Kategoriler
Tezim

Sosyal Hukuk Devleti ve Yoksullukla Mücadelenin Anayasal Dayanağı

Yoksullukla mücadelede,devletin yasal dayanağı olan “Sosyal Devlet İlkesi” Anayasa Mahkemesince gerek 1961 gerekse 1982 Anayasası döneminde tanımlanmaya çalışılmıştır. Bence 1961 Anayasasına göre tanım daha net ve aktif bir yoksullukla mücadele açısından sağlam dayanaklar sunmakta. 1982 Anayasana göre yapılan tanımda ise günümüzdeki politikala olan “Devletçe Yardım” gibi net olmayan ve belirli bir yol sunmayan bir tanım.

Yoksullukla mücadelede temel alabilecğimiz bölümleri kalın işaretlersek :

1961 Anayasası,16-27 Eylül 1967 Tarih ve K.1967/29 Sayılı Karara göre Tanım :

“(Sosyal devlet) ferdin huzur ve refahını gerçekleştiren ve teminat altına alan, kişi ve toplum arasında denge kuran, emek ve sermaye ilişkilerini dengeli olarak düzenleyen, özel teşebbüsün güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayan, çalışanların insanca yaşaması ve çalışma hayatının kararlılık içinde gelişmesi için sosyal, iktisadî ve malî tedbirler alarak çalışanları koruyan, işsizliği önleyici ve millî gelirin adalete uygun biçimde dağılmasını sağlayıcı tedbirler alan adaletli bir hukuk düzeni kuran ve bunu devam ettirmeye kendini yükümlü sayan, hukuka bağlı kararlılık içinde ve gerçekçi bir özgürlük rejimini uygulayan devlet demektir”

1982 Anayasası,26 Ekim 1988 Tarih ve K.1988/33 Sayılı Karara Göre Tanım :

“Sosyal hukuk devleti, güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak gerçek eşitliği yani sosyal adaleti ve toplumsal dengeyi sağlamakla yükümlü devlet demektir. Çağdaş devlet anlayışı, sosyal hukuk devletinin, tüm kurumlarıyla Anayasa’nın sözüne ve ruhuna uygun biçimde kurulmasını gerekli kılar. Hukuk devletinin amaç edindiği kişinin korunması, toplumda sosyal güvenliğin ve sosyal adaletin sağlanması yoluyla gerçekleştirilebilir… Anayasa’nın Cumhuriyetin nitelikleri arasında yer verdiği sosyal hukuk devletinin dayanaklarından birini oluşturan sosyal güvenlik kavramının içerdiği temel esas ve ilkeler uyarınca toplumda yoksul ve muhtaç insanlara Devletçe yardım edilerek onlara insan onuruna yaraşır asgarî yaşam düzeyi sağlanması, böylece, sosyal adaletin ve sosyal devlet ilkelerinin gerçekleşmesine elverişli ortamın yaratılması gerekir”

Bu durumda diyebiliriz ki yoksullukla mücadelede dayanılan temeller ve aksiyonlar açısından 1961>1982 !

1982 Anayasasında dikkat edilmesi gereken husus “Devletçe Yardım” konusu,ucu açık ve ne açıdan bir yardım yaklaşımı olduğu belli olmayan fakat sosyal adaletin ve sosyal devlet ilkesinin gerçekleşmesi için gösterilen tek yol olan “Devletçe Yardım” aslında hükümetlerin ve kurumların bu ilkeye göre görevini yapıyormuşcasına görünmesini sağlayan anahtar konumumda. Yani basitçe Sosyal hizmet veren kurumlar sadece yoksulluk ve yaşlılık aylığı vermesi bile tek başına Sosyal Hukuk Devletini kağıt üzerinde sağlıyor,tek inceliği olan “insan onuruna yaraşır şekil ise” gayet göreceli ve soyut bir kavram olduğundan mutlak yoksulluk yani günlük 1 doların altında geliri olma durumu hariç yoksulluğun da insan onuruna yaraşır bir durum olabileceği sonucunu çıkarabileceğimiz bir teferruat diyebiliriz.

Oysa bu muallak durumu yaratan bu tanımın aksine 1961 Anayasası birçok konuda özellikle sosyal diyalog ve tezimi dayandırdığım çalışma hakkı konularında,hem harekete yönelik hemde durumu kapsamlı olarak açıklayan bir tanıma ve sağlanması gereken durumlar için yol gösterici bir içeriğe sahip.

“…çalışanların insanca yaşaması ve çalışma hayatının kararlılık içinde gelişmesi için sosyal, iktisadî ve malî tedbirler alarak çalışanları koruyan, işsizliği önleyici ve millî gelirin adalete uygun biçimde dağılmasını sağlayıcı tedbirler alan adaletli bir hukuk düzeni kuran…”

Oysa 1982 Anayasası “Devletçe Yardım”ın Sosyal Devletin gereklililiklerini sağlamakta yeterli olduğunu söylemekte.

Yapmak durumunda olduğum şey 1961 Anayasasına göre yapılmış tanımın detaylı anlatımını 1982 Anayasasına göre yapılmış tanımındaki “Devletçe Yardım”ın içindeymişcesine kabul etmek olacaktır.