zaman ayırıp katılırsanız sevinirim. Anket bitiminde sonuçları görebilirsiniz.
Anket bağlantısı: http://www.kwiksurveys.com?s=HODDMG_46e0e937
Sonuçları ankete katılmadan da görebileceğiniz bağlantı: http://www.KwikSurveys.com/results-overview.php?surveyID=HODDMG_46e0e937&mode=4
Sonuçları .xls, .csv, .xml, uzantısında da alabilirsiniz.
Katılımlarınız için şimdiden teşekkür ederim.
Mutlu günler.
Daisy’i Keşfetmek; Masaüstünüzü Güzelleştirin!
Daisy, şimdiye kadar pek kullanamadığım bir plasma programcığıydı. Bu plasmoidi pek kurcalamadım,ve karşıma çıkan ilk görüntüsünü sevemedim:
Daisy öntanımlı olarak yuvarlak başlatıcı (Circullar dock) olarak gelmekte, bu bence pek kullanışlı olmayan bir tasarım. Gerçi Daisy adı üzerinde “Papatya”, ama yuvarlak başlatıcı ekran üzerinde çok alan kaplamakta. İkinci olarak Daisy’i verimli kullanabilmek için plasma masaüstünde programcıkları kilitlemek gerekiyor aksi takdirde görüntüdeki gibi plasma ayar çubuğu çıkıp bütün görselliği bozuyor, ve kalabalık yaratıyor.
Daisy bu şekilde benim için atıl kalmıştı. Nedense ayarlarını hiç kurcalamamıştım. daha sonra maidis”in Google Reader’a düştüğü :
sağolsun gönderdiğim çeviriyi eklemiş de, insan bir haber verir değil mi tamam ekliyorum, artık ilgilenmiyor ekleyemeyeceğim diye. Ben proje öldü zannetmiştim bir cevap alamayınca. Meğer devam ediyormuş, çeviri de eklenmiş filan.
Kullanmadığım bir programcık, bir kullanıcı istemişti. Hazirandaki olay, şimdi farkettim o yüzden.
notu Daisy’i yeniden keşfetmemi sağlad, Daisy’nin Kde-Look’daki tanıtım görüntülerinde aslında başka şeyler de yapabileceğini gördüm. Kendisi aslında bir nevi transformers’mış. Buradaki ekran görüntülerinde bir konu daha dikkatimi çekti, Mac OS X görünümünü GNU/Linux üzerinde yakalamak…
Daha sonra bununla ilgili bua adresre http://www.dedoimedo.com/computers/macbuntu.html tesadüfen Macubuntu’ya rastladım. Macubuntu, ubuntu üzerinde, Mac OS X görünümünü yakalamak için hazırlanmış bir paket. Meraklısına duyurulur.
Çeşitli yerlerde insanların Mac OS X görünümü ve özellikle de başlatıcısı (Dock) üzerine birşeyler çabaladığını görünce bende kendimce birşeyler yapabilirim diye düşündüm. Eski Pardus sürümlerinde Cairo Dock, Kiba Dock gibi docklar varken şimdi ise sadece Daisy programcığı ile bu işi yapmak durumundayız.
Öncelikle plasma panelinizin ayar düğmesine tıklayın ve paneli ekranın üst kısmına tutup sürükleyin, masaüstünüze Daisy programcığını ekleyin. Şu anda Pardus 2009.2 deposunda bulunan Daisy programcığı İngilizce, maidis’in tercümesinin olduğu bir sonraki sürüm henüz depolarda yerini almamış durumda. Sonra  Daisy programcığına sağ tıklayarak Daisy ayarlarına girin aşağıdaki gibi Linear dock seçerek kaydedip kapatın. Paneliniz ekranınızın alt kısmına yerleşmiş olacak.
Daisy doğrusal başlatınız ekranınızın alt kısmına yerleşmiş olacak. Şimdi ise küçük müdahalelerle onu güzelleştirelim:
Gizlenme(hiding) kısmında Diğer pencerelerin başlatıcıyı kaplamasına izin ver i işaretliyoruz.
Yukarıda görüğünüz kısım ayarlarımızın en önemli kısmını oluşturuyor. Diğer başlatıcı animasyonlarını pek sevmediğim için bu seçeneği simple seçtim. Burada başlatıcı panelinin görünüşü “Background” ile değişmekte. Burada “mach” ve “mach2” seçenekleri size Mac OS X’dekine benzer bir panel sunulmakta.Burada zevkinize göre bir arkaplan seçin, ben mach-2 seçtim.(Not: Eğer ilk adımda ayarlarda, Linear dock seçtikten sonra kaydedip kapatmazsanız “Background” seçeneği Daisy kendini hala papatya sandığı için pasit olacaktır)
Daisy başlatıcı panelinize Kickoff menüden(klasik olmayandan) proramlarınızı tutup sürükleyerek bırakabilirsiniz. Ben bu şekilde sürekli elimin altında olmasını istediğim programları panele taşıdım. Eğer başlatıcı panelinize çok fazla uygulama eklemek istiyorsanız, “Arrangement” ayarlarından simgeler arası mesafeyi düşürmek(spacing) işinize yarayacaktır. Daisy başlatıcı panelinizde, başlatıcıların simgelerini değiştirmek için o programa sağ tıklayarak simge değiştirebilirsiniz. Mesela ben OpenOffice.org Writer simgesini daktilo ile değiştirdim. Yukarıda bahsettiğim Macubuntu’nun kaynağından Aurora duvar kağıdı ile Apple logosunu da ekledikten sonra, daha şık bir görünüş için Plasma temasını Netbooklar için Air seçerek, masaüstüne son halini verdim.
Böylelikle Mac OS X benzeri bir masaüstü yapmış oldum. Elbette KDE panelimiz farklı oldu, ama  bu hali daha güzel :). Ben Apple logosunun masaüstümde olmasına bir anlam veremediğim için bu şekilde kullanmıyorum. Bunun yerine kendi hazırladığım Pardus başlat simgesini kullanıyorum burada bulabilirsiniz) . İşime yarayan plasmoidleri de  ve duvar kağıdını da ekleyince :
Bu şekilde hem daha özgün hemde daha güzel bir masaüstüne sahip oldum. Â Eee tıpkı batının olduğu gibi Mac OS X ve Windows’un da iyi yönlerini almak lazım. Başlatıcının, yani diğer adıyla Dock’un, bana göre kullanıcıya kolaylık sağlamanın dışında, bir faydası da kullanıcı ekranın karşısında geçtiğinde elinin altındaki programlar ile neler yapabileceği konusunda fikir uyandırması (örn. hadi bir müzik dinleyeyim, Â dur kuzenimi Skype’tan arayayım,vb.) ve uygulama başlatırken de farklı izlenim bırakmakta(örn. daktilo simgesine basarak, OpenOffice.org üzerinde yazmaya başlamak, programlar menüsünde OpenOffice.org’u bulup veya alt+f2 ile çalıştırıp yazamaya başlamaktan farklı bir his uyandırmakta, nedenini bilmiyorum ama benim için öyle oldu, çok da iyi oldu :).
Eğer duvar kağıdını beğendiyseniz, kendi çalışmam olduğunu söyleyip Kde-Look’ sayfasının bağlantısını vererek yazımı noktalıyorum.
Mutlu Günler.
Pardus Üzerine Tespitler, Eleştiriler, Öneriler konulu ilk üç(1, 2, 3) yazımından sonra araya biraz zaman girse de “Bilimsel, Kurumsal ve Eğitim Alanında Pardus” konulu dördüncü yazım ile yazı dizimi devam ettiriyorum.
Bilimsel, Kurumsal ve Eğitim Alanlarında Pardus
Pardus’un bireysel kullanımın Türk,yede özgür yazılım ve GNU/Linux farkındalığını arttırmadaki katkısının çok önemli olduğu bir göz ardı edilemez bir gerçek. Birçok kişinin özgür yazılım ve GNU/Linux dağıtımları ile tanışması Pardus sayesine olmakta. Kullanıcılar Pardus ile devam etmese de başka bir GNU/Linux dağıtımı ile yola devam ederek özgür yazılım konusunda talep oluşturmakta.
Bireysel kullanım kuşkusuz bu farkındalığı ve talebi artırıyor, dolayısıyla Pardus veya diğer dağıtımların gelişmesine ve devamlılığına katkı sağlıyor. Bireysel olarak kişisel kullanımımızın bu projeleri devam ettirme konusundaki katkısı geliştirme konusundaki katkısının gerisinde kalmakta. Bunun nedeni ise, bireysel kullanımın rutin ihtiyaçları gidermek amacı ile sınırlı kalması olarak görülebilir. Oysa gelişimi sağlamak için Pardus’un hayatımızın birçok alanında yer almasını sağlamak onu tam anlamıyla “yaşar”kılacak ve gelişimine katkısı daha yüksek olacaktır. Basit ihtiyaçların yanında gerçek anlamda amaca ve üretkenliğe yönelmek çözüm ve yenilik üreterek hem içsel hemde dışsal fayda sağlayacaktır.
Bireysel kullanım dışında, daha farklı amaçlardaki kullanımları tanımlama yapmak gerekirse, benim açımdan bu alanlar Bilimsel, Kurumsal ve Eğitim alanları olacaktır. Bu üç alan gündelik yaşamımızda bilginin en yoğun şekilde kullanıldığı ve topluma fayda yaratan temel alanlardır.
Dünyada bu temel alanlara eğilmiş onlarca özgür yazılım ve GNU/Linux dağıtımı bulunmaktadır. Örnek vermek gerekirse, birçoğumuzun bildiği Red Hat, Novell gibi GNU/Linux dağıtımları kurumlar ve şirketlere yönelik çözümler üretmekte, Scientific Linux gibi dağıtımlar ise bugün dünyanın en büyük bilimsel projelerin çekirdeğini oluşturmakta, ayrıca eğitim alanında onlarca ülke kendi eğitim sistemleri için GNU/Linux dağıtımlarını geliştirmekte/desteklemekteler.
Pardus ve Türkiye açısından durumu kısaca değerlendirmek gerekirse PardusWiki’nin bu sayfasında Pardus’un bireysel kullanım dışında kullanıldığı kamu, sivil toplum örgütleri, üniversiteler ve özel sektör kurumları bulunmakta elbette sınırlı bir liste, sınırlı ifadesi sadece “bilinen” kullanıcılardan oluşmasını ifade ediyor. Fakat dikkat edilmesi gereken konu, bu listede adı geçen kurum ve kuruluşların ne yoğunlukta Pardus kullandıkları olacaktır. Örneğin bu listede başı çeken ASAL’da birçok bilgisayarda Pardus 2007 tabanlı Kurumsal 1 kurulu olmasına rağmen çalışanların Windows işletim sistemi kullanma eğiliminde olması ve Pardus yüklü makinelerin boş olması benim 2009 yılında Ankara’daki bir Askerlik Şubesindeki gözlemimdi.
Yukarıda bahsettiğim gibi artık çok büyük şirketler haline gelmiş Linux tedarikçileri, veya farklı ekonomik/teknik kapasiteye sahip diğer ülkelerin çözümleri ile Pardus projesini kıyaslamak pek doğru olmayacak, nedeni ise çok kere dile getirilen işgücü eksikliği ve ekonomik nedenler olarak basitçe özetlenebilir. İşletim sistemini işler halde tutmak için yoğun çaba sarf eden bir ekipten bu gibi özel çalışma gerektiren ve ciddi neticeler beklenen bu alanlarda özel çözümler sunmaları beklenemez. Öyle ki , ilgi alanları farklı yönde olan insanlardan bu ürünleri ortaya çıkarmalarını da beklemek çok yersiz olmakta;
*Pardus geliştiricileri;
Muhasebeci değiller, Şirket yöneticileri değiller, müşteri ilişkileri, insan kaynakları departmanı çalışanı değiller, satıcı veya bankacı olmadıkları gibi sigortacı veya avukat da değiller, eczacı değiller, bir kamu kurumunda sosyal hizmet veren memurlar olmadıkları gibi noterde veya mahkemede yazman da değiller…
Fakat bu yazdıklarımın hepsinin bilgi işlem personelleri bulunmakta veya dışarıdan bilgi işlem hizmeti tedarik etmekteler. Burada dikkat edilmesi gereken özellikle büyük şirketlerin onlarca veya yüzlerce bilgi işlem personelinin faaliyet alanında saatlerce ders aldığı ve çözüm sunduğu alanda hizmet veren kişiler kadar donanımlı olduklarıdır.
*Pardus geliştiricileri kendi alanlarında akademik kişiliklere sahip olsalar da;
İstatistikçi değiller, iktisatçı değiller, laborant değiller, kimyager olmadıkları gibi biyolog da değiller, değiller, sosyal bilimci değiller, makine mühendisi veya fizik bilimcisi de değiller, matematikçi, inşaat mühendisi, mimar veya elektronik mühendisi de değiller…
Zaten bu saydıklarımın hepsinin Pardus geliştiricisi olması, veya geliştiricilerin bu alanlarda bilgi sahibi olmasını da beklemek fazlası ile uçuk olurdu. Burada dikkat edilmesi gereken ise, bu saydığım alanlara özgü üretilen yazılımların “çok büyük şirketler” tarafından üretilip üniversitelere satıldığı, kullanım lisanslarının binlerce Türk Lirası olduğudur. Bunun yanı sıra bu alanlarda üretilen özgür yazılımların Üniversite menşeli olmasıdır.
*Pardus geliştiricileri kendi uzmanlık alanlarında iyi birer eğitmen olsalar da;
Öğretmen değiller, okul yöneticisi veya özel bir kurs işletmecisi değiller, temel eğitim almış olsalar da şu anda okul öncesi eğitim veya ilköğretim öğrencisi de değiller, uzaktan eğitim sunan bir kurum yöneticisi olmadıkları gibi uzaktan ders veren bir eğitimci de değiller…
Olmalarını düşünmek yine çok ama çok yersiz bir beklenti.
Bütün bu saydıklarım ve bu alalardaki ihtiyaçları yan yana koyduğumuzda terazide dengeyi bulmak için yüzlerce kişiye ihtiyaç olduğunu görmemek ve için mantık sınırları dışında yaşamak gerekiyor. Bu kadar çok insan gücünün asla Pardus Projesinde olamayacağını bilmek birinci kabullenme olarak beynimizde yer etmeli.
Bilimsel, Kurumsal ve Eğitim alanlarında bunları düşününce insanın içini karamsarlık basmamasına imkan yok, “amma lakin ki öyle değildir”. Bu noktada izlenecek yöntem basit ve tektir. Eskilerin dediği gibi birlikten kuvvet doğar, veya daha sosyal bir kavram “örgütlenme” veya diğer bir tanımlama ile “Lonca” gibi bir yapılanma bu konudaki tek çıkar ve makul yoldur.
Say yasası, iktisatta her arzın kendi talebini doğuracağı fikrine dayanmaktadır. Fakat yine alıntı yapmak durumundayım;”amma lakin ki öyle de değildir“. Birçok alanda olduğu gibi özgür yazılım alanında da talep yoğunluğu arza neden olamaktadır. Dolayısıyla bu konuda değerlendirmeler talep taraflı yapılmalıdır.
Birbirinden habersiz aynı şeyleri talep eden insanların bir araya gelmesi ve artan toplan talep ile insanların taleplerinin başka kişiler tarafından karşılanacağı gibi, bu insanların talebi kendi içlerinden de kendi ihtiyaçlarına çözüm refleksi ile karşılanacaktır. Örneğin bir istatistik yazılımını talep eden bin kişi düşünün, bu bin kişi dışarıdan bu yazılımı temin edebilecekleri gibi, kendi içlerinde yetenekli insanlar tarafından da bu yazılımı üretebilme ihtimaline sahiptirler, bu ihtimal asla dışlanamaz ve özgür yazılım felsefesi gereği söz konusu yazılımın üretilmesi yüksek bir ihtimaldir, ki neticesi de mevcuttur.
Birleşme, örgütlenme, lonca gibi tanımlasam da bugün bunun biraz daha farklı bir sistemi de uyarlayabiliriz “Kümelenme”. İlk defa 1980’li yılların başında hayata geçirilen ve aynı iş kolunda faaliyet gösteren firmaların aynı coğrafi bölgede yoğunlaşmasını ifade eden “kümelenme modeli” Pardus ve bu üç temel alanda yorumlanabilir. Aynı coğrafyada yoğunlaşma ifadesini, aynı platformlarda birleşme olarak farklılaştırırsak, örneğin Eğitim alanı için eğitimcileri bir araya getirecek, onların ortak taleplerini takip edecek, çözümleri ve iyi uygulamaları paylaşacakları ve en önemlisi birbirlerinden destek alacakları bir platformun gerçek anlamda başarılı olacağını düşünüyorum.
Konuyu fazla dağıtmadan kısaca başlıklar halinde dökeceğim
Bilimsel Alanda Pardus
Pardus’un şu anda Bilimsel alanda(bilgisayar bilimleri dışında) bir varlık gösterdiği söylenemez. Önemli bazı bilimsel yazılımlar depoda mevcut olsa da, yukarıda bahsettiğim durumdan dolayı ve Üniversitelerden ve Güzide Üniversite öğrencilerimizden belli bir talep olmadığı için birçok şey atıl durumda seyretmekte. Bilgi teknolojilerine yakın, internet erişim imkanı bulunan ve yüksek işlemci gücüne sahip bilgisayarlara sahip günümüz öğrencileri, 1980 yıllarındaki imkanları göz önüne aldıklarında, bugün neler yapabileceklerini ve özgür yazılım ile bilime nasıl katkı verebileceklerini kafalarında değerlendirmeliler.
Pardus’un Bilimsel alandaki etkisizliği konusunda geliştiricilerde bir kabahat görmüyorum, fakat Türkiye’de müspet bilimlerde araştırma ve geliştirme faaliyetlerini ülke kalkınmasındaki önceliklerine göre geliştirmek, özendirmek amacı ile kurulan ve faaliyet gösteren “Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu(TUBİTAK)” yani Pardus projesini yürüten kurumun bu listede parantez içinde “(kısmen)” ifadesi ile bile yer almıyor olması gerçekten kötü bir durum. Kendi kullanmadığı işletim sistemini Türkiye’de bilimsel araştırmalarda kullanmaya teşvik etmesini de beklememek lazım.(Bu konuda bir yanlış varsa lütfen beni düzeltin bu listede o ismi görecek olmak beni çok mutlu edecektir)
Mevcut durum bu iken, çözümü de yukarıda bahsettiğim örgütlenme ile yine ülkemizin bilim yolunda ilerleyen genç bilim insanlarının oluşturacağı talep ve karşılıklı etkileşim ile olacaktır.
Kurumsal Alanda Pardus
Pardus projesinin bireysel kullanım dışında sunduğu temel ürün “Pardus Kurumsal” sürümü. Çok önemli, çok teknik konuları barındıran bir konu, kurumsal alanda Pardus kullanımı. Bu konuda aslında bir fikrimin olması pek söz konusu değil. Pardus Kurumsal 1’i deneme imkanım olmadı, Kurumsal 2 ise henüz geliştirilme aşamasında ayrıca Kurumsal çözümler ile ilgili de pek teknik bilgim yok.(örn bir sunucu nasıl kurulur, istemcilerin kurulumu&bakımı ortak yazıcı tanımlama, kurum içi mesajlaşma kurulumu, ortak veri tabanı vb)
Teknik konularda eminim Pardus geliştiricileri gerekenleri yapıyorlardır. Benim dikkat çekmek istediğim nokta, Kurumsal alanda Pardus’un kullanılabilirliği ve işletmelere/kurumlara özel çözümlerin nasıl ve ne kadara sunulacağıdır. Sadece iki konuya değineceğim:
*Bir işletme Pardus Kurumsal kullanmaya başladı, çeşitli kamu ihaleleri var ve firma bunları takip ediyor. Fakat ne yazık ki birçok internet sitesi düzgün bir biçimde kodlanmadığı için doğru şekilde görüntülenemiyor, veya çeşitli çevrimiçi servislere giriş yapılamıyor. Malum durumda Internet Explorer ile doğru görüntülenebilen bu hizmetlerden bu işletme nasıl yararlanacak ? İhale duyurularının ve başvuruların yapıldığı site standartlara uymuyor diye firma bu ihalelere katılamayacak mı ? Alternatif olarak nasıl bir yaklaşım ve çözüm sunmak gerekir, Kurumsal 2 ile birlikte IEs4Linux kurulu mu gelmeli ? Veya işinizi görmez ise IEs4Linux veya Wine ile kurabilirsiniz mi denmeli? Bu konu kafamı gerçekten kurcalıyor…Veya dosyaların doğru görüntülenmesi, personelin farklı bir işletim sistemine uyum süreci, vb gibi küçük ama Kurumları Pardus kullanımından caydıran sorunlar….
*Pardus kullanan bir işletme, kendine özgü bir çözüm için bir yazılım şirketini davet etti, atıyorum kendi isteklerine göre bir stok takip programı yaptırmak istedi(veya başka bir program düşünün) bunu kaç kişiye yaptırabilecek veya ne kadar bir maliyeti olacak. Pardus’un teknik desteğini profesyonel olarak kimlerden ve ne kadarlık bir ücret karşılığı alabilecek(Windows ile karşılaştırmalı olarak) ? Ben işletmeci olsaydım bu sorular kafamı kurcalardı.
Kurumsal alanda Pardus kullanımı imkan/maliyet ve karşılığında pazarlama ile üçlü bir düğüm olarak durmakta. Özellikle pazarlama kısmı tamamen kapalı bir kutu. Kamu kurum ve kuruluşlarında Pardus kullanımı konusu içimi o kadar bulandıracak bir konu ki es geçiyorum…
Eğitim Alanında Pardus
Pardus’un geleceği konusunda en ümitli olduğum alan Eğitim alanı. Dünya’da özgür yazılımın eğitim alanındaki kullanımı hızla artmakta ve çok başarılı özgür yazılım ürünleri ve dağıtımları ortaya çıkmakta. Son günlerde fırsat buldukça eğitim yazılımları ve eğitim alanını hedef seçmiş GNU/Linux dağıtımlarına gez gezdirmekteyim. Gerçekten çok başarılı ürünler ortaya çıkmış durumda ve hali hazırda bütün güzelliği ile kullanılmayı beklemekte.
Pardus’un okullarımızda yaygınlaştırılması gerektiği herkesin ortaya attığı öncelikli fikirlerden. Çok haklı olduklarını düşünüyorum. Taşlaşmış eğitim sistemi içerisinde emeklerini takdir ettiğim öğretmenler bu konuda çaba göstermekteler. Yeniliğe açık bu öğretmenlerin çabaları ile hem öğrenciler Pardus ile tanışarak hem kendilerini geliştiriyor ve çok yönlü bilgisayar okur yazarlığı kazanıyorlar. Bu hem Pardus projesinin hemde gençlerin geleceği açısından çok önemli, belki Pardus kullandıkları için bir işe girecekler veya bilgi işlem alanına ilgi duyup ileride özgür yazılım üretecekler kim bilir…
Bu özverilerin yanında, yaşanan mevcut sorunlar can sıkmakta, Milli eğitim bakanlığı ile çeşitli konularda protokoller imzalanmış olsa da, Milli eğitim bakanlığından öğrenci ve öğretmenlerin hizmet aldığı birçok servise Pardus ile erişmek/giriş yapmak bildiğim kadarı ile hala mümkün değil. Bir taraftan bilgisayarlara ikinci işletim sistemi olarak Pardus kurdurmak, veya bilgisayar eğitmenlerine Pardus eğitimi verdirmek, diğer taraftan da en basit ve temel servislerden mahrum bırakmak insanların zihninde büyük anlamsızlık boşlukları oluşturmakta.
Milli eğitim Bakanlığı’ından bahis açılmışken, okullarda ve kurumda tamamen Pardus kullanımının zorunlu kullması fikri birçok kişi tarafından dile getirildi. Türkiye’nin 81 ilinde okullara teknik destek verebilecek personelin eğitilmesi Milli Eğitim Bakanlığının ne kadar zamanını alır ve bilemiyorum, bu hizmeti dışarıdan almaya kalkarsa bu ne kadar mümkün olur onu da bilemiyorum. Türkiye’deki binlerce okulun ihtiyaçlarına 45-50 kişilik Pardus geliştirici ekibi ne kadar yetişebilir onu da bilemiyorum. Henüz böyle bir şey için erken denilse de, geç olan bir şey var ki o da Pardus ve Milli Eğitim Bakanlığı servislerine erişim sorununun halledilememesidir.
Eğitim alanında Pardus kullanımında bütün yük öğretmenlerimize düşüyor. Bu noktada bu konunda özveri gösteren öğretmenlerin bir araya gelip, ihtiyaçlarını belirlemesi, bu ihtiyaçlarını karşılalayacak yazılımları araması bulması veya geliştirilmesini talep etmesi gerekmekte. ve en önemlisi özverili çabaların devamı gerekmekte. Öğretmenler gibi birçok ilköğretim okulu öğrencisi Pardus kullanımını yaygınlaştırmaya çalışmakta, tepki görmeyi göze alarak bunu yapan birçok öğrenci hayal kırıklıklarına rağmen yola devam etmekteler.
Başarılı eğitim temelli GNU/Linux dağıtımlarını incelemek Bu noktada Pardus depolarını eğitim yazılımları ile zenginleştirmekte yol gösterici olacaktır. Bu konuda eğitimciler tarafından bu adresteki dağıtımlar incelebilir (UberStudent’a dikkat çekmek isterim)
Sonuç olarak:
Bilimsel Kurumsal ve Eğitim Alanlarında Pardus kullanımı şu anda pek varlık göstermemekte. Yaşamın bu temel alanlarında kullanımın artırılmasını sağlamak projenin gelişimi ve devamlılığı açısından bence çok önemli bir yer tutmakta. Bu konuda Pardus geliştiricilerinden ziyade, bu alanlarda Pardus kullanmak isteyen, daha doğrusu Pardus’u kullanılabilir kılmayı isteyen kişilere görev düşmekte. Yukarıda bahsettiğim örgütlenme, vb gibi bir yapılanma mutlak gerekli bir konu. Fakat bu durumda böyle bir yapılanmanın hemen netice vermesini beklemek güç. Örneğin topluluk sitelerinde özel bölümler açmak önemli olacaktır fakat katkısı yavaş bir ivme ile olacaktır. Bunu yaparken ilk yazılarımda belirttiğim kullanıcı profilin belirlenmesi gibi bir çalışma ile bu alanlardaki kullanıcıları tanımak ve yabancıların “agent” bizim de mümessil veya temsilci diyebileceğimiz kişilerin belirlenmesi gerekmektedir. Bu şekilde çeşitli meslek grupları, kullanım alanları ve ihtiyaçların belirlenmesi mümkün olacaktır.
Aklımda gönüllü bütün Pardus kullanıcıları tarafından doldurulabilecek şöyle bir form bulunmakta:
Ad, Soyad:
Yaş:
Meslek:
Mesleğiniz/Göreviniz:
Pardus’u bireysel kullanım dışında Akademik, İş veya Mesleki amaçla kullanıyor musunuz ?:
Mesleğinizde hangi yazılımları kullanıyorsunuz :
Kullandığınız yazılımların açık kaynak muadiller var mıdır ? Varsa nelerdir:
İşiniz/Mesleğiniz ile ilgili hangi yazılımları Pardus Deposunda görmek isterdiniz:
Pardus’un Bilimsel, Kurumsal, Eğitim alanlarında gelişmesine katkı vermek ister misiniz ?:
Yukarıdaki alanlarda nasıl bir katkı verebilirsiniz ?:
Yazılım geliştirme() Yazılım test etme() Yazılımlar ile ilgili Türkçe Belge Yazma() Çeviri() Diğer……..
Özensiz yazmış da olsam böyle bir form ve bu bilgilerden bir veritabanı oluşturmak, organize olmak çok daha kolay ve verimli olacaktır gibime geliyor.
Pardus Üzerine Tespitler, Eleştiriler, Öneriler ile ilgili beşinci ve son yazım Pardus ve Geleceği’nde görüşmek üzere.
Mutlu Günler.
Pardus Üzerine Tespitler, Eleştiriler, Öneriler konulu ilk ve ikinci yazılarımın ardından “Pardus ve Kullanıcı İhtiyaçları” konulu üçüncü yazım ile karşınızdayım.
Pardus ve Kullanıcı İhtiyaçları
Kullanıcıların ihtiyaçlarını doğru tanımlamanın ve onlara mümkün olduğunca cevap verebilmenin bir ürünün başarısı ve başarısının devamlılığı için en temel yaklaşım olduğunu düşünmekteyim. Pardus’u bir ürün olarak ele alırsak, kullanıcılarının ihtiyaçlarını doğru şekilde belirleme ve bu ihtiyaçlarını mümkün olduğunca karşılamak konusunda Pardus üzerine düşeni en iyi şekilde yapmalı. Temel kullanıcı ihtiyaçlarının dışında hedef kitlesine özgü ihtiyaçlar için, mevcut alışkanlıklar göz önüne alınmasının faydalı olacağını düşünüyorum.
Temel bilgisayar okur-yazarlığı olan bir insanın ihtiyaçları şüphesiz ki bilgisayar kullanmayı öğrendiği platform temelinde şekillenecek ve ilk gördüğü ve “bilgisayar” olarak algıladığı “şey”den beklediklerini Pardus üzerinde de arayacaktır. Bu konu ile ilgili, “Eğer insanlar ilk kez Pardus yüklü bir bilgisayarla tanışsaydı, algıları çok farklı olur, ve Pardus’ta olan şeyleri Windows’ta aradı.” görüşüne büyük oranda katıldığım halde bu görüşün kullanıcı ihtiyaçlarını tanımlamak ve bunlara cevap vermede yeterli bir temel oluşturmadığını düşünüyorum.
Giriş kısmını hızlı geçip, “Kullanıcı İhtiyaçları†konusunun özüne gelmeden önce, “Kullanıcı İhtiyaçları” ile “Kullanılabilirlik” kavramlarını farklı değerlendirmeye, birbirine karıştırmamaya çalışacağım. Nedeni ise Kullanılabilirliğin başlı başına bir konu olması, tek başına çok geniş bir konu olması. Ayrıca Pardus ve Kullanılabilirlik konusunda mevcut tartışmalar ile yeni fikirlere bu yazıyı fazla uzatmamak adına  değinmeyeceğim.
Bu yazıda ben “Kullanıcı İhtiyaçlarını”, Pardus’u kullanabilmek için ihtiyaç duyulan temel faktörler, ve Pardus kullanıcısının Pardus üzerinde hakimiyet kurabilmesi, ve Pardus kullanımına devam etmesi için ihtiyaç duyduğu çevresel destek olarak yorumlayacağım. Bir nevi hayatta kalabilmek için gerekli ihtiyaçlar olarak benzetme yapabilirim. Maddeleştirmek gerekirse de kabaca temel kullanıcı ihtiyaçları ;
*Kurulum Evresindeki İhtiyaçlar
*Kullanım Evresindeki İhtiyaçlar ve Yazılım İhtiyacı
*Teknik Destek İhtiyacı
olacaktır.
Bilgisayarla ilk tanışmamızın Windows ile olması üzerine hareket edip; Pardus ile kulaktan dolma bilgiler ile tanışmaya karar verelim. İşte bu kararın verildiği anı bir Pardus kullanıcısının 0 noktası olarak kabul edelim ve bu noktadan itibaren bu kişi bir Pardus Kullanıcısı sayıp adım adım ilerleyerek ihtiyaçlarını belirleyelim.
0 noktasında bir kullanıcı üzerinde karşılanan ihtiyaçlar ve kazanılan artı puanlar ile ileriye yönelik yok kat ettiğini, karşılanamayan ihtiyaçları ile Kullanıcının geri adım atarak geriye hareket ettiğini düşünelim. Kullanıcının 0 noktasına geri dönmesini Pardus’u aktif kullanmayı bırakması Â – yönde ilerlemesi ise Pardus hakkında negatif düşüncesinin göstergesi ve çevresine verdiği olumsuz geri bildirimin şiddeti olarak kafamızda hayal edelim. Tabi artı yönde ilerlemesinin dışsal etkileri olarak, pozitif geri bildirim, topluluğa katılım, PardusWiki’ye yazmaya başlama, hata bildirimi, katkıcı veya geliştirici potansiyeli kazanma vb gibi faydalar sayılabilir.
Windows<—————0++++++++++++> Pardus
Kurulum Evresindeki İhtiyaçlar
0 noktasındaki kullanıcı yerine kendimi koyuyorum ve başlıyorum:
1-İlk önce Pardus kullanma isteğimi gerçekleştirebilmem için, elimde Pardus kurabileceğim bir CD/DVD yok, bu CD’yi bir arkadaşımdan istemek, veya Bilgisayar dergilerin ekinde edinmek/edinmiş olmak işimi kolaylaştırabilirdi, fakat Pardus’u internetten  ücretsiz indirebilirim, torrent ile indirmenin olması da güzel, bu noktada indirme yaparken internet bağlantımın kesilmesi veya bilgisayarımı kapatmamdan dolayı daha sonra indirmeye kaldığım yerden devam edecek bir açık kaynak yazılım önerilmesi hoş olurdu. İndirdiğim dosyayı kolayca CD/DVD’ye yazabileceğimi düşünüyorum (http://www.pardus.org.tr/belgeler/iso_nasil.html burası daha basit bir anlatıma sahip olsa ve Nero haricinde bir yazılım önerse daha güzel olurdu) bunun yanı sıra USB çubuğa da Pardus görüntüsünü kurabilir miyim ? Evet kurabilirim ama, komutlar falan biraz korktum açıkçası.(Torrent kaynağı da olsa güzel olurdu)
2-Bir şekilde Pardus Kurulan CD’sini elde ettiğim, ve bilgisayarıma kuracağım.  Burası çok güzel ve detaylı açıklamaya sahip, fakat kurulum anında internet bağlantım olmayacağı için takılırsam güvence olsun diye bu kılavuzun dökümünü alacağım bir dosyanın bana sunulması Pardus kurma cesaretimi artırdı doğrusu. Ve arkadaşıma giderken de Pardus CD’si ve bu dokümanın çıktısını yanıma almam onun bilgisayarına da Pardus kurma şansımı artırırdı. (http://www.pardus.org.tr/kurulum/ekran-goruntuleri/1/).
Pardus, kurulumu gerçekten kolay bir dağıtım. Fakat kurulum performansı maalesef kurulum için tedarik yönlendirmesi ve kılavuzlarda görülmemekte, Kullanıcının İhtiyaçlarını kurulum öncesi ve kurulum sonrası diye ayırırsak ilk kısımdan sonra ikinci kısma geçebiliriz.
3-Pardus kurulumu bittikten sonra Pardus ve masaüstüm karşımda. Kaptan ile ilk ayarları yapıyorum. Ev dizini çöp simgesi, saat karşımda, fakat karşımdakinin ne olduğunu tam olarak bilmiyorum, öğrenmenin en iyi yolu kurcalamadır diyerek başlıyorum, fakat doğrusu nereden başlayacağımı bilmiyorum. İnternetten girip birşeylere bakabilirim ama ipin neresinden tutacağım ki? Bakıyorum ama yardım, beni oku, sıkça sorulan sorular, sıkça yaşanılan sorunlar vb gibi bir şey bulamıyorum. İyimser olarak internete kablosuz bağlanabildiğimi düşünüyorum, internete girip ihtiyacım olan temel bilgilere ulaşmak istiyorum, ama maalesef beni bu noktada karşılayacak bir sayfaya ulaşmam tamamen şansıma kalmış. (Bu noktada bir şekilde daha iyi başarım almak için ekran kartı sürücülerini(fglrx, nvidia-current) kurabildiğimi varsayıyorum)
Yukarıdaki 3 paragrafı uzatmamın nedeni ilk adımlar ve başlangıç evresinde” kullanıcıya(0 noktasındaki)” ne kadar sahip çıkıldığı, yol gösterildiğini ve kullanıcıya ne kadar güven verildiğini gösterme amacımdı. Başlangıç evresindeki bu ve bunun gibi temel noktaların bence puan katsayısı çok yüksek.
Kullanım Evresindeki İhtiyaçlar ve Yazılım İhtiyacı
Kurulum aşlamasını geçtikten sonra, kullanım aşamasında doğan ihtiyaçlar daha farklılaşmakta. Yeni ve bazılarının adları gerçekten garip olan birçok yazılım ile karşı karşıya olan bir kişiyi bilgilendirmek, ona bu yazılımları tanıtmak ve işlerini bu yazılımlar ile nasıl halledebileceğini gösterebilmek ve kurduğu işletim sistemi üzerinde bu yazılımları kontrol edebilmeyi öğrenmek, gerçekten önemli bir ihtiyaç. Bu konuda aktif destek alınabilecek topluluk forumları wiki, ve yeni sürümünde yazılım tanıtımı sağlayacak olan yeni Paket Yöneticisi kullanıcıların bu ihtiyaçlarını ortaklaşa karşılamaya devam edecek.
Bunların dışında yaşanan sinir bozucu durumlar(örneğin panel kayboldu, napıcam) forumlarda kendilerini defalarca tekrar etmekte. Sinir bozucu durumlar dışında, falanca yazılımı kurmam lazım katkı deposu nasıl eklenir gibi sorular, genel olmakla birlikte eksi puan katsayısı yüksek durumlar olarak kendini göstermekte. Bu noktada bu sorunların çözümüne yönelik adımlar atılabilir.
Yazılım ihtiyaçları konusunda pek söyleyecek birşeyim yok. Öncelikli ihtiyaçlarımız, İnternet erişimi ve gezinti, anında mesajlaşma uygulamaları, resim göstericileri, video/müzik oynatıcıları, ofis yazılımları, e-posta istemcileri vb gibi uygulamalar. Bu temel uygulamaların birçoğu ya kurulu gelmekte, ya da paket yöneticisi ile kurulabilmekte. Bu noktada olay ihtiyaçları karşılamanın farklı bir boyutu olan bu yazılımların çalışır halde tutulması, yani kullanıcının bu yazılımlar ile en az sorunu yaşaması meselesine dönmekte. Depolarda alternatif yazılımların olmasına rağmen, Firefox ile sorun yaşayan, veya OpenOffice.org’da sürekli çökme yaşayan bir kullanıcının ihtiyaçlarının karşılandığı söylenemez. Temel yazılımlar ile ilgili oluşabilecek teknik aksaklıların, yani hataların mümkün olduğunca kısa sürede düzeltilmesi, bu noktada çok önemli. (Güncellemeler sonrası çalışmayan Firefox örneği)
Kişisel gözlemim, bir Linux dağıtımı kullanıcısının kullanım süresi arttıkça genel ihtiyaçlar dışında özel ihtiyaçlarını karşılamanın yollarını kendisinin bulma eğiliminde olduğu ve bu kapasitesini de artırmaktan zevk aldığı yönünde. Bu yüzden ileri düzey kullanıcı ihtiyaçlarını konu dışı tutuyorum ve önceliğin 0 noktasındaki ve biraz ötesindeki kullanıcıların ihtiyaçlarına ağırlık verilmesinin doğru olacağını düşünüyorum.
Teknik Destek İhtiyacı
Teknik destek ihtiyacı kullanıcının devamlılığı için çok önemli, diğer taraftan tespit edilen hatalar ve bu hataların giderilmesi ise Pardus’un gelişimi için çok önemli. Bu durumda kullanıcıların yaşadıkları kullanımı engelleyici sorunların çözümü, veya donanımsal farklılıklar ve olası durumlar için kuvvetli reflekslere sahip bir teknik destek politikası gerekmekte. Kullanıcılar mevcut durumda teknik desteği birinci elden topluluk forumlarından beklemekte, bu şekilde ihtiyacını gideremediği zaman ise hata.pardus.org.tr’ye yönelmekte. Sürekli kendini tekrar eden birbirinin aynı sorunları tespit etmenin güç olmadığını düşünüyorum. Bu noktada en sık yaşanan sorunlar/çözümü gibi bir listenin olması işleri kolaylaştırır gibime geliyor. Yanlış hatırlamıyorsam bu genelde kullanım kılavuzlarının arkasında oluyor.
Hata takip istemi ve refleksleri şimdiye kadar pek iyi olmadı. Eskiden yılda 1-2 kez A.Murat Eren bugzilla grafiklerini yayımlardı, (açık hata, kapanan hata vb). Bir önceki yazımda belirttiğim üzere, artık bizim tarafımızdan savunulan yeterli iş gücü olmaması nedeni ile bu normal bir durum olarak algılanabilir, fakat ileriye dönük kabul edilebilir bir durum değildir. Şimdiden birçok kişi çeşitli platformlarda hata takip sisteminin işlerliğinden şikayet etmekte, Â şikayet edenlerin haricinde, birde şikayet etmeden Pardus kullanmayı bırakan birçok kişinin olduğunu söyleyebilirim. (Haklı veya haksız tepkiler olarak değerlendirmek ayrı bir tarafta tutulduğunda, ne olursa olsun giderilemeyen bir ihtiyacın kullanıcı kaybettirdiğinin kanıtı olarak elde tutulması gerekir.)
Öneriler
Pardus birçok insanın Windows dışında tanıştığı ilk işletim sistemi olduğundan, eleştiriler(yerli/yersiz) ile yüzleşmekten kaçma şansı yoktur. Bu nedenle özellikle ilk evrelerde titiz, net ve kendini açıklayan kullanıcıyı birçok yönden kavrayan bir dağıtım olmak durumundadır. Â Şahsi görüşüm en yoğun hissedilen ihtiyacın “İlk adımlar” konusunda olduğudur. (Nedenini detaylı anlatmama gerek olduğunu düşünmüyorum)
Kısaca nelerin eksik olduğunu ve yeni neler yapılabileceğine değineyim;
Öncelikle Pardus’un kullanıcıya ne olduğunu ve nasıl çalışır hale geldiğini anlatması için gerekli kurulum belgesinin güncel ve farklı formatlarda sunulması gerekmekte. Daha sonra kullanım aşamasında, kullanıcıyı doğru şekilde sarıp sarmalamak, elinden tutmanın mutlak bir gereklilik olduğunu düşünüyorum. Şöyle ki, Ubuntu’da kurulum ile gelen örnek dosyalar klasörü örnek alınarak;
Pardus ile ilgili kısa bir sunum, İlk Adımlar ve Topluluk Siteleri, Â Sıkça Sorulan Sorular, Sıkça Yaşanan Sorunlar, Kablosuz Bağlantı Kurma Yönergesi, Temel yazılımlar ve Windows muadilleri Listesi gibi dosyalar oluşturularak, Plasma masaüstü üzerinde Dizin Görünümü Plasmoidi ile kullanıcı karşılanabilir(mi?) veya öntanımlı gelen Dizin Görünümü Plasmoidinde ev klasörü çöp simgesinin yanına “Merhaba” gibi farklı simgeli bir klasörün içine bu dosyalar konabilir.
Teknik Destek İhtiyacı konusunda ise hata takip sistemi ile ilgilenen kişi sayısının artırılmasının en temel gereklilik olduğu herkesin farkında olduğu bir durum. Mevcut durumu kanıksamak yerine bu konuda yeni kişilere yetkinlik kazandırma konusunda kesinlikle bir çalışma yapılmalı diye düşünüyorum. En azından kullanıcı sayısı,hata sayısı ve ihtiyaç olan bakıcı(bugzilla çöpçüsü) oranı belirlenmeli ve bu açığın giderilmesi için topluluğa dönük içerme politikası izlenebilir.
Sonuç olarak, Kullanıcıların İhtiyaçları, onları bu dağıtım içerisinde aktif tutmak ve kullanıcı sayısını artırmak için karşılanması zorunlu olan ihtiyaçlar olarak görülmeli. Yukarıda tanımladığım 0 noktasındaki bir kullanıcı dikkate alınmalı ve + yönde ilerleme sağlaması için temel noktalara özen gösterilmeli. Maalesef Pardus bu temel noktalarda özensiz bir yaklaşım içerisinde ve bu 0 noktasındaki kullanıcıları maalesef kaybetmekte. Pardus çok güzel bir CeBIT fuarı geçirdi, kalabalık standı ile birçok insanı 0 noktasındaki kullanıcılar haline getirdiğini düşünüyorum. Bu güzel emeklerin boşa gitmemesi için kullanıcıların ihtiyaçlarına önem verilip + yönde ilerlenmesi sağlanmalı. Yeni kullanıcılar ve aktif kullanıcıların kullanım ihtiyaçları dikkate alınmalı ve özellikle hata takip sisteminin reflekslerinin iyileşmesi sağlanmalı.
Biraz dağınık bir yazı olduğu için kusura bakmayın, bir sonraki yazımda daha güzel bir konuda: “Bilimsel, Kurumsal ve Eğitim Alanında Pardus” konusu ile karşınızda olacağım.
Son olarak Şu adreste gördüğüm 24 kritere göre değerlendirmede sizce Pardus 2009.2’nin* skoru kaç ?
*Burada(Pardus 24 Kriter) bu formu Türkçeye çevirdim ve bir ods hesap tablosuna kopyaladım ve Pardus hanesi ekledim, doldurup paylaşabilirsiniz(google docs vb)
Mutlu Günler
İlk yazımda belirttiğim üzere Pardus kullanıcılarının sayısı, Pardus geliştiricilerinin durumları, Camia, kullanıcılardan geri bildirim vb gibi yöntemlerle iletişim kurma, e-dükkan gibi konular üzerine “Pardus Üzerine Tespitler, Eleştiriler, Öneriler” yazı dizimin ikinci yazısı ile karşınızdayım.
Pardus ve “Camiaâ€
Pardus camiasını “Pardus kullanıcıları”nın bütünü olarak değerlendirmenin doğru olacağını düşünüyorum. Gerek geliştirici, gerekse “katkıcı” olarak tanımlanan kişilerin de birer Pardus kullanıcısı olduğunu göz önüne alarak bu yazımda “camia”nın büyümesinin gerekliliği üzerine yazmaya çalışacağım.
Şu anda Pardus kullanıcılarının sayısını tespit edebilmenin mutlak bir yolu bulunmamakta. Çeşitli öngörülerle bu sayı tahmin edilmeye çalışılıyor, fakat bugüne kadar yaklaşık bir sayı veya öngörü kimse tarafından dile getirilmedi. Ben kendi değerlendirmelerimi yaparken Türkiye’deki Pardus kullanıcılarının sayısını öngörmekte iki büyük topluluk yapılanması Özgürlükiçin.com ve Pardus-Linux.org sitelerinin üye sayısını göz önünde bulunduruyorum. An itibarı ile Özgürlükiçin.com’un 18548, Pardus-Linux.org’un ise 13981 kayıtlı üyesi bulunmakta. Kendi görüşüme göre birçok kişi her iki sitenin de üyesi durumunda, kaç kişinin her iki sitenin üyesi olduğunu tespit etmenin bir yöntemi olmadığı için, kişisel görüşüm iki kümenin kesişiminin 6.000’den az olmadığıdır. Bu görüşüm doğrultusunda bu iki topluluğa kayıtlı Pardus kullanıcı sayısı 20 bin civarı. Kişisel görüşüm topluluk sitelerine kayıtlı olmayan kullanıcılar da dahil edildiğinde bireysel Pardus kullanıcılarının 50 bin civarı olduğudur. Daha sağlıklı yöntemler olarak açılış sayfası olan Pardus.org.tr ve Özgürlükiçin.com’un tekil ziyaretçi sayısı ile bu sayı öngörülebilir(ziyaretçileri verilerinden işletim sistemi Linux olanlar vs) , ve benim tahminimden çok yukarıda rakamlar çıkabilir. Fakat ben Pardus kullanıcılarını topluluk ile etkileşimleri ve günlük hayatımdaki gözlemlerim doğrultusunda bu rakamda değerlendirmeye devam edeceğim.
Pardus 2007’nin duyurulmasından bu yana 3 yıllık bir zaman geçti. Bu sürede birçok insan Pardus’u indirip denedi, kullandı ve topluluk ile etkileşime girdi. Pardus TÜBİTAK – UEKAE tarafından oluşturulan ve “Kurumsal” müşterileri bulunan bir işletim sistemi olarak değerlendirildiğinde, kullanıcı sayısının “Pazar Payı ve Hedefi” belirlemekte çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu konuda benim yukarıdaki üfürükten tahminlerimden daha ciddi yapılmış bir çalışma olduğunu düşünüyorum, ve yapılmış olduğunu düşünmek istiyorum. Eğer böyle bir çalışma yapılmışsa bu verilerin de paylaşılması gerektiğin düşünüyorum. Kurumsal kullanıcılar ile bireysel kullanıcılar arasında nasıl bir bağ olduğunu ve pazar payı belirlenirken bireysel kullanıcıların ne işe yarayacağını sorabilirsiniz. Şöyle diyelim, Pardus kullanabilen kişi sayısının yüksek olması, Pardus kullanmayı düşünen kurumları cesaretlendirmez mi? Örneğin, bakın 200.000 kişi bu sistemin bireysel sürümünü kullanıyor/kullanabiliyor demek, bence önemli. Veya sözü edilen ekosistem için, bir yazılım firmasına, bir donanım firmasına 200.000 kişilik bir talebin olduğunu gösterebilmek, bu kullanıcı sayısının artışını takip ettirebilmenin getirecekleri bence kayda değer şeyler olacaktır.
Böyle bir çalışmada, eğer kullanıcı sayısı beklenenin altında bir rakamda ise bunu da hep beraber yükseltmek için çaba göstermekten kimsenin kaçacağını zannetmiyorum
Kullanıcı sayısının artışının getirileri, kullanıcıların içerisinden çıkacak geliştiriciler, katkıcılar, çevirmenler, belge yazarları sayısının artmasını da beraberinde getireceği ve Pardus ve özgür yazılım adına daha hızlı bir ivmelenme sağlayacağı kuşkusuz herkesin farkında olduğu bir konu. Proje genelinde çekilen genel sıkıntılar, yetersiz geliştirici sayısı, çok zayıf belgeleme, çeviriler gibi konular olduğundan, çözümü için kullanıcı sayısının artırılmasından başka bir yol bence yoktur. Kullanıcı sayısının artırılması bu nedenle Pardus’un bir numaralı Camia gündemi olarak yerini almalıdır ve beyan edilmelidir. Bu noktada, Proje tarafında tanıtımın artırılmasının yanı sıra topluluk sitelerinin daha fazla kullanıcı kazanmada bugüne kadar neler yaptığı, neleri isteyip de yapamadığı, nelerde yanlış yaptığı doğru şekilde kağıda aktarılmalı, değerlendirilmeli ve iyi uygulamalar paylaşılarak yeni stratejiler izlenmeli. Bu konu çok detaylı olduğundan fazla ileriye gidemeyeceğim, fakat bahsi geçen toplulukların yöneticilerinin bu konu hakkında muhakkak bir şeyler yapması gerekmekte, burada değinmeyeceğim çeşitli nedenlerden dolayı bir araya gelmek istemeyen kişilerin aynı amaç doğrultusunda özveride bulunduğu göz önüne alınırsa, gerekli bildirimleri doğrudan Proje yönetimine bildirmeleri bile bu konuda ilerleme sağlayacaktır. Yapılması gerekenler ve iyi uygulamalar konusunda somut örnek çok örn. banner,sosyal paylaşım sitelerini aktif kullanma, tanıtım ve bilgilendirme yazıları, vb, bunlar dışında bir önerim de Pardus 2011’in indirilme sayısına bir hedef konması (atıyorum 500.000) ve bu hedef doğrultusunda organize olup tanıtım faaliyetleri yürütülmesi olacaktır.
Pardus Kullanıcı sayısı ile ilgili kısmı daha fazla uzatmadan, topluluk sitelerinin Pardus kullanıcılarının sayısının artırılması konusunda eşgüdüm içerisinde hareket etmesi konusunda buradan çağrımın yapıyorum.
Pardus geliştiricisi olmak, belki de camia içerisindeki en zorlu ve çileli yerde olmak demek. Yetersiz sayıda, yapılacak birsürü işin altında çabaladıklarını bugün herkes biliyor. O derece ki herhangi bir konuda Pardus kullanıcıları bile artık birer geliştirici savunmacısı olarak; geliştiricilerin az sayıda olduğunu ve üzerilerindeki iş yükünün çok fazla olduğunu otomatiğe bağlayarak söylemekte. Bu gerçekten kötü bir durum. Bu ortadaki bir sorunun kronik hale geldiğinin en acı göstergesi. Birde ironik boyutu var ki o da geliştiricilerin sayımız az, iş yükümüz çok lafını geliştirici listesi dışında bir yerde dile getirmemeleri ve onların yerine kullanıcıların konuşması. Bu durumda üç temel yanlışlık bulunmakta;
- Geliştiricilerin sayısının artırılamaması(Geliştiriciden kastımın ücretli UEKAE personeli olmadığı, tüm geliştiriciler olduğunu burada belirteyim)
- Mevcut geliştiricilerin durumlarının iyileştirilememesi, beklentilerinin karşılanmaması, geliştiricilerin küsüp ayrılması
- Geliştiricilerin bu durumda olmalarına rağmen topluluğa dönük genişleme çabasında olmaması, veya potansiyel geliştirici adaylarını davet edememeleri
İlk iki yanlışlık gayet bilindik olduğundan üçüncü yanlışlığa değinmek istiyorum. Örnek verelim, şimdiye kadar kaç kez bir geliştiricinin günlüğünde, gelin Pardus’u birlikte geliştirelim, şu şu şuna ilginiz varsa şöyle başlayın, bizimle iletişim kurmaktan çekinmeyin benzeri bir çağrı gördünüz, veya çekilen sıkıntıların çözümüne yönelik birşeyler belirlenerek yürürlüğe konuldu, örnek olarak, çok fazla paketten sorumlu bir geliştirici(yetkin bir paketçi) yeni paketçilerin yetişmesi ve bu sıkıntının paylaşarak çözülmesi için detaylı bir paketleme klavuzu yazdı, wiki belgelerini elden geçirip detaylandırdı, veya başlı başına bu amacı güden bir web sitesi oluşturulmasınına çabaladı (atıyorum haydipisipaketiyapalim.bilmemne.com/pardus.org.tr) (Alman Pardus topluluklarından Pardususer.de ise bir Pisi Kitabı çıkardı). Developer.pardus.org.tr ve henüz olmayan gelistirici.pardus.org.tr bu yönde atılan adımlardan olarak değerlendirsem de, bu siteler ve etkinlikleri ile ilgili bahsettiğim şekilde bir çağrı yapılmadı ve/veya henüz yeterli olgunluğa erişmediği için bir etkin hale gelemediler.
Geliştirici sayısının artırılması, hem Pardus’un gelişimi açısından hemde bireysel kullanıcıların devamlılığının sağlanması açısından hayati bir öneme sahip. İyi reflekslere sahip bir hata takip sistemi ve daha az sorun yaşanan kararlı bir sistem kullanıcı tarafından çok ama çok önemli önceliklerdir.
Mevcut geliştirici yetiştirme süreçleri konusunda detaylı bir bilgim yok. Fakat ara ara aklıma gelen, ve toplumumuzda geçmişten bugüne gelmiş “Çıraklık” yöntemi üzerine acaba bir model geliştirilebilir mi ? Az çok bir temele sahip olup da geliştirici olmak isteyen kişiler, çırak adayı olarak nitelendirilip belirli bir süre, atıyorum 1 yıl boyunca, geliştirici olmaya yönelik bir sürece dahil edilseler nasıl olur ? Yazın yapılan staj yerine daha geniş bir sürede, önce temel bilgilendirme için doküman yönlendirmesi, sonra pratik kodlama için ödev/egzersiz, sonra ara değerlendirme ile yeterli görülenler geliştiricilerin çırağı olsalar(tabi onları en az seviyede oyalayacak şekilde) en azından her geliştirici 1 yılda 1 çırağı geliştirici düzeyine getirebilse, ve bunda süreklilik sağlanabilse Pardus’un ve Pardus kullanacak kurumların ihtiyaç duyacağı nitelikli elemanların da yetişeceğini düşünüyorum. Zor ama imkansız bir yöntem değil, sadece özveriye dayalı(ki çıraklık ve ustalık sürecinin özü özveridir). Sürecin tamamen dışında olduğum için öylesine aklıma gelen bir şeyi yazdım, o kadar.
Kullanıcı ve geliştiricilerden bahsettikten sonra, kullanıcılara Pardus’un neler verdiği, neler veremediği, nelerin eksik olduğu konularının ciddi olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda Özgürlükiçin.com/Beyin arayüzü dışında genel kullanıcı kitlesini dikkate alan anketlere, geri bildirim formlarının faydalı olacağı görüşündeyim. Kullanıcı portföyünün oluşturulması, kullanıcı alışkanlıklarının belirlenmesi, ve ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik bir niyet göstergesi bile Pardus’u kullanıcı gözünde daya iyi bir yere taşıyacaktır, kullanıcı ile arasındaki bağı güçlendirecektir. Kullanıcı memnuniyeti, kullanıcıların en sık yaşadığı sorunlar, en nefret ettikleri şeyler, en sevdikleri özellikler, en sık kullandıkları uygulamalar, en çok ihtiyaç duydukları depoda olmayan yazılımlar türü eri bildirimlerin alınmasının gerekli olduğunu düşünüyorum. Ve kullanıcı temelli böyle bir projede şimdiye kadar neden böyle bir şey yapılmadı doğrusu anlam veremiyorum. Eğer profesyonel anlamda yaklaşılıyor ise, bir ürün hakkında kullanıcı görüşünü sistemli bir şekilde elde etmenin ne kadar önemli olduğunun farkına varılmalı.
Son olarak e-dükkan konusunda değinmek istiyorum. Gayet açık söylüyorum, bunca kullanıcıyı hayal kırıklığı içerisinde bekletmek çok büyük beceri tebrik ediyorum. TÜBİTAK tarafında sıkıntılar olduğu (ihale süreci vb) söyleniyor, amacı atomu incelemek kadar beceri isteyen bir kapsamda olan bir kurum bir e-dükkan açıp 2 tişört sattıramıyor ise çok yazık diyorum. Bu noktada yanlış anlaşılmalara mahal vermemek adına, bildiğim üzere Özgürlükİçin.com sadece E-dükkan’a yer sunmakta, satış ve geliri ise İhaleyi alan firma ve TÜBİTAK’a gitmekte, yanlışım varsa düzeltin. Bugün Ubuntu mağazasında (http://shop.canonical.com/) kullanıcılarına sevdikleri şeyi yaşamlarının içine katma fırsatı sunarken, Pardus ise kullanıcılarına sadece geçici bir dönem için üzerinde Pardus logosu bile olmayan ürünleri sunabildi. Şimdilerde o bile yok. E-Dükkan ne zamandır kapalı bilemiyorum, ne zaman açıktı onu da hatırlamakta güçlük çekiyorum. Bir Pardus tişörtü almak istiyorum, bir fare altlığı ve kupa, bunları aldığımda sevdiğim bir şeyi hem hayatıma katmış olacağım, hemde ona destek sağlamış olacağım, bir taraftan da Pardus’un tanıtımı yapılmış olacak, iki taraf için de kazan kazan durumu. Sorun ve çözüm ortada iken, çözümün yani e-dükkanın bir an önce açılması gerekliliğinin altını tekrar çiziyorum.
Sonuç olarak; Pardus kullanıcı sayısının artırılması bir öncelik olarak belirlenmeli, bu doğrultuda iki büyük topluluk siteleri tecrübelerini, başarılarını/başarısızlıklarını ortaya koymalı ve iyi uygulamaları paylaşmalı ve yeni yöntemler belirlemeli. Geliştirici sayısının artırılması ve mevcut geliştiricilerin şartlarının iyileştirilmesi sorunu masaya yatırılmış bir sorun, bu sorunun çözümünde yeni geliştiricilerin kazanılması konusunda mevcut geliştiriciler daha aktif ve içermeci bir yaklaşım sergilemeli. Kullanıcı profilinin oluşturulması ve kullanıcılara sunulacak anketler ve formlar ile geri bildirim alınmalı, yani kullanıcılar sistemli bir şekilde dikkate alınmalı. e-dükkan konusundaki sorunlar giderilmeli ve kullanıcılar sevecekleri yeni cici Pardus ürünlerine kavuşmalılar.
Not: Bu yazıda yurt dışındaki “Camia”yı farklı bir yazıda bilahare değinmek için ayrı tuttum. hatırlatma olarak uluslararası tek İngilizce Pardus forumu http://worldforum.pardus-linux.nl ‘ ye Türkiye’den halen erişilemediğini belirtmek istiyorum.
Bu yazımın da sonuna gelirken daha nispeten daha kısa olacağını düşündüğüm “Pardus ve Kullanıcı İhtiyaçları” konulu yazımda görüşmek üzere.
Yorumlamaktan ve yanlışlarımı düzeltmekten çekinmeyiniz.
Mutlu günler.
Sonunda tezimi enstitüye teslim ettim, ve artık kendime zaman ayırabiliyorum. Epeydir yazmaya fırsat bulamamıştım. Nihayet artık yazabiliyorum. Bu yazımın konusu da daha önce bir kaç kere yazdığım “Pardus üzerine eleştiriler ve notlar”. Artık bu konudaki yazılarımı numaralandıracağım, önceki yazıları es geçiyorum, çünkü bu yazımda da onlardan farklı bir şey demeyeceğim. Bazı tespitlerde bulunmaya, eleştiriler(bunlar büyük çoğunlukla olumsuz olacak, çünkü olumlu eleştirileri sürekli yapmaktayım) yapmaya ve önerilerde bulunmaya çalışacağım. Aslında kolay bir yazı dizisi olacak, çünkü herkes tarafından görülen, çözümü bilinen ve nedense üzerinde hiçbir şey yapılmayan konuları yazacağım. Bunları aslında buraya değil, pardus-camia listelerine yazmayı düşünmüştüm, hatta bugün bu e-posta listesine üye oldum. Fakat yazacağım şeyleri daha rahat ifade edebilmek ve birden fazla konuda görüşlerimi belirtmek için buradan yazmanın daha doğru olacağı kanaatine vardım.
Pardus üzerine tespitler, eleştiriler, öneriler konulu beş yazı yazmayı düşünüyorum. Kesin olmasa da kısa bir zaman içerisinde bu yazıları tamamlamayı düşünüyorum. Yazıların daha düzenli olması açısından bu yazıların konularını yazmak istiyorum;
- Genel Durum ve Temel Yanlışlar
- Pardus ve “Camia”
- Pardus ve Kullanıcı İhtiyaçları
- Bilimsel, Kurumsal ve Eğitim Alanında Pardus
- Pardus ve Geleceği
Konu başlıkları yukarıdakiler olacak, yazıların seyrinde bu başlıları takip etmeye, içeriği de başlıklara uyun olarak seçmeye özen göstermeye çalışacağım. Bu yazıları neden ve ne sıfatla yazdığım gibi bir soru olur ise, tek vereceğim yanıt; yazamam için bir neden olmadığı olacaktır. İlk yazı ile başlayalım
Genel Durum Ve Temel Yanlışlar
Pardus ilk ortaya çıktığından bu yana hepimizin göz bebeği, ilgi odağı durumunda. Şöyle geriye dönüp baktığımda iki şeyi hızlıca hatırlayabiliyorum ve konuşulanların izlerini görüyorum, birincisi “milli işletim sistemi” ikincisi ise daha taze bir kavram olan “özgürlük için Pardus” yaklaşımı. İlk yaklaşım olan “milli işletim sistemi” konusunda yaşanan tartışmalar, eleştirilerin eksi yönde katkılarını tespit etmek güç değil. Daha yeni bir tartışma olan ve Pardus’un oluşturulmasında kullanılacak “özgür olmayan bir araç”tan kaynaklanan tartışmalar, ise “özgürlük” yaklaşımına büyük eksiler sağladı. Bence bu ikinci tartışma, ilkine oranla çok daha fazla hasar ve belirsizlik bıraktı. Nedeni ise bu sefer konunun özgür yazılımın ve Pardus kullanıcılarının “öz”ü ile ilgili olmasıydı. Bu iki konunun detayına burada girmenin fazlaca bir anlamı yok, burada esas nokta ve ders alınması gereken şey bu iki büyük tartışma ve geride bırakılan “Kimlik Sorunu”. Bu çok basit ve göz ardı edilen bir sorun, belki birileri çıkıp Pardus nevi şahsına münhasır’dır kimlik sorunu yoktur diyebilir, fakat şu iki sorunun cevabını olması gerektiği gibi ve “öz”e dayanarak yanıtlamak maalesef güçtür;
- Pardus nedir, neleri amaçlar ?
- Neden Pardus kullanılmalı ?
Birçok insan bu iki soruya yukarıdaki iki tartışmanın etrafından geçmeden cevap veremeyecektir. Rafa kalkan ilk tartışmanın ardından, daha kabul gören “özgürlük için” anlayışı ise, sadece gölgesini kovalayabildiğiniz bir varlık gibi sizi yalnız bırakmaktadır(keşke böyle olmasa). Pardus anasitesinde bu sorulara verilebilecek en dolambaçlı ve en havada kalan cevaplar verilmeye çalışılmış(bknz.http://www.pardus.org.tr/hakkinda/). Görüldüğü üzere Pardus maalesef kendisini anlatamamaktadır. Ve şu an yeni kullanıcıları kendisine çekebilmek için bir nedeni maalesef yoktur. Pardus’un artık daha net şekilde kendini ifade etmesi gerekmektedir. Bu nedenle neyi hedeflediğini, ne olduğunu güçlü ve söylediklerinin altını çizerek söyleyememe aciziyetinden kurtulmalıdır. Örneğin; Pardus bilgisayar kullanıcılarına bir hizmet(service yazalım bazıları böyle anlar&böyle yabancı kelimeleri sever) sağlıyor, yenilik yaratıyor ise veya bilgi işlem teknolojisine bir katkı sağlıyor ise bunlar net şekilde belirtilmelidir.
Tüm bunlara ek olarak Pardus’un kime hitap ettiği de belli değildir. Pardus ile neler yapılabileceği bugüne kadar hiçbir zaman açık bir şekilde ortaya konmamıştır. Hedef kitlesi belli olmadığı üzere bu hedef kitlesine ulaşmak için bir yol da izlenmemiştir.
Giriş kısmını daha fazla uzatmamak adına, çok kısa bir şey yapalım, insan bazen kim olduğunu ne olduğunu hayatın yoğunluğundan unutur, hayatın içerisinde sürüklenirken birden yüzüne ayna tutar ve “ne halde” olduğunu ayna sayesinde görür. Pardus’un kimliğini yansıtan Pardus.org.tr sitesine bence bir ayna tutulmalı. Pardus anasitesi ne haldeyse Pardus projesinin kimliği ve insanlar ile etkileşimi de o haldedir. Konu ile ilgili burada epeyce yazmıştım. Bunların dışında şunları belirtmek istiyorum;
- Anasitesinde insanları katkı vermeye çağırmayan, “Katkı Verin” diyemeyen bir özgür yazılım projesi olduğunu
- Kendini tanıtabilecek bir ekran görüntüsü, bir masaüstü turu veya “Kurumsal” alanda ne işe yarayabileceğini gösteremeyen bir işletim sistemi olduğunu
- Anasitesinde sunduğu belge, ve kılavuz verisinin amatör bir yazılım sitesindeki belgelerden ve kılavuzlardan daha az olan bir yazılım olduğu.(Buna ek olarak “Kurulum Kılavuzu” grub ekranında bitiren bir anlayışla sanırım İnternet bağlantısı nasıl yapılır, ekran kartı sürücüsü nasıl yüklenir bilgilerine gerek duymadığını, çünkü adı hiç bir yerde geçmeyen ve ziyaretçisinin ne olduğunu bilmediği “KAPTAN”ın halledeceğini telepati yolu ile gösterilmektedir.)
Birde, Kariyer sayfasında(http://www.pardus.org.tr/kariyer/) sanırım şu anda 3 tane aktif ilan var, nedense ilan tarihleri yazmıyor. Yılda iki kez güncellenen bir web sitesine girmekten bıkmış arkadaşlar göremediyse duyurulur.(Başta proje sorumlusu olmak üzere birçok geliştiricinin bu sayfayı pek ziyaret ettiğini düşünmüyorum, çünkü ziyaret edilecek bir içerik, bir aktivite yok.)
Diğer dağıtımların web sitelerine bakınca aradaki farkı ve olması gerekenleri daha rahat göreceğinizi düşünmekteyim. Bunca yıldır adam gibi bir web sitesi oluşturamamanın arkasında ne var doğrusu bilmek istiyorum… Tabi diğer işlerden fırsat gelmemiş olabilir, ne olacak ki altı üstü bir web sitesi, Pardus”u bilen iyi bilir değil mi ? Artık bu konuyu dile getirmekten çok yoruldum. Yakışmadığını, doğru bir pazarlama, doğru bir sunum olmadığını, ve en çok da Pardus’a emek verenlerin emeğine karşılık saygısızlık olduğunu düşünüyorum.
Web sitelerinden başlamışken, Pardus projesinin resmi bir belge sitesi yok, resmi olamayan PardusWiki’si var ve buraya Pardus’u geliştiren kişiler, uğramıyorlar. Çok garip değil mi, üreten kişiler ne ürettiklerini yazmıyorlar, yazıyorlarsa da bilmediğimiz bir yere yazıyorlar. Pardus’un İngilizce bir geliştirici sitesi var, daha doğrusu geliştirici merkezi( Developer Base) olamasını doğru buluyorum, fakat yanlış bulduğum şey Türkçe bir geliştirici merkezinin olmaması, Türkçe konuşan geliştiricilerin ezici çoğunlukta olduğu ve “hakkında” sayfasında ülke..ülke..ülke…ülkemiz…ulusal… ile başlayan bilgi teknolojilerinin gelişmesini vs hedefleyen bir dağıtımın Türkçe geliştirici yetiştirme kapasitesinin daha iyi kullanabilineceğini düşünüyorum. Bunlara “Camia” konusunda daha detaylı değinmek istiyorum.
Neyse başka bir konuya atlayalım. Bildiğim kadarı ile TÜBİTAK, Pardus için profesyonel bir PR(Halkla İlişkiler) ajansı ile çalışıyor(Artistanbul ile karıştırılmasın), acaba bu ajans bugüne kadar Pardus ile ilgili nasıl faaliyetlerinde bulundu ? Bunun yanı sıra, yazılı ve görsel basında özellikle internet medyasında Pardus ile ilgili neden düzenli bir bilgi akışı sağlanamadı ? En azından yeni sürümler duyurulamaz mıydı. Büyük internet gazetelerinin teknoloji haberleri, sineğin yaından haber çıkarırken Pardus ile ilgili haber servis edememek kimin başarısızlığıdır ?
Sonuç olarak toparlamam gerekirse, Pardus kendisini daha aktif tanımlamaya başlamalı,kimliğini net şekilde ortaya çıkarmalı, pardus.org.tr derhal elden geçirilmeli ve yukarıda verdiğim bağlantıda gösterilen diğer örnekler ile aynı kaliteye getirilmeli. Bunlara ek olarak daha aktif tanıtım faaliyetleri gerçekleştirilmeli, daha doğrusu artık hissedilen tanıtım faaliyetleri gerçekleşmeli.
Bir sonraki yazımızda, Pardus kullanıcılarının sayısı, Pardus geliştiricilerinin durumları, Camia, kullanıcılardan geri bildirim vb gibi yöntemlerle iletişim kurma, e-dükkan vb gibi konular üzerine eğileceğiz.
Yorumlamaktan ve yanlışlarımı düzeltmekten çekinmeyiniz. Eğer itirazınız Pardus ve kazandığı başarı, başarım süreci ile ilgili ise lütfen bunun kullanıcıların özverileri ile mümkün olduğunu hatırlayınız.
Mutlu Günler
Bu yayında sizinle paylaşmak istediğim kısım “Avrupa Birliği için Dijital Gündem Hedefleri” bölümü. Maalesef zamanım olmadığından bu kısmı Türkçeye çevirip yayınlayamıyorum. Özür dileyerek İngilizce paylaşıyorum. (http://translate.google.com/ Â işinizi ne kadar görür bilemiyorum) Avrupa Birliği’nin gelecek hedeflerinde hızlı ve ultra hızlı internetin ve internet erişim hakkının ne kadar önemli olduğunu ve ne kadar ciddiye alındığını görmek doğrusu imrendirici.
Avrupa Birliğinin 2020 yılı hedefleri  için Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan “EUROPE 2020, A European strategy for smart, sustainable and inclusive growth EUROPE 2020 A European strategy for smart, sustainable and inclusive growth” isimli yayına ->buradan<- ulaşabilirsiniz.
Sayfa 11’den:
Flagship Initiative: “A Digital Agenda for Europe”
The aim is to deliver sustainable economic and social benefits from a Digital Single Market based on fastand ultra fast internet and interoperable applications, with broadband access for all by 2013, access for all to much higher internet speeds (30 Mbps or above) by 2020, and 50% or more of European householdssubscribing to internet connections above 100 Mbps.At EU level, the Commission will work:– To provide a stable legal framework that stimulate investments in an open and competitive high speedinternet infrastructure and in related services;– To develop an efficient spectrum policy;– To facilitate the use of the EU’s structural funds in pursuit of this agenda;– To create a true single market for online content and services (i.e. borderless and safe EU web servicesand digital content markets, with high levels of trust and confidence, a balanced regulatory frameworkwith clear rights regimes, the fostering of multi-territorial licences, adequate protection and remunerationfor rights holders and active support for the digitisation of Europe’s rich cultural heritage, and to shapethe global governance of the internet;– To reform the research and innovation funds and increase support in the field of ICTs so as to reinforceEurope’s technology strength in key strategic fields and create the conditions for high growth SMEs tolead emerging markets and to stimulate ICT innovation across all business sectors;– To promote internet access and take-up by all European citizens, especially through actions in support ofdigital literacy and accessibility.At national level, Member States will need:– To draw up operational high speed internet strategies, and target public funding, including structuralfunds, on areas not fully served by private investments;– To establish a legal framework for co-ordinating public works to reduce costs of network rollout;– To promote deployment and usage of modern accessible online services (e.g. e-government, onlinehealth, smart home, digital skills, security).
Meraklısına ve ilgilisine…
LKD Üyeliğim Ve Linux Gezegenine İniş
Merhaba,
16 Temmuz 2010 tarihinde Linux Kullanıcıları Derneğine yaptığım üyelik başvurusu neticesinde 02 Ağustos 2010 tarihi itibarı ile (PTT gelişse de posta dağıtım hizmeti hala geçtiğimiz yüzyılda…) dernek başvurumun kabul edildi ve Linux Kullanıcıları Derneği’nin “1085 Numaralı Üyesi” oldum. Çalışmalarını ve özellikle duruşu ile takdir ettiğim bir derneğin artık bir parçasıyım . Çok mutluyum.
.
Üyelik başvurum ile ilgili daha önce bir girdi yazmıştım, neticesini duyurmak için Linux Gezegeni başvurumun sonuçlanmasını bekledim. Nihayetinde artık bende bu gezegenin bir sakiniyim. Adettendir ilk yazıyı uzun tutmamak gerek.
Kısaca girizgah olarak neler yaptığımdan bahsedeyim;
Linux ile tanışalı yaklaşık 3 yıl oldu, ve 3 yıldır daimi bir Pardus GNU/Linux kullanıcısı olarak Linux ve özgür yazılım serüvenime devam ediyorum. Kod yazmayı bilmiyorum, yaşadığım sorunlarda işimi görecek kadar okuyabiliyorum. Bu üç yılda yaptığım tek pisi paketi oldu, o da kendim için hazırladığım (önceki sürümden kopya çekerek) nvidia-drivers paketiydi.
Özgür yazılıma kod katkım olmamasına rağmen elimden geldiğince katkıda bulunmaya çalışıyorum.Türkiyenin en büyük ikinci wikisi ve özgür yazılım konusunda en geniş Türkçe içeriği içerisinde barındıran Pardus-Wiki‘nin yöneticilerinden biriyim. Günlüğümde ağırlık olarak Pardus ile ilgili yazılar yazmaktayım. Grafik becerim olmamasına rağmen duvar kağıdı vb gibi çalışmalar yapma cüretinde bulunuyorum, bazı çalışmalarımı burada görebilirsiniz.
Bunların dışında bir tuxweet hesabım var, dileyenler beni özgürce takip edebilir.
Özgür yazılım, ve işim dışında “Yoksullukla Mücadele” ve ” Avrupa Birliği” konularında çalışmaktayım.
Yazımı sona erdirirken, bütün özgür yazılım severleri Pardus-Wiki‘ye katkıda bulunmaya çağırıyorum. Pardus kullanmasanız bile sevdiğiniz, beğendiğiniz ve diğer insanlara tanıtmak istediğiniz özgür yazılımları Pardus-Wiki üzerinden tanıtarak özgür yazılım konusunda en önemli konulardan biri olan Türkçe içeriğin artmasına çok büyük bir katkı sağlayabilirsiniz.
Mutlu Günler.