Kategoriler
Genel

İşsizlik ve Altına Hücum !

Altına Hücum
Altına Hücum

Bundan birkaç gün önce Hürriyet Gazetesi internet sitesinde kısa bir haber okumuştum;  bu haber Rusya’da işsiz kalanlara yönelik yeni bir uygulamadan bahsediyordu, haber kısa olduğu için aynen alıntılıyorum ;

Rusya’da işsiz kalan Sibirya’da altın arayacak

Nerdun HACIOÄžLU

Rusya’da giderek derinleşen krizin etkisiyle artan işsizliğe Kremlin yönetimi ilginç çözüm formülü geliştirmeye başladı.

Devlet Başkanı Dmitriy Medvedev, Başbakan Vladimir Putin hükümetine özel talimat vererek, işsiz kalan vatandaşa ferdi değerli maden arama sertifikası çıkartılmasını istedi. Medvedev’in bireysel değerli maden arama sertifikası, tıpkı 1850 yıllarında Amerika’daki “Altın salgını” modelini kopyalamış oluyor. Krizin reel sektörü en ciddi etkilediği Rusya ağır sanayi tesislerinin bulunduğu Magadan bölgesinde uygulanmaya başlayacak ferdi altın arama sertifikası fabrikalardan çıkarılan binlerce işçinin yeni uğraşı haline gelmesi hedefleniyor.

Bu haberi okuyunca acaba Tezim olan “Yoksullukla Mücadele” konusunda bir düşünce çıkarabilir miyim diye düşündüm, altına hücum gibi olmasa da işsizler için çeşitli işler üzerinde girişim yapabilmeleri için  “Ferdi Ruhsatlar” konusu küçük de olsa katkı sağlayacak bir düşünce temeli gibi duruyor.Kısaca açarsak bu girişimcilere ruhsat edinmede kolaylık, işini kaybetmiş kişilerde çeşitli vergi muafiyetleri gibi bireysel girişimi canlandırmayı destekleyici bir uygulama olarak üzerinde durulması gereken bir konu diye düşünmekteyim. En ekonomiye katkısı en  basitinden kahvede okeye dönmekten daha fazla olacaktır…

Bugün işsizlik rakamları açıklandı :
Aralık 2008 Sonu itibarı ile işsizlik %13,6, işsiz sayısı 3 milyon 274 bin kişi !

Elbette bunlar resmi rakamlar, gerçek rakamların çok daha yüksek olduğunu biliyoruz. İşsizliğin tanımındaki  iş bulma ümidini yitirmiş kişiler işgücüne[işsizler arasına] dahil edilmemekte, o halde kahvede ümitsizce okeye dönen insanlar zaten işsiz değil(!)… TUİK anketleri kentsel/ kırsal işsizlik kavramları  ve eleştiriler daha geniş ve başka bir tartışma konusu…

Rusya’daki bu haberden sorna “Altına Hücum” (Gold Rush) konusunda biraz araştırma yaptım, Idaho Eyalet Universitesinde yayımlanmış çok kısa bir özet okudum ve sizinle paylaşmak istiyorum.

Kazara Bir Keşif :

Altın ilk olarak genişleyen tarım imparatorluğu için bir kereste fabrikası inşa etmek için  için rençper John SUTTER”ı işe alan James MARSHALL tarafından keşfedildi.Marshall kereste fabrikası için kereste doğrarken Amerikan Nehri suyunda birkaç altın parçası farkedetti ve bundan Sutter’a bahsetti. ne Marshall ne de Sutter bu olaydan kimseye bahsedip ellerindeki bu fırsatı kaçırmak istemediler, ve aralarında bu sırrı gizli tutacaklarına dair bir anlaşma imzaladılar.
Fakat birkaç ay içerisinde bu olay duyuldu ve yayıldı.1849 yılına gelindiğinde on binlerce genç erkek evlerinden ayrılarak bu hazinenin kendilere düşen payını almak için Kaliforniya’ya akın ettiler. Bazıları uzak mesafelerden yaya yolculuk Oregon-Kaliforniya parkurunu oluşturdular, güneyden gelenler ise buharlı gemiler ile Kaliforniya’ya ulaştılar. Yolculuk çok uzun ve sıkıntılıydı, birçok insan sıtma kolera gibi bulaşıcı hastalıklara yakalandı…

Altın arayanlara 49’lular denilmesinin temelinde bu insanların birçoğunun evlerini 1849 yılında terk etmeleri yatmaktadır, ve bu 49’luluk Amerikan tarihinde önemli bir yere sahip bir sıfat durumundadır(Oh My Darling Clementine gibi kültürel yansımaları), diğer bir önemli husus ise 49’lular sadece Amerikada yaşayan insanlar değildi dünyanın birçok yerinden farklı milletlerden insanlar altına hücum için Kaliforniya’ya gelmişlerdi.Altına hücum bir dünya olayı haline gelmişti ve altının cazibesinin etkilediği ülkeler arasında Meksika,Çin,Almanya,Fransa,Türkiye(!)(Osmanlı) gibi ülkeler bulunmaktaydı.

Yüksek Riskli Girişimcilik

Altına hücumda en başarılı girişimcilerden bazıları altından hiç nasiplenemediler, fakat altın arayanlara gerekli malzeme ve hizmetleri tedarik ederek zengin oldular. Örneğin Levi Strauss kuru gıda işine ,Philip Armour et madenciler için et marketi işlerine girdiler, Henry Wells ve William Fargo da madencilere güvenilir bankacılık hizmeti verebilmek için Wells& Fargo Co. şirketini kurdular.
Kadınların altına hücumda çok önemli yerleri ve etkileri olmuştu fakat katkıları ise günümüzde hala yeterince kavranamamıştır. O günlerde sayıları az olan kadınlar yeteneklerini ve ihtiyaçları fark edip girişimlerde bulunmaya başladılar. Bazı otoritelere göre bu tarihte ilk kadın hareketlerinin başlangıcı sayılabilir.

Altına hücüm mevcut bir takım nedenlerden ötürü önemlidir. Öncelikle, altın dünyanın birçok yerinden insanları Kaliforniya’ya getirdi, ve bölgenin bugünkü çok kültürlü yapısının çekirdeğini oluşturdu. İkinci olarak Kaliforniya’nın ve batı Bölgelerinin Amerikanın bir parçası olduğu e diğer batı bölgelerinin de Birleşik eyaletlerin bir parçası olacağını gösterdi. Son olarak altına hücumun uyandırdığı Yüksek Riskli Girişimcilik kavramı bugünkü Amerikan Kapitalist Toplumunun temel düşüncesini oluşturdu.
24 Ocak 1998 tarihinde, Birleşik Devletler altın acele ve 150. yıl dönümünü kutlayacak
*
*Orjinal Metin : http://www.isu.edu/~trinmich/prback.html

Yukarıdaki yazdığı gibi altına hücumda en çok kazananlar altın maceraperestleri değil yüksek riskli girişim yapan maceraperster olduğu hiç şüphesiz, altın avcılarının birçoğu altın bulamadı, çoğu elleri boş bu maceradan vazgeçip Kaliforniya’ya yerleştiler, fakat unutmamak gerekir ki bazıları  diğerlerinden daha  şanslıydı ve küçük bir servet kazanabildiler.

Diğer bir husus ise  yazıda geçen altın Avcısı Türkler, bunlar ile ilgili bir araştırma yapmadım fakat illa ki yapılmış bişeyler vardır, belki bazılarımızın büyük dedeleri birer  altın avcısıydı, kim bilir belki de bazılarımızın Kaliforniya’da milyarder akrabaları olabilir 🙂

Gelelim esas soruya acaba biz 2009 yılında Türkiye’de nelere hücum edebiliriz ? Bu konudaki fikirlerinizi paylaşırsanız çok sevinirim.
Mutlu Günler

Kaynaklar :
http://en.wikipedia.org/wiki/California_Gold_Rush

http://www.isu.edu/~trinmich/prback.html

Kategoriler
Ekonomi Politik

Geçmişe Dönüş…

Rus askeri tatbikatı

Soğuk savaş her an patlak verebilir diye düşünürken ve taslak bir yazı yazmışken yayınlamakta geç kalmam üzerine sıfırdan yazmak durumundayım :
Rusya Federasyonu ve Batılı Devletler arasında “Soğuk Savaş” resmen başlamıştır.

Bu soğuk savaş, SSCB-ABD arasındaki soğuk savaştan farklı temellere dayanmakta ve hamleler dengeden öteye meydan okumaya yönelik durumdadır.

Geçmişe dönüp baktığımızda klişe iki kutuplu dünya, üçüncü dünya sınıflandırmasının kaynağı olan dünyaya fikri ve ekonomik hâkim olma mücadelesi kağıt üzerindeki soğuk savaş nedeni durumunda. Komünizm ve Kapitalizm, gücün dünya üzerinde hakimiyet kurması için gücün ihtiyaç duyduğu modeller olarak kağıt üzerinde fikri taraflar olarak yer almıştır. Tabi ki bu soğuk savaş sırasında uygulanan politikanın çıkarına uygun roldür, bu düşünce sistemlerinin temeli ve nihai amaçlarından bahsetmiyorum.

Dünya üzerindeki hakimiyet mücadelesini sona erdiren SSCB’nin dağılması ve Irak’ın işgalinde kesin olarak ispatlanan dünya üzerindeki Amerikan hakimiyeti, yine yeni dünya düzeninde enerjiye aç bir tüketim canavarı olarak yeni “Nemesis*”i Rusya Federasyonunu yarattı.

Öncelikle şunu kavramak gerekiyor. Bu yeni savaşta tarafların en azından Rusya’nın dünyaya hakimiyet isteği bir neden değil, bu soğuk savaşta Rusya’nın başlangıç noktası:  Rusya ve çıkarları…  Bu sefer Rusya’nın düşmanı ABD ve güdümündeki NATO değil; Rusya’nın çıkarları karşısında olan herkes !

Geniş bir coğrafyaya yayılan bu çıkar alanı, küresel enerji ve doğal kaynaklar pazarı ile bütün dünya ekonomisini de içine almakta. Spekülatif durumlarda fiyatı artan petrol ve türevleri gergin zamanlarda artmaya devam edecek ve Rusya daha da zengin olacaktır, bu zenginliği gerginliği yani yeni Soğuk Savaşı devam ettirmek için askeri harcamalarda kullanıp tam anlamıyla silahlanma, “Gear Up” denilen Askeri Vitesi büyüterek bölgesel çıkarları için korkutucu askeri gücünü kullanacaktır. Bu güç kullanma yeni gerilim,yeni gelir ve yeni güç döngüsünde Rusya’yı daha ileriye taşıyacaktır.

Şu anda Amerikan veya NATO müdahalesi kadar uzak olan tek bir şey görünüyor “Uzlaşma”.  Çarlık rejimi türevi kukla,kuklacı idaresinde ekonomik gücü devlet tarafından yönlendirilen ülke patronu zenginlerin elinde kurulu bu düzen gücünü bir ideolojiden değil kapitalizmin temeli olan paradan almakta. Teknik olarak Rusya’ya ekonomik bir yaptırım mümkün görünmüyor, sonuçları dünya pazarını yerle bir edebilecek kadar kötü böyle bir yaptırım tehdidi ise Türkiye’yi ekonomik bir krize sokacak kadar keskin olabilir.Ekonomik pokerde Rusya’nın eli gerçekten çok güçlü.

Askeri olarak 90’ların başında batan geminin mallarını olan askeri mühimmat ve ağır silahların (tank,top vs)

ton usulü Rus  komutanlar tarafından gizlice satıldığı, geride kalanların fiziki ömürlerini doldurduğu ve hatta kullanılabilir olan silahların eski nesil olduğunu bilen dünya Rusya’yı zayıf görmekte haklı idi. S.T.A.R.T anlaşması ve nükleer silahsızlanma dünyayı kıyamet senaryolarından uzaklaştırırken,en azından öyle görülürken Amerika’nın “Füze Kalkanı” projesi bir gökyüzü ittifakı olmak yerine nükleer kıyamet tehdidinin tetikleyicisi oldu.Eski depolar açıldı ve ardından Rusya kendi kaynakları ile zorlanmadan benzer bir sistem geliştirdi. Hali hazırda binlerce füzeye sahip olan Rusya, bu yeni zenginliğiyle elde ettiği askeri güç ile Gürcistan’a karşı yaptığı saldırıda kara ordusunun da modern şartlara uygun olduğunu hızlı ve acımasızca gösterdi. Rusya kasti olarak aşırı güç kullanarak, savaş alanı dışındaki saldırıları ile, tarihte dedelerimin yaşadığı Rus askeri vahşetini tipik Rus intikamı olarak dünyaya ve diğer eski Sovyet Cumhuriyetlerini iftiharla göstermiş bulundu.

Amerika’nın güçlü Gürcistan projesi, Rus tahriklerine kapılarak suya düşmüş ve bölgedeki Gürcü varlığı temelinden sarsılmış durumda bulunuyor.

Enteresan durum ise : Dünyayı yakıp yıkan G.Bush ve ekibinin Soğuk Savaş tecrübelerinin olmayışı ve aciz durumda olayları izlemeleridir. Azrail ile karşılaştırılan Rice,  I.Soğuk savaşın ardından geçen dönemdeki rafa kalkmış doktrinler ve siyasi hamlelerden habersiz ve duruma olabildiğince uzak kalmıştır. Dünyanın en güçlü hava kuvvetine sahip bir ülke, Gürcistan’a desteğini bugünlerde 2-3 gemiyi boğazlardan Ali Cengiz oyunları ile geçirmek yerine Rus saldırısının ilk günü Tiflis havaalanına dev kargo uçaklarını indirerek gösterebilirdi. Bu veya bunun gibi basit yöntemlerle en azından Rusya şimdiki kadar cesurca hareket edemezdi.

Şu anda herkesin gördüğü, Afganistan ve Irak’la oynayan insanların korktuğu, dünyaya mutlak güç olarak propaganda yapılmasında bu ülkelerin korkaklara malzeme olduğudur. Demek ki süper güç, dişini geçirebildiğine süper güç olmak durumundaymış.

Askeri ve ekonomik olarak masaya yatırdığımızda Amerika’nın mutlak üstünlüğü bulunmakta ve bu tartışılmayacak kadar açık. Fakat eli güçlü olan taraf ise Rusya.

Rusya ve çıkarları karşısında olanların arasındaki bu yeni “Soğuk Savaşın” kısa ve orta dönemdeki galibi bugünden Rusya’dır.

Amerikanın korkusunu belli etmesi ile Rusya cesaret toplamış ve gözünü bölgesindeki eski uydularına dikmiştir, sıradaki eski Sovyet Cumhuriyetleri fiziki olarak olmasa da görünmez olarak Rusya güdümüne girmeye zorlanmaya başlanacaktır. Bu görülür bir gerçek ve sıradaki büyük gerilimin adresi ise: Ukrayna’dır. Eski cumhuriyetlerden Rusya’ya karşı olan en güçlüsü olan Ukrayna, askeri olarak daha güçlü ve yüzünü batıya dönmüş durumdadır. Bu tehlike üzerine de zaten NATO’YA acil üyelik talebini yinelemiştir. Rusya’nın Sivastopol limanını kullanım hakkı su üzerinde görülen gerilim sebebi iken geçmişten gelen güdümden çıkma arzusu esas nedendir. Kötü senaryoda I.Dünya savaşında boğaza sığınan Alman gemilerinin bombaladığı Sivastopol, tekrar bu sefer NATO gemilerince bombalanıp yeni dünya savaşını çıkarması olabilir. Bu olmayacak bir durum değildir, gerilimin kaynağı olan yerde Rusya’ya verilecek en sert askeri yanıt, bir haddini bildirme olarak masaya yatırılan onlarca senaryodan biri olabilir.

Senaryolara fazla inmeden özetlersek, bu bir soğuk savaştır ve bütün dünyanın gözü önünde hamleler yapılmaya başlanmıştır. Umarım daha kötüye gitmez ve barış ortamı yeniden sağlanır. Kafamdaki soru ise bu küresel ekonomik durgunlukta böyle bir Soğuk Savaş ortamı acaba taraflara müşterek bir çıkar mı sağlamakta?

*Nemesis: Can Düşmanı, daimi en büyük düşman.2- http://tr.wikipedia.org/wiki/Nemesis