Kategoriler
Fikir Genel

Bir Şifrepunk’un Manifestosu

Şifrepunklar kod yazar.
Eric Hughes, Bir ŞifrePunk’un manifestosu, 9 Mart 1993

Şifrepunk nedir? Bu soruya yanıt verebilmek için öncelikle Şifre ve Punk nedir? sorularına yanıt vermemiz gerekmekte. Burada bahsi geçen şifre kriptografi konusu dahilindedir. Peki “kriptografi” nedir diye sorarsanız o da makul bir sorudur, kriptorgafi verilerin matematik fonksiyonları kullanılarak şifrelenmesi ve belirli yazılımsal anahtarlarla açılabilmesi ile verilerin özel kılınmasını sağlamaktadır. “Gerçek hayatta ne işimize yarayacak, ben bunu yapamam” diye düşünmeyin, yapabilmeniz bahsi dışında gerçek hayatta çok işimize yarayan bir şey bu kriptografi. Siz doğrudan bir şifreleme yapmasanız da sizin yerinize bunu yapan o kadar şey var ki, internette grzindiğiniz sayfalari WhatsApp, Telegram gibi yazışma uygulamaları mesela… İletileriniz şifrelenerek siz ve konuştuğunuz kişi dışında üçüncü kişilerin yazışmalarınızı okumasının önüne geçilmekte. Buraya kadar kavramlarda ve kavramada sorun olmadığını düşünüyorum.

  1. “Kriptografi… Kripto… Kripton! Bunun Süpermen ile bir ilgilisi olabilir mi?”
  2. “Kriptografi… Kripto… Kripto Para! Bunun Bitcoin ile bir ilgilisi olabilir mi?

Bu iki dudak fısıltısından ilkine sahipseniz siz çok özel ve güzel bir insansınız, potansiyeliniz yüksek.

Şayet ikincisine sahipseniz size özel bir iltifatım olmayacak. Bildiğiniz kulak dolgunluğu. Evet, haklısınız bunun Bitcoin ile bir ilgisi var. Bitcoin kriptografi sayesinde ortaya çıktı. Kriptografi sayesinde yaratılan en büyük son ürün, sayısal bir para birimi.

Buraya kadar Kriptografiyi anlatmaya çalıştık. Peki gel gelelim ikinci soruya

Punk Nedir?

Öncelike Punk ölmedi (Punk is not dead), Punkçular da ölmedi (Punk’s not dead)

Punk tekil kelime anlamıyla “Değersiz, Serseri” anlamlarına gelen bir kelime. Türk Dil Kurumu sözlüğünde karşılığı yok. Aslında sadece bu anlamlara da gelmez. Bknz engelli Vikipedimiz:

Vikisözlük’te punk ile ilgili tanım bulabilirsiniz.

Punk şu anlamlara gelebilir:

Punk’un esas anlama büründüğü şey ideolojisi. Meraklısı yukarıdaki bağlantılardan ve Google’dan Youtube’dan konuyla haşır neşir olabilir.

“D. I. Y. – Kendin Yap” kültürü Punkla ilgili bilmediğim ve ilgimi çeken bir alt başlık oldu. Buna da bir ara eğilelim. Çünkü şu an ülkemizde de birçok insanın yavaş yavaş başvurduğu bir üretim biçimi olmaya başladı. Mesela butik bira… 

Asi, başınabuyruk ve anarşist bir kimliği hayal edelim ve devam edelim.

ŞifrePunklar Kimdir?

Şifrepunk (Cpherpunk) ile Siberpunk (Cyberpunk) farklı iki kavramdır, kelime olarak benzer görülse de karıştırılmaması gerekir. Şifrepunklar kod yazan gerçek insanlardır ve günümüzde yaşarlar, Siberpunk ise bir bilim-kurgu türüdür, yakın gelecekte geçer ve sibernetik şeyler, insan makine düzeni, dünyayı yöneten ağlar ve ağalar gibi konuları işler.

Şifrepunklar 80’li yıllardan sonra ortaya çıkan bir grup. Kriptografi ile bireyleri devletlerin gözetiminden ve şirketlerin çıkarlarından korumaya kendilerini adamış insanlar. Şöyle bir düşününce gerçekten çok ileri görüşlü insanlar. 2020’ye merdiven dayadığımız şu günlerde tam olarak hem devletler tarafından izlenen hem de şirketlerce hal ve davranışları gözlenen bireyler haline geldik. Bunu 40 yıl önce görüp bu konuda eyleme geçen bu insanlar gerçekten tebrikten fazlasını hak ediyor.

İlk Şifrepunkar kimdir?: https://cryptoanarchy.wiki/people-and-organisations/early-cypherpunks
ve ŞifrePunk hakkında detaylı bilgi istiyorsanız henüz Türkçeye çevrilmemiş şu Cypherpunk Wikipedia maddesi iş görür.

Wired dergisinin Şifrepunk konulu sayısı, 1993
İlgili sayının yazısı: Crypto Rebels: https://www.wired.com/1993/02/crypto-rebels/

Ara Bölüm – Nereden esti bu Şifrepunk merakı?

Aslında benim de konuyla tanışmam Bitcoin sayesinde oldu. Yazılımcı veya Kriptografi uzmanı değilim, bugüne kadar da Şifrepunkları duymamam normal. Bitcoin belgeselini izlerken Şifrepunlara atıf yapılması ve Bitcoin’in yaratıcıları olduğu iddia edilen Hal Finney, Nick Szabo ve diğerlerinin ilk Şifrepunkardan oluşu ilgimi çekmişti. Öte yandan günümüzdeki internet ve kişisel mahremiyet durumları…

Mahremiyetimiz, anonim olma hakkı, izlenmemek, şirketlere meta olmamak ve en önemlisi internet kişiliğimiz ve bu özgürlüğümüz gibi konuları düşünürken bu arkadaşlara merakım iyice arttı.

Biraz eski kafa düşünmeyi sevdiğimden bu akımın illa ki bir manifestosu vardır diye düşündüm ve konunun özüne kısayoldan inmeye karar verdim. Bulduğum manifestolar:  Hughes, Eric (1993), A Cypherpunk’s Manifesto ve Timothy C. May (1992), The Crypto Anarchist Manifesto. Bu manifestolar henüz Türkçeye çevrilmemiş.

Doğrusunu söylemek gerekirse ilk araştırmamda Eric Hughes Bey’in manifestosuna rastladığım için onu çevirmeye başladım.

Eric Hughes, Şifrepunk’un kurucularından ve “Bir Şifrepunk’un Manifestosu” yazarı

Ben bu Şifrepunk kültürünün ilerleyen dönemlerde çok ama çok ihtiyacımız olacak bir temel zemin olacağını düşünüyorum. Bitcoin’in varlığıyla -her ne kadar çoğu kişi Bitcoin’i salt bir yatırım aracı olarak görse de- esasen varlığının amacı bireylerin özgürlüğünü sağlamak olan bir sayısal paradır. Bitcoin bu manifestonun asli bir parçasıdır. Kendisinden önceki sayısal para denemelerinin mirası üzerinde yükselerek manifestodaki yeri doldurmaktadır.

Neyse çok uzatmayalım, Karl Marx ve Fredrich Engels’in Komünist Manifestosuna 40 sayfa önsöz yazanlar gibi hissettim kendimi. Bırakayım da Erich Hughes bu manifesto ile Şifrepunk’ı anlatsın. (Timothy May’in bu manifestodan 1 yıl önce yazdığı “Kripto Anarşist Manifesto” ise bir sonraki yazıya kalsın)


Bir Şifrepunk’un Manifestosu

Elektronik çağda açık bir toplum için mahremiyet gereklidir. Mahremiyet gizlilik değildir. Özel bir konu, bir insanın tüm dünyanın bilmesini istemediği bir şeydir, fakat gizli bir konu, bir insanın hiç kimsenin bilmesini istemediği bir şeydir. Mahremiyet, kendini seçici olarak dünyaya ifşa etme gücüdür.

Eğer iki tarafın bir tür anlaşmaları varsa, o zaman her birinde bu etkileşimlerinin bir anısı vardır. Her parti kendi anısı hakkında konuşabilir; kim bunu nasıl önleyebilir? Buna karşı yasalar çıkarılabilir, ancak konuşma özgürlüğü, mahremiyetten bile öte, açık bir toplum için esastır; hiç bir konuşmayı sınırlamak istemiyoruz. Birçok taraf aynı toplantıda birlikte konuşursa, her biri diğerleriyle konuşabilir ve bireyler ve diğer taraflar hakkındaki bilgileri birlikte toplayabilir. Elektronik iletişimin gücü böyle bir grup konuşmasını mümkün kıldı ve sadece istediğimiz için ortadan kalkmayacak.

Mahremiyet istediğimizden, bir işlemin iki tarafının da sadece o işlem için doğrudan gerekli bilgiye sahip olduğundan emin olmalıyız. Herhangi bir bilgiden söz edilebildiğinden, açığa çıkan bilginin olabildiğince az olmasını sağlamalıyız. Çoğu durumda kişisel kimlik bilgilerinin belirginliği yoktur. Bir mağazada dergi satın aldığım ve kasiyere para verdiğimde kim olduğumu bilmesine gerek yoktur. Elektronik posta sağlayıcımdan mesaj göndermesini ve almasını istediğimde, sağlayıcımın kime konuştuğumu ya da ne söylediğimi ya da başkalarının bana ne söylediğini bilmesi gerekmiyor; sağlayıcımın yalnızca mesajı oraya nasıl ulaştıracağını ve ücretler için ne kadar borçlu olduğumu bilmesi gerekiyor. Kimliğim işlemin altındaki mekanizma tarafından ortaya çıkarıldığında mahremiyetim yoktur. Bu durumda kendimi seçici bir şekilde ifşa edemiyorum; Kendimi daima açığa çıkarmak durumundayım.

Bu nedenle, açık bir toplumda mahremiyet, anonim işlem sistemleri gerektirir. Şimdiye kadar, nakit (para) bu tür birincil sistem olmuştur. Anonim bir işlem sistemi gizli bir işlem sistemi değildir. Anonim bir sistem, bireylere, istendiğinde ve sadece istendiğinde kimliklerini açıklamalarını sağlar; bu mahremiyetin özüdür.

Açık bir toplumda mahremiyet aynı zamanda kriptografi gerektirir. Eğer bir şey söylersem, sadece niyetlendiğim kişiler tarafından duyulmasını isterim. Konuşmamın içeriği tüm dünyaya açıksa mahremiyetim yoktur. Şifrelemek mahremiyet arzusunu göstermekte ve zayıf kriptografiyle şifrelemek mahremiyet arzusunun fazla olmadığını göstermektedir.. Ayrıca, varsayılan kimliğin anonim olduğu durumlarda kimliğini güvence ile ortaya çıkarmak kriptografik imzayı gerektirir.

Devletlerin, şirketlerin veya diğer büyük, meçhul kuruluşların bize kendi çıkarları dışında mahremiyet vermelerini bekleyemeyiz. Bizim hakkımızda konuşmaları onların lehinedir, ve biz onların konuşmalarını beklemeliyiz Konuşmalarını engellemeye çalışmak, bilginin gerçeklerine karşı mücadele etmektir. Bilgi sadece özgür olmak istemiyor, özgür kalmak istiyor. Bilgi mevcut depolama alanını doldurmak için genişler. Bilgi Söylenti’nin daha genç, daha güçlü kuzenidir; Bilgi çok hızlıdır, daha fazla göze sahiptir, daha fazla şey bilir ve Söylentiden daha az anlar.

Eğer mahremiyet sahibi olmayı bekliyorsak kendi mahremiyetimizi savunmalıyız. Bir araya gelmeli ve adsız işlemlerin gerçekleşmesine izin veren sistemler oluşturmalıyız. İnsanlar yüzyıllarca kendi mahremiyetini fısıltılar, karanlık, zarflar, kapalı kapılar, gizli el sıkışmaları ve kuryeler ile savunuyorlar. Geçmişin teknolojisi güçlü mahremiyete izin vermedi ancak elektronik teknolojiler bunu sağlıyor.

Biz Şifrepunklar, kendimizi anonim sistemler kurmaya adamış bulunuyoruz. Mahremiyetimizi şifreleme, anonim posta iletme sistemleri, dijital imzalar ve elektronik para ile savunuyoruz.

Şifrepunklar kod yazar. Birinin mahremiyeti savunmak için yazılım kodlaması gerektiğini biliyoruz ve hepimiz bunu yapmadıkça mahremiyet sahibi olamayacağız, biz bu kodu yazacağız. Kodumuzu yayınladık, böylece Şifrepunk dostlarımız pratik yapabilir ve onunla oynayabilir. Kodumuz özgürdür ve dünyadaki herkesin kullanım içindir. Yazılımımızı onaylamazsanız bunu fazla önemsemeyiz. Yazılımın imha edilemeyeceğini ve yaygın şekilde dağıtılmış bir sistemin kapatılamayacağını biliyoruz.

Şifrepunklar şifrelemeyle ilgili düzenlemeleri geçersiz kılar, çünkü şifreleme temelde özel bir eylemdir. Aslında şifreleme eylemi, bilgiyi kamusal alandan kaldırır. Kriptografiye karşı yasalar bile ancak bir ülkenin sınırına ve şiddetinin koluna kadar uzanabilir. Kriptografi, kaçınılmaz olarak tüm dünyaya yayılacak ve bu onu mümkün kılan anonim işlem sistemleri ile birlikte olacak.

Mahremiyetin yaygınlaşması için sosyal bir sözleşmenin parçası olması gerekir. İnsanlar gelip ortak yarar için birlikte bu sistemleri kurmalılardır.

Mahremiyet sadece kişinin toplumdaki arkadaşlarıyla işbirliği varsa bu kadar genişler. Biz Şifrepunklar, ilginizi ve sorularınızı bekliyoruz ve sizinle etkileşim kurmayı bekliyoruz bu sayede kendimizi kandırmamış olacağız. Ancak, bazıları bizim hedeflerimizle aynı fikirde değil diye rotamızın dışına çıkamayacağız.

Şifrepunklar, ağların mahremiyet için güvenli hale getirmek için aktif olarak görev yapmaktadır. Birlikte bunu hızlıca gerçekleştirelim.

İleriye.
Eric Hughes hughes@soda.berkeley.edu
9 Mart 1993
Kaynak: activism.net/cypherpunk/


Doğrusu çok zor bir metindi. Özellikle konuya hakim olmayan birisi iin bu tür çeviriler yapmak zorlayıcı oluyor fakat buna rağmen öğretici yanı ise işin tadını veriyor. Ben de bu sayede pek çok şey öğrenmiş oldum. Dediğim gibi konuya çok hakim olmadığım ve aslında çevirirken öğrendiğim bu konuda bir eksik, yanlış veya hatalı çıkarımım olduysa lütfen yorum yazmaktan çekinmeyin. Çeviriyle ilgili ise belge açık olarak Google Docs üzerinde, hatalı veya eksik gördüğünüz yerlere yorum yazabilirsiniz, çeviriyi ona göre düzeltirim. Buyrun belgenin bağlantısı: https://docs.google.com/document/d/1iEyv_EDL_pXJjn9rSM1y_OqljKS_WK3FRkrTH6wkcjs/edit?usp=sharing

Gelelim öze, bu manifesto sizde bir kaç düşünce uyandırdı mı? Mahremiyet kaygınız var mı yoksa internete girişte TC Kimlik Numarası ile girişin zorunlu kılınması gerektiğini mi düşünüyorsunuz? 

Mutlu günler.