Kategoriler
Ekonomi Politik

Basitçe Kriz ve Tasarruf Tedbirleri

Küresel krizin etkileri çoktan sokaklarda ve hanelerde kendisini gösterdi. Hergün insanlar işlerini kaybetmekte ve çalışan insanlar ise hergün iş kaybı korkusu ile işlerine gitmekte. Sanayi bölgeleri ile gelişen yerleşimlerin dayanağı olan emek karşılığı gelir, maalesef artan işsizlik ile küçük yerleşimleri sarsmakta ;

Basit olarak şöyle açıklayabiliriz ; Durgun su üzerine bir damla düşünce ilk dalgalar kuvvetli ve hızlı, ama küçük çapta oluşur, dalgaların etki alanı genişledikçe zayıflar yavaşlar ve etki alanı da azalır. İşsiz kalma, durumu da buradaki düşen damladır, ilk dalga kişinin ailesine durumun yansımasıdır ; fakirlik, sonraki dalgalar ise kişinin ailesinin harcamaları ile kazanç elde eden çevreye olan etkisidir ; bakkalın gelir kaybı,ödenemeyen kira,yapılamayan giyim harcamaları gibi esnafların gelirinin azalması ve daha da dışsal olarak bu esnafların tedarikçilerinin gelirin azalması ve artık dalganın kaybolmasına yakın olan durum ise tedarikçilerin sattığı malların  üretimi gerçekleştiren fabrikanın satışındaki düşüş. En son dalga görüürde çok önemsiz olabilir belki 1 paket un belki 10 paket makarna…Fakat sistemin devamında birbiri içine geçen halkalar gibi eğer gelir kaybı ile alım gücü toplumda düşmeye başlarsa fabrikanın üşen satışları,dolayısıyla üretimin düşürülmesi ve bu üretim seviyesindeki fazla iş gücünden kurtulma :işten çıkarma işsizlik durgun suya daha fazla damlanın düşmesi…

İş kayıpları, haberlerden takip edilemiyor, sanırım gelen bir talimat üzerine bu tip kötü haberler artık yayınlanmıyor. Emekçi insanlar  ve aileleri genel anlamda birikimi olmayan ve dar gelirli insanlar oldukları için işsiz kalma süresi konusunda cam kadar kırılgan konumda bulunuyorlar. Her zaman çalışmak zorundalar ve işsiz durmaya ne dayanakları ne de tahammülleri yok. Bu ortamda ise işten çıkarılan bir işçinin yeni iş bulma şansı neredeyse hiç yok. Çok dram yaşanmak üzere suçsuz oyuncularını beklemekte…

Yağmur yağmaya yakın, hepimiz üzerimize ne düşüyorsa yapmak durumundayız, bugün yapmasak ta en azından üzerimize ne düştüğünü bilmek, bir tarafımızla da olsa bu sorumluluğu hissetmeliyiz. Üzerimize düşen ise “Gelirimizi İyi Değerlendirmek” ; daha da açarsak harcanabilir gelirimizi iyi kullanmak.

Çocukluğumuzdan beri basit tasarruf tedbirleri,yerli malının önemi,birikim yapmanın faydaları ezber derecesinde ruhumuza sıkıcı bir şekilde işlemiş olsa da refahın gerekliliği olarak bir yaşam kültürü olmaktan uzakta maalesef. Bu yaşam kültürünü geç olmadan benimser isek hem biz hemde insanlarımız bu zor günleri daha kolay atlatacaktır.

Dikkatinizi çekmek istiyorum paranızı hiç harcamayın demiyorum “Doğru Harcama” yapmanın öneminden bahsetmek istiyorum. Tasarruf tedbirlerini interette birçok yerde görebilirsiniz ama gözünüzde nesneye dökebilmek için doğru harcama yaşam kültürü ile sosyal bir dayanışmanın nasıl oluşabileceğini açıklamaya çalışayım :

Bu yazıyı orta gelirli 10 KİŞİ okuyup çeşitli tedbirleri günlük hayatında uygularsa ; günlük olarak israfı önlememizden ve gereksiz ve getirisiz harcamalarından 5 TL tasarruf edip bunu doğru şekilde harcar ise ayda kişi başına 150TL, 10 KİŞİ toplamda 1.500 TL’yi ekonomiye doğru şekilde katmış olacaktır. Bu 1.500 TL’lik değerin 1/3 ‘ü üretim faktörü olan iş gücüne(emeğe) giderse 500 TL , bu 500 TL nedir : Bir işçinin “Asgari Ücreti” (AbraKadabra küçük bir sihirle 1 kişinin işini ve ailesini kurtardık)

Kabaca yaptığımız bu hesapta gördüğümüz gibi hepimiz ortak bir sorumluluğu paylaşıyoruz.  Tasarruflarımızı gelecek için biriktirebiliriz, fakat bu tasarrufları harcamaktan korkmaz isek, doğru şekilde harcar isek hem kendimiz hemde ülkemizin ekonomisi ve çalışanları fayda görür.

Neler yapabiliriz ?

Kategoriler olarak sıralamak en iyisi

Önce Temel Prensibimiz :

  • Tüketim Tercihini Doğru Yapmak :
    • Kesinlikle Yerli Malı Öncelikli Tercihte Bulunmak : Bu ülkede üretilen,üretim faktörlerinin  yerli kaynaklar olduğu mallar.Ürün seçilirken üretimi yapan firmanın karı yurt dışına aktarabileceğini unutmayın,tercih önceliğiniz bu topraklara bağlı olan firmalar olmalı.
      Yabancı muadillerinden kalite olarak veya fiyat olarak farklı olabilir ama bunu bu bilinçle göğüslemek geleceğimiz için gerekli bir fedakarlık değil midir ?

Yapabileceklerimiz:

  • İsrafı Önlemek ve Faturaları Azaltmak
    • Enerji ve Su : Kesinlikle titiz olunmalı, hem milli kaynaklar açısından çok önemli bir konu hemde bireysel olarak daha fazla tüketmemizin bir değer yaratmadığı bir gider. Ampullerinizi kesinlikle değiştirin, elektrikli eşyalarınızı seçerken düşük tüketimli seçin, yüksek elektrik tüketimi  olan eşyalar: süpürge, saç kurutma makinesi , ütü gibi eşyaları daha özenli kullanın. Özellikle kışın ısı kaybını önlemek için pencere ve kapılarınıza izolasyon süngeri çekin(0,5TL adet),elektrikli ısıtıcıyı sürekli açık tutmayın fişte bekleme modunda eşya saklamayın, gün ışığından bolca yararlanmaya çalışın vs. Sanırım elektrik faturamızı ve doğalgaz faturamızı 5’er TL düşürdük 🙂
      Musluklarınızdan tazyikli su akması ellerinizi daha iyi temizlemez, benim yaptığım gibi yapın, suyun tazyikini çok düşürmeyecek şekilde ana vanayı biraz kısın. Sifon rezervuarınız büyükse yenisini almanıza gerek yok,içine su dolu küçük bir pet şişe veya başka bir obje koyarak kapasitesini düşürün, bulaşık makinesi kullanın, eğer makineniz yoksa  tabak ve kaplarınızı kullandıktan sonra artıkları sıyırın ve kirler yapışmamış iken çabucak su tutun. Kesinlikle damlatan akıtan bozuk musluk, kaçıran sifon saklamayın,değiştirin. Traş olurken suyu sürekli açık bırakmayın gibi klasik yöntemleri de uygulamaya devam edin. Su Faturamız da  en az 5 TL düşmüştür 🙂
    • Sabit telefon, Cep telefonu ve ADSL Faturalarınız : Diyecek fazla şey yok, ev telefonunuzu kullanımınıza göre tarifeye geçirin, eğer çok kullanmıyorsanız veya sadece internet için saklıyor iseniz HesaplıHatt tarifesine hemen geçin normal tarifede vereceğiniz sabit ücret ile bu tarifede akşam saat 20:00 dan sonra şehir içi bedava 100 kontörünüz olacak, görüşme ücreti cebinize kalsın: biz hiç konuşmaz iken 16 TL civarı fatura öderken hesaplıhatt ile 7,90 TL ödüyoruz.
      Cep telefonunuzu mümkün olduğunca az kullanmaya çalışın,en uygun tarifeyi seçin, alternatif iletişim platformu olarak İnternet kullanın, smslerinizi operatörlerinizin web siteleri üzerinden atın böylece 1 sms bedeli ile 15 sms atabilirsiniz, skype gibi araçları kullanmaya özen gösterin. Cep telefonunuzu alışkanlığınızdan değil gerekliliğini hissettiğiniz zaman kullanın,unutmayın ki on yıl önce herkesin cep telefonu yoktu ve çok büyük bir ihtiyaç da değildi. Öyle olsa da eminim ki birçoğumuz kontör sıkıntısı yüzünden zaten hat safhada tasarruf ediyor, o yüzden biraz gereksiz gibi olsa da durumdan şikayetçi olanlar için faydalı bir madde diyebiliriz.
      ADSL konusunda, kampanyaları iyi takip edin doğru seçimi yapın, eğer limit aşma konusunda kendinizi sınırlayamıyorsanız hemen gidip limitsiz internet bağlatın, kampanyalı şekilde hem kar edersiniz hemde internetten edineceğiniz multimedya(*) ile limitli-limitsiz internet arasında ödeyeceğiniz farkı kapatabilirsiniz,paranız boş yere gereksiz kota aşımlarına gitmesin, işe yarasın.
  • Lüks ve Getirisiz Tüketimi Kısmak,Buharlaştırmak :
    • İhtiyaçlarınız doğrultusunda giyim kuşam alışverişinizi doğru yerlerden uygun fiyatlarla yapmaya özen gösterin ve ihtiyacınız kadar alın.Marka konusuna takıntılı olmayın muadil markaları uygun fiyata deneyin.Yıllardır uzakdoğuda çocuk işçilerin yaptığı ayakkabılara iyi para verdik ve karşılığında beklediğimizi alamadık. Ünlü markaların mallarını yurtdışında köhne atölyelerde kalitesiz tedarikçilere yaptırdığını unutmayın, bizim ülkemizdeki fason üretim hala lüks markalar tarafından tercih edilmekte ve etiketi hariç birçok markanın ürünü aynı fason menşeli,tekstilci veya kunduracı tanıdığınız varsa size daha iyi anlatacaktır.
      ESKİ ELBİSELERİNİZİ İHTİYAÇ SAHİPLERİNE VERMEYİ UNUTMAYIN !
      Süs,mum,biblo gibi ürünleri almayın, neredeyse tamamı Çin malı ve hem sağlık açısından hemde cebinizdeki para açısından ihtiyacınız yok. Bunun yerine çiçek yetiştirin, hem stresinizi alır hemde eviniz canlı ve güzel olur.
      Teknolojik çılgınlığınıza ara verin,üst sınıfa dahil olabilmek için hep daha iyisi hep daha yenisi hırsı ile bu sıkışık zamanda teknolojik oyuncak al-ma-yın ! Bilgisayar hariç elbette 🙂 Tüplü 82 ekran televizyonunuz bir plazmadan hala çok net, cep telefonunuz çalışıyor, dijital makinenizin MP i gayet tatmin edici.
      Şans oyunlarını azaltın,
  • Beslenme ve Gıdalar
    • Çok basit ve belki de en çok tasarruf yapabileceğiniz nokta : DIŞARDA YE-ME-YİN !
      Eğer tam ekmek tavuk döner ayran 2.25 TL yemiyor tabaklı yemek yiyorsanız dışarıda bir öğününüz 6-7 TL civarı tutacaktır. 2 öğün bir de kahvaltıyı yarım günde 15-20 TL eder. Size bu akdar gelmese de bunu harcıyorsunuz, 15 TL mutfak alış -verişi, kişi sayısı arttıkça daha doyurucu ve mantıklı bir hal alıyor değil mi 3 kişi 45 TL lik günlük alış veriş 1. haftanın sonunda buzdolabını taşırır. Eğer çalışıyor iseniz öğle yemeğine evden bişeyler getirmeye utanmayın, hem sağlıklı ve temiz gıda alırsınız hemde zoraki şekilde yarı aç kalmazsınız, haşlanmış tavuktan sandviç, veya sucuk ekmek 😀 sınırsız ton balığı hoş olmaz mı 🙂
      Dışarıda İçmeyin: Kutlamalar özel günler harici dışarıda içmeyin: ortalama bir yerde 33cc lik biraya yaklaşık 4 TL vereceksiniz  3 tane içseniz 12 TL evinizde oturun, 50cc su katılmamış biraya 2.1TL verin evinizin keyfini yaşayın.
      Sigarayı bırakın ! Ya da azaltın günde 2 paket, 1 paket yerine haftada 1 paketi deneyin. Zaten sigaraya giden paranın hesabını hergün yapıyorsunuz. Sigara kadar kötü olan birşey de bu hesabı yapmak, sigarayı sırf bu hesabı yapmaktan kurtulmak için bırakın derim !
  • Ulaşım
    • Zamnınızı iyi ayarlayın, yürümekten korkmayın, aktarma imkanlarını kullanın akbil/ego/kentkart tercihlerinizde aktarmalı seçenekleri düşünüp yolunuzu planlayın ; Akbil depozitosu 6 TL akmaz kokmaz , aktarmada 3 lira kar etseniz depozito yine sizde.
      Taksiler zaman makineleridir, zamanınız yoksa tercihinizi taksiden yana kullanırsınız o yüzden taksiye fazla para vermemek için zamanınızı gerçekten iyi ayarlayın erkenci olun.,büyükşehir telaşında şaşkınlığa düşüp fazla yolculuk etmemek için planınızı iyi yapın, evden çıkmadan yapılacakları yazın ona göre mantıklı rotanızı oluşturun.

Gibi onlarca şey yazılabilir, daha iyisi aklı başında insanlar olarak sizde kendi yaşantınızda yeni yöntemler geliştirip uygulayabilirsiniz,bu zor zamanlarda tasarrufu bir yaşam kültürü olarak benimsememiz gerekiyor.
Kabalama ve üstünkörü olsa da umarım açıklayıcı ve tasarrufa yöneltici olabilmişimdir. En azından 10 KİŞİ için 🙂
Hokus Pokus!


Kategoriler
Ekonomi Politik

Kuzey Kutbu Kimin ?

Kuzey Kutbu
Kuzey Kutbu

Bugüne kadar faydasız görüldüğü ve aynı zamanda da doğal koşullara dayanabilmenin o zamanki şartlarla neredeyse imkansız olduğu için Kuzey Kutbu herhangi bir devlet tarafından sahiplenilmedi, istila edilmedi veya paylaşılmadı.

Kuzey Kutbu dev bir buz tabakasından oluşmakta ve hiç kara bulundurmamakta, ve bu sebeple üzerinde bir istasyon yapmak imkansız görünmekte.

Bu kalın buz tabakasının küresel ısınma yüzünden erimesi ve önümüzdeki süreçte de erimeye devam edecek olması dikkatleri buzun altında yatan, daha doğrusu yatması muhtemel olan kaynaklara çekmekte. Birtakım varsayımlara göre dünyanın petrol ve doğalgaz rezervlerinin dörtte biri bu buzun altında yatmaktaymış. Tabi diğer doğal zenginliklerin de bolca bulunması muhtemel.

Kuzey kutbunun Dibine Bayrak Dikilirken
Kuzey Kutbunun Dibine Bayrak Dikilirken

Konunun bu şekilde ekonomik ve stratejik önem kazanmaya başlaması ile tartışmalar da başladı. Bu tartışmaların sonucunda Rusya konuyu ileriye götürerek 2 Ağustos 2007 tarihinde 4631 metre derinliğe bayrağını dikerek ciddi bir adım atmış oldu. Öyle ki bu paslanmaz titanyum bayrak ile Rusya Kuzey Kutbunda hak iddia etmiş ve bu iddiasının da kalıcı olduğunu göstermişti. Karşılık olarak da bir diğer hak iddia eden devlet olan ABD bir denizaltısı ile buz tabakasını kırıp yüzeye çıkmıştı.Kuzey Kutbunda hak iddaa eden devletler yalnızca Amerika ile Rusya değil tam olarak altı ülke Kuzey Kutbunda hak iddia etmektedir : Rusya, ABD, Kanada, Norveç, İsveç, Danimarka. Bu ülkeler şu anda birleşmiş milletlerin tanıdığı 200 deniz mili (370km) çevresinde Ekonomik Etki alanı hakkına sahip bulunmakta. Uluslararası yasaya göre bu devletler her on yılda bir bu etki alanının genişlemesi için başvurma hakkına sahip bulunmaktalar ; Norveç 1996 ,Rusya 1997,Kanada 2003,Danimarka ise 2004 yılında bu başvurularını yapmış bulunmakta. Ve hepsinin bu hareketle nihai amacı kesin sınırlara sahip bölgeleri topraklarına katmak, ve bu bölgelerin zenginliklerinden faydalanmak.

Geçen gün Avrupa Birliğinin Kuzey kutbu ile İlgili bir stratejik belge yayımlaması ile dikkatimi çeken bu konuda bu HABER gayet açıklayıcı. Öyle ki tarafların netleştiğini görmekteyiz. Son müdahil Avrupa Birliği(Norveç) Rusya ve Amerikanın aksine konuya diplomatik ve örtülü( Çevre duyarlılığı) yaklaşarak hamlesini yapmış bulunmakta. Kutuba sınırı olan Avrupa Birliği ülkelerinin iddialarını sonuna kadar destekleyeceği şüphesiz, ve hatta uluslararası ortamda birliğin diğer üyeleri ve ortakları ile baskı kurması da ortak politika bağlamında neredeyse kesin.

Bu durumda tarafları tahtaya dizersek :

  • Rusya Federasyonu
  • Amerika Birleşik Devletleri
  • Avrupa Birliği

Karşımıza Dünya’nın en büyük üç ekonomik ve askeri gücü çıkmakta. geleceğe yönelik kaynak ihtiyacını göze alırsak tahmin edilen rezerv büyüklüğü ile gözü kara üç güç odağının arasında Kuzey Kutbu tam bir gerilim hattının içerisine düşmüş durumda. Daha önce benzer konumda olan yerlere göz atarsak Yeni keşfedilmiş Amerika ve Alsas-Loren güç kullanılması ve çatışma çıkması ihtimal dahilinde. Diğer ihtimal ise bu üç büyük gücün bir paylaşıma gitmesi veya kaynakların devletlerüstü bir idarenin hakimiyetine bırakılması olacaktır.

Dar ölçekte bu üç büyük gücün hakimiyet tartışması gibi görünse de, sahipsiz olan bu bölge ve yer altı zenginlikleri teoride bütün Dünya insanlarına ait olmalıdır. Fakat böyle bir rezerv söz konusu ise bu güçlerin asla başka devletlerle bir paylaşıma (hakça bir paylaşıma) gireceklerini düşünmüyorum, aksi durumda da geri kalan devletlerin bir baskı ve zorlama ile bu devletlere karşı koyma imkanının olduğunu da zannetmiyorum, makul oalrak diğer devletler bu üç büyüğün ekonomik ve siyasi çıkarlarına uygun olarak kendilerine en yakın hissettiğinin peşinden gidecek ve aktif olmasa da taraf olacak destek verecektir. En makul paylaşımda ise geride kalan devletlere ekonomik büyüklüklerine göre cüzi paylar verilecek aslan payı üç taraflı paylaştırılacaktır.

Frank Herbert’in Dune isimli romanını veya aynı adlı filmi izlemişseniz veya aynı adlı bilgisayar oyununu oynamışsanız bu senaryo size yabancı gelmeyecektir. Öyle ki üzerinde çok değerli kozmik serpinti (baharat olarak geçiyor) bulunan Dune isimli bir gezegen keşfedilir ve galaksinin üç büyük medeniyeti Atreid,Harkonnen,Ordo bu baharat için kıyasıya mücadeleye başlarlar. Sonuçta uzlaşma olmaz fakat çözüm tektir ve bu çözüm tek kurala dayanır ” Dune Üzerinde Hiçbir Kural Yoktur” ve böylece Dune üzerinde savaş başlar…

Elbette makul insanların yaşadığı yüzyılda sonuçları bu üç güç arasında sonuçları katastrofik olacak bir savaş en son ihtimaldir, fakat ihtimal dışı değildir bunu bize zaman gösterecek.