Bugün işçi bayramı, bu konudaki kalıplaşmış düşünceye uygun biçimde sendikalı bir işçi olarak bu bayramı kutlama hakkım var hem de işçi olmayan ve bu bayramı kutlayan herkes kadar, onlardan 1 nebze fazla değil en çok onlar kadar. Kutlu olsun.
Yaklaşık birbuçuk yıl sonra yeniden İstanbul’a gezmeye geldik. Yaklaşık 13 yılımın geçtiği Kadıköy dışında özlediğim yerleri Taksim’in eski hali, Beyazıt’tan Sirkeci’ye kadarki yürüyüş yolum. Üniversite için gelip 13 yıl yaşadığım, evlenip çocuk sahibi olduğum güzel Kadıköy… Çok süslenmiş, neşelenmiş, iyice kalabalık olmuş… Turist olarak gezmek ne ala… Özlemişim.
5 yıl yaşadığım Moda… Başka bir köşe… Sahilinden akşam tarihi yarımadayı görmek ve iki yudum içmek burnunuzun dibindeki erişilebilir en büyük keyiflerden biriymiş.
Gezerken ilk dakikadan başladı anılar ve çağrışımları. Yaşlanmak, geçmişe özlem ve geçmişin sadece iyi anlarını hafızada korumak romantizmi iyice artırıyor.
Ama Kadıköy’ün hatırası diğer yerlerden farklı. İnsanın mekanla bağ kurmasında en önemli etkenlerden biri “Kültür”. Muvakkithane diye sokağı olan bir çarşıdan bahsediyoruz. Bilenler bilir… Bu kültürün verdiği yaşıyor olma hissi güzel.
Son olarak İzmir İstanbul otoyolu ve Osmangazi köprüsü çok pahalı. İzmir Akhisar aradı 38 TL + Bursa – Osmangazi köprüsü aradı 136 TL… Balıkesir bölümü inşaat halinde, onu da eklersek tahmini 250 TL gibi bir fiyat olacak ve çok yüksek… Değişmeli.
(Cep telefonundan yazıldı)
Mutlu günler.